Kilo şavaşları...

35.1K 1.1K 189
                                    

Tartı bana bakıyordu bende tartıya. Ayağımı atıp çıkmaya cesaret edemiyordum bir türlü. Yıllardır denemediğim zayıflama ilacı kalmamıştı ama niye ise benim pek yüzümü güldürememişti bu güne kadar hiçbiri, ya da ben uygulamayı yanlış yapıyorum bilemiyorum. Tam bir haftadır   en son çare olarak aldığım  o salak mamayı yiyordum ve mutlaka işe yaramış olmalıydı. Hadi Gamze çık şu tartıya kızım! Gözlerimi kapatıp içimden dua ederek tartıya çıktım. Gözlerimi yavaş yavaş aralayarak kirpiklerimin arasından tartıya baktım usulca.Sanki öyle yapınca bana bir sürpriz olacak ve 5 kilo vermiş olacağım. Ne saçma değil mi?

"Yuh! 95 mi? Allah belanızı versin. Dünya kadar para verdim ben o salak mamaya. Yapmıyorum ulan diyet filan, beğenmezlerse beğenmesinler beni, evlenmem olur biter.Hiç umurumda değildi bu saatten sonra boğazımı düşünmeliydim artık. "Anne kahvaltı hazır mı?'' tartıdan inip bir haftadır aç kalan bedenimi doyurmaya mutfağa gitmiştim.

"Hani diyetteydin sen ?"

"Yok diyet filan, bir haftadır yemiyorum. Yine de bir bok olmuyor. Bir de gözümün önünde sucukları yiyorsunuz. Can boğazdan gelir anacım." Ocağın başında sucukları pişiriyordu annem. Elimi omuzuna atıp ona sarıldım. "Götüm yemedi desene. Zaten ben senden ümidimi kestim kızım. En sonunda 50 yaşında çocuklu bir adam alırsın. Ya da oturur kardeşinin çocuklarına bakarsın."

"Anne sinir edip durma beni. Geldiler de biz mi geri çevirdik." Masaya oturup bir haftanın acısını çıkartmaya başladım..

"Hep o şerefsiz Ahmet yüzünden, gençliğin güzelliğin gitti birde üzerine 40 kilo aldın."

"Of! Anne yine başlama. Ben onu Allaha havale ettim. Ne hali varsa görsün."

"Sana bir hikaye anlatacağım. Kulağını iyi aç. Köyün birinde bir oduncu, karısı ve oğlu yaşarmış. Oduncunun karısı köyden biri ile yatıyormuş. Oğlu bunu görüp babasına "Baba biri anamla yatıyor" demiş

"Yuh! Anne anlattığın hikayeye bak!"

"Sus kız! kesme lafımı dinle, babası demişki Allah onun belasını verir demiş. Bir böyle, iki böyle çocuk babasına her dedikçe, babası Allah onun belasını verir dermiş.

"Hikayenin sonu nere çıkacak çok merak ediyorum anne, birde benimle alakasını. Ee devam et." Sucuğu dürüme sarıp yiyordum. Birden annem elime vurdu. "Doldurma ağzını, miden benim kadar. Neyse, daha sonra çocuk dayanamamış gitmiş o köylüyü öldürmüş. Daha sonra babası adamın öldüğünü duyunca oğluna demiş ki ben sana demedim mi  Allah onun belasını verir diye? Oğlu da demiş ki Allah'a kalsaydı daha anamı çoook becerirdi. Adamı ben öldürdüm demiş. Buradan çıkartacağın ders ne biliyor musun kızım? Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a havale et. Sana otuz kere o çocuk piçin teki dedim ama aşktan gözün bir halt görmedi. Şimdi de Allah'a havale edip tembellik yapma. Bundan sonra kendi işini kendin hallet diyeceğim de, bu halle de sana kim bakar bilmiyorum. Yaşında geçti sayılır. Of of! nazar değdi benim güzel kızıma ben öyle diyorum."

Yemek boğazıma takılmış ve aşağıya inmiyordu. Annem bir yerde haklıydı. Aslında 20li yaşlardayken herkes benim süper bir evlilik yapacağımı düşünürdü ama ben o adinin okulu bitsin, askerliği bitsin, işini kursun derken dokuz sene beklemiştim. Sonrada sap gibi beni ortada koyup, iş yerinde tanıştığı biriyle evlenmişti.

"Neyse anne ben kalkıyorum. Geç kalmayayım işe, zaten supervisor ile aram iyi değil. Takmış bana, birde geç kaldın diye beynimi yemesin. Ayrıca o babama söyle bıktım otobüsle işe gitmekten. Araba istiyorum."

"İyide senin ehliyetin yok ki?"

"Var anne yıllar önce almıştım. Arabayı kapının önüne koysun ben kullanırım"

Kurbağa PrensessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin