YETİMHANE KIZI (TAMAMLANDI)

-20-

Sabah erkenden evden çıkarak okul işlemlerini halletmiştik. Burası özel bir okuldu. Okul müdürü hemen başlayabileceğimizi söylediği için bizde okulu biraz tanımak adına burada kalmıştık.

Egemen le aynı sınıftaydık. Bu beni biraz rahatlatmıştı. Müdürün odasından çıktıktan sonra yeni sınıfımıza, yani
12/B ye girmiştik. İçeride öğretmen vardı ve kendinden geçmiş bir şekilde ders anlattığı için bizi fark etmemişti. Sınıfta biraz göz gezdirdiğimde birkaç kişinin haricinde kimsenin ders dinlemediğini gördüm. Orta sıranın en arkasında oturan sarışın, renkli gözlü, ve bir o kadar da yakışıklı olan çocukla göz göze geldik. Tek kaşını havaya kaldırarak gülümsedi. Hemen başımı çevirdim.

- Oooo hocam. Bakın yeni arkadaşlar gelmiş.

Gelen sese doğru başımı çevirdiğimde az önceki çocuk olduğunu gördüm. Tahtayla meşgul olan öğretmen de bize döndü.

- Merhaba arkadaşlar. Ben matematik öğretmeni Eda Değirmenci. Boş bir yere geçebilirsiniz.

Dedi ve tekrar önüne döndü. Sınıfta çift kişilik boş olan tek yer az önceki sarı kafanın hemen önündeki sıraydı. Egemen le birlikte sıraya oturduk. Omuzumda bir el hissedince arkamı döndüm ve tek kaşımı kaldırarak " ne istiyorsun ? " dercesine gayet itici bir bakış attım.

- İstersen yanıma oturabilirsin. Seninle çok iyi anlaşırız.

Dedi ve o renkli gözleriyle çoğu kızın başını döndürebilecek bir bakış attı. Ben daha cevap vermeden Egemen arkasını döndü ve sarı kafanın hala omuzumda duran eline baktı.

- Ya o elini bir an önce çekersin...

Egemen sözünü bitirmeden sarı kafa " ya da " dedi. Egemen başını yukarı aşağı iki kez salladı ve alt dudağını dişlerinin arasına alarak gülümsedi

- Ya da ben bütün kemiklerinle birlikte o elini de kırar müsait bir yerine sokarım. Bilmem anlatabildim mi ?

- Aaa biraz paylaşımcı ol ama. Bu güzellikten biraz da biz yararlanalım dostum. Göz hakkı denen bişey var.

Egemen in sinirlendiğini gözlerinden anladım. Bu haddini bilmez, gerizekalı embesil, sarı kafa, dayak yemeden duramayacaktı anlaşılan. Egemen e fırsat vermeden omuzumdaki elini tuttum ve büktüm.

- Duyamadım canım, birşey mi
demiştin ?

Büktüğüm kolundan hiç acı hissetmediği belliydi.

- Sert kızları severim,

Dedi ve tekrar gülümsedi.

- O sert kız sana ne yapar biliyor musun ? O göz hakkı dediğin gözlerini oyar, sonra mikserden suyla birlikte geçirip sana içirir. Bence ayağını denk al ve kime bulaştığına bir daha bak.

Elini bıraktım ve onun gözlerine bakarak çantamdan çıkarttığım mendille ellerimi silerek onun üzerine attım. Ve gülümseyerek önüme döndüm. Kendime hayret etmiştim. Az önceki o cesaretli kız ben miydim ? Başımı Egemen e çevirdiğimde dudaklarındaki tebessümle şaşkın şaşkın beni izliyordu.

- Ne ?

Dedim kısık bir sesle.

- Sende ne cevherler varmış. Keşke bunu Izmir de o süt oğlana da yapsaydın.

- Süt oğlan ?

- Meriç tabiki.

- O bana gayet iyi niyetlerle yaklaştı.
Meriç iyi biri Egemen.