Chapter 5 'Chilling with ill Harry'

1.7K 117 41
                                    

Sanırım iyi kötü dolabımı yerleştirmiştim. Bir kaç adım arkaya atıp dolabımın nasıl göründüğüne baktım. Topluydu şimdilik,gerçi yarın dağılacaktı ama olsun. Annem olsaydı,eminim toplu olmamı isterdi. Gülümsedim kendi kendime. Harry hala arkamda oturuyor diye düşünüp arkamı dönmüştüm fakat o odada değildi. Herhalde ben o dudaklarımızın temasta olduğu andan sonra kendimi dolaba gömmüştüm ki gidişini bile farketmemiştim.

Tek kişilik bir yatak,komodin,küçük bir balkon ve Kıyafet dolabım vardi işte. Zaten bana yeterdi,fazlasına gerek yoktu.Yatağa oturdum ve telefonumu kilidini açtım saate bakmak için.Beşe geliyordu. Yastığıma baktım,beyaz bir kılıf geçirilmişti ama dağınık bir duruşu vardı. Elime alıp kokladım. İstemsizce dudaklarım yukarı kaymıştı. O kokuyordu. Yani,onu ilk kokladığım zamana kadar gitmiştim diyebilirim. O pubta onu kokladığım zaman da böyle kokuyordu.

Yastığı bir kenara bırakıp içeri gitmeye karar vermiştim. Mutfaktan bir kaç tabak sesi geldiğinde orda olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Arkası dönük bir şeylerle cebelleşiyordu. Elinin bu işe yatkın olmadığını düşünüyordum ama bu sefer tahminlerim bana kocaman bir yuh çekip 'tahminler kraliçesi' tacımı geri almıştı.

Size anlatmak istiyorum,arkadan tam olarak böyle görünüyordu;

Geniş omuzları siyah tişörtünde gerilmişti.Sırtına doğru üçgen hal alıp daralıyordu. Saçlarını küçük bir topuz yapmıştı. Kollarındaki gemi,deniz kızı dövmesi,kalp dövmesi,el sıkışan iki el,kurukafalı iskelet ve daha küçük olanlar.. hepsi göz önündeydi. Beline kadar incelerek gelen vücudunu mükemmel derecede düzgün olan bacakları tamamlıyordu. Güzel bir poposu vardı,bir erkeğe göre fazla güzel bir popo. Sütun gibi bacakları ve kocaman ayakları. İstemsizce kıkırdamıştım. Ve sanırım gerçekten bayıldığım bir yeri daha vardı; Elleri.

Elleri büyüktü,parmakları ince ve uzundu. Yüzükleri onları daha da mükemmel kılıyordu. Bir insan arkadan bile güzel görünebilir miydi? Evet. Peki önünü döndüğünde çok daha güzel ve büyüleyici görünebilir miydi? Double Evet. Birden onun sesiyle irkildim. Tanrım bu kadar dalmış olamazdım!?

"Heaven.Sana yemek hazırlayacak değilim.Kendi yemeğini kendin yapacaksın."

Bir kaç adım attım yanına doğru. Domates kesmişti ve yanında salam vardı. Dudağımı ısırdım.

"Ne zamandır gerçek bir yemek yemiyorsun?" Yüzüme bakmadan,sadece yaptığı işe odaklanarak konuşuyordu benimle.

"Gerçek yemekten kastının ne olduğuna göre değişir,peki sen ne zamandır benimle böyle konuşacak cüret ve cesareti buluyorsun?" Evet kötü bir adamdı,otoriterdi,katıydı. Ama iletişim kurmayacak mıydık yani?

"Birşey demedim ki" dedim yüzümü asarak. Belki birazda omuz silkmiş olabilirim.

"Bilmiyorum.Yemek yapmayı pek bilmem." dedi boğazından hırıltı ile. Elini tuttum ve domateslerin üzerinden çektim. Bi an bana bakmıştı.

"Tamam ben hallederi- Hey. Ellerin neden bu kadar buz gibi? Az önce de hırıltı ile konuştun. Hasta olacaksın sen?" Yüzüme yine anlamsız 'Umursamıyorum' bakışını fırlatacakken bu sefer ben 'Asıl ne dediğini ben umursamıyorum' bakışımı ona atmıştım. Durdu.

"Bilmiyorum Heaven,kansızımdır belki"

Elimi uzatıp alnına koydum. Tanrım alev gibi yanıyordu. Terlemişti de. Boynundan boncuk boncuk terler akıyordu. Kafamı iki yana salladım. "Sen hasta oluyorsun.Harry ilaç almalıyız yoksa ayağa kalkamazsın. Fena hasta olacaksın hemde."

-

"Harold! buraya gel oğlum lütfen uğraştırma bak beni. Hadi bak söz sana istediğin abur cuburu alacağım ama şu şurubunu iç benim yakışıklı prensim hadi."

Lustfulness  (Şehvet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin