Günaydın Selami abi (SY)

Bölüm 19

Not: Uzun zaman ara verdim, bir ay gibi. Fakat Selami'yi yazmak önceliklerim arasında yok. Çünkü kurgusu olmayan, deneme türü bir hikaye. Kendi saçmalıklarımı sizinle paylaşıyorum. Düzenli aralıklarla geleceğinin garantisini veremem. Fakat yazmak için istek buldukça eklemeye çalışacağım. İlk yüze girdiğini görmek isterdim. Oylarınızla bunu sağlayabilirseniz çok mutlu olurum. Hem belki Selami'ye gerzek demekten vazgeçerim. Şaka şaka vazgeçmem. Okuduğunuz için teşekkürler.

"Günaydın Selami."

"Hani abi demek yok mu?"

"Kitabın konsepti gereği günaydın dedik diye abartma istersen Selami."

"Neyse tamam, bugün yine solundan kalmışsın yazar belli oldu."

"Sağım öldürür, solum süründürür. Kes muhabbeti de işimize bakalım. Sana bugün özel bir görev vereceğim."

"Mahallenin nalburunun nasıl özel bir görevi olabilir ki? Çivi kaçakçılarını mı yakalayacağım, yoksa boyalara su katanları mı?"

"Ya bir sus da anlatayım Selami. Mahalle karılarını geçtin. Geçen bölümde biri bana pulsuz zarflar bırakmıştı. Onu bırakan sahte postacının peşine düşeceksin."

"Ha bir nevi James Bond 007 olayı yani. Tanışırken ne diyeceğim? Ben Ami. Sel Ami."

"Bırak geyiği Selami. Sen 0007 olacaksın. Üç sıfırlı ajan olacağın için sana güldürme yetkisi veriyorum."

"Hocam o öldürme yetkisi değil miydi? Bir sıfırı fazla koymuşsun."

"Mizah kitabında öldürme yetkisi olur mu? Güldürme yetkisi olacak. Ayrıca o fazla dediğin sıfır beni telif haklarından koruyacak. Matematikte öğrenmedin mi soldaki sıfırın değeri yoktu diye."

"Anladım. Sanırım. Ya da jeton düşmek üzere. Az kaldı. Ihhh. Düştü. Tamam, ben gizli ajanım ve sana posta koyanları bulacağım."

"Ah benim gerzeğim, posta koyanları değil sahte posta bırakanları bulacaksın."

"Neyse ikisi de aynı şeyin laciverti. Bond filmlerindeki gibi gizli alet edevatım olacak mı?"

"Olmaz mı? Bak bu tükenmez kalemin, bu rujun, bu da düdüğün."

"Vay canına, bunların gizli özelliklerini merak ettim yazar. Mesela tükenmez kalemden gizli bir mermi filan çıkıyor olabilir. Düdük çalınca karşındakini hipnotize ediyordur. Bir tek ruju anlamadım. Ne alaka?"

"Tükenmez kalem yazı yazman için, ruj tükenmez kalemin tükenirse cama yazı yazman için. Düdükte parayı verdiğin için."

"Ne parası?"

"Hani parayı veren düdüğü çalar ya. Yok şakaydı. Düdük sıkışınca yardım çağırman için."

"Sen iyice işi dalgaya sardın yazar. Adam gibi aletler olmadan beni ölümün kucağına gönderiyorsun."

"Ne ölümü Selami abartma. Sahte postacı sana en fazla ne yapabilir? Üstelik pulu bile yok."

"Serap'ın bundan haberi var mı? Sonra o bana posta koymasın."

"Sen söylemezsen bilmez. Daha şimdiden kılıbık olmuşun light Selami."

Tam o ara kapı çaldı. Benim evin kapısı yani. Kapıyı açtığımda kimse yoktu ama yine pulsuz bir zarf vardı. Neyse ki bu seferki Türkçe yazılmıştı.

Özeti şuydu: "Sayın Shoanleer, Mint Prodüksiyonun dizisindeki Light Selami ismini kullandığınız için telif haklarına muhalefet suçlamasıyla aleyhinizde dava açılacaktır."