PRISONER OF HISTORY.

1.5K 118 112
                                    

-Önceki Bölüm-

Louis arkasında dönen çocuğa baktı.Harry'e benziyordu.Kıvırcık saçları,ten rengi ve yumuşaklığı.Louis daha önce hiç biri için ona benzeyen bir erkeği çağırıp onu becermek istememişti.Çocuğun saçlarını Harry'nin saçlarını okşarcasına hayal edip onları ellerinin arasında süzülmesine izin verdi.

Ve hissettiğimiz şeyin sahte olması zordur.

Kalbim aşkını daha fazla inkar edemiyor.

Seni kimseyi özlemediğim gibi özleyeceğim.

Seni kimseyi sevmediğim gibi seveceğim.

-Şimdiki Bölüm-

"Bir ısırık daha al kuzu budum."

"Teşekkürler,oyuncak ayım."

Bu sahneyi çoğu insan oturup milyonlarca kez zevkle izleyebilse de Louis Tomlinson buna dayanabileceğini pek düşünmüyordu.

Hadi ama! Michael ve Luke'un restoranda birbirlerine yemek yedirdikleri sahne ne kadar kötü olabilirdi ki!

"Şimdi yediğim patatesleri kusacağım.
Siz iki ucubenin baş başayken hangi ağza alınmayacak sapkınlıklar yaptığınız umurumda değil ama bunu,Tanrı korkusu olan ahlaklı insanların -o da ben oluyorum- gözüne sokmak zorunda mısınız?" dedi Louis alayla.

"Bizdeki şey sende olmadığı için kıskanıyorsun." diye cevapladı Michael.

"Nedir o?"

"Aşk dolu ,olgun bir ilişki."

Louis Tomlinson sadece gözlerini devirip ,kahkaha attı.
Gerçekleri 2 saniye içinde sindirip kahkahayla geri püskürtebiliyordu.
Ondan fazla bir şey beklenemezdi zaten.

+++  +++  +++

HARRY'S POV

Nick sokakta kemanıyla harika sesler çıkartırken Sarah ve bende sokağın karşısındaki cafe'de birşeyler içiyor ve muhabbet ediyorduk.

''Peki...'' dedim  ''Ondan hoşlandın mı?'' Heyecanlıydım çünkü en yakın arkadaşımın sevgilimden hoşlanıp hoşlanmadığı birazdan öğrenecektim.

''Başarılı birine benziyor.Ve...Sevimli.'' diye yanıtladı.''Ayrıca senin için,Louis'den çok daha uygun biri.Louis'i sevmediğimden değil elbette ama-''

''Onun hakkında konuşmasak olmaz mı?Artık Nick ile beraberim.'' diye sözünü kestim.Ben geçmiş ve gelecek arasında bir seçim yapmıştım.Louis'i geçmişte bırakarak geleceği seçmiştim.

"Nasıl istersen."

"Geçen bana bir buket çiçek almış ve yatağın üzerine koymuş." anlattım sevinçle

"Ne kadar da romantik!" dedi Sarah iğneleyici ile alaycı tavrının karışımıyla.
Gözlerimi devirdim ve "Romantizm'den çok anlarsın ya." dedim ve gülerek devam ettim.

''Dün gece çatıda seviştik.Yıldızların altında...Bu Louis ile asla yapamayacağım bir şey.''

Nick'i seviyordum.Kulağıma daha önce hiç duymadığım sözcükleri fısıldadığı için...Ya da öpüşündeki samimiyeti ,sadece bana ait oluşunu.Beni özel ve tek hissettirdiği için...onu seviyordum.

Ama aşık değildim.

''Bilemiyorum.Louis ile birkaç ateşli gecenizden bahsettiğini hatırlıyorum.Seni çok sert becerdiği için ertesi gün bile onu içinde hissettiğini hatırlıyor musun?''

Sarah'ın bunu bana hatırlatmasına sinirlendiysem de onu terslemedim.
Neden bunu dediğinde gerilmiştim pek emin değilim.Galiba o anı ve hisleri hala hatırlıyor olduğumdandı.Ve asla unutmayacak olmamdandı.

SUNSHINE(Larry Stylinson)Where stories live. Discover now