Bölüm- 4

3.7K 251 44
                                    

Akşam olmuştu ve ben bahçe de oturmuş ayaklarımı havuzun içine sokmuştum. Öylece dalıp gitmişim ki yanıma oturan Rüzgar'ı sonradan fark ettim.

" Yine suya düşersin falan.." diye mırıldandı ve güldüm.

" Sen itmezsen düşmem merak etme. " dedim ve yüzünü ekşitti. Daha sonra üzerinde ki tişörtü ve pantolonu çıkarıp aniden suya atladı. Üzerime su sıçratmasıyla birlikte ufak bir çığlık attım ve gülmeye başladı.

" Gelsene sende. " dedi dalga geçer gibi.

" Canımı yolda bulmadım ama... "

" Ama? " dedi tek kaşını kaldırarak ve ufak bir sessizlik oluştu. Daha sonra derin bir nefes alarak devam ettim.

" Ama senin için feda ederim.." diye fısıldadım ve kendimi bir anda suya attım. Suyun dibine çöktüğüm de Rüzgar kolumdan tutarak beni suyun yüzeyine çıkardı ve güldü.

" Sen kesinlikle delisin.." diye fısıldadı.

" Sakın elimi bırakma. Ben yüzme bilmiyorum.." dedim tekrar ve ofladı.

" Hala aynı yalan.." diye fısıldadı ve cevap vermedim. 

" Su çok soğuk.." dedim titreyerek.

" Suyun soğuk olmasını geçtim de, gece elbisesi ile suya atladın onu ne yapacağız? " dedi ve suratımı astım.

" Ne biliyim aniden atlayınca.." diye geveledim.

" Elimi bırakta yüzeyim bari biraz." dedi ve ben yavaşça elini bırakıp kenardan tutundum. Oda havuzun en derinlerine girip çıkarak yüzmeye devam etti ve ben yaklaşık bir yarım saat öylece onu izledim.

" Çıkalım hadi hasta olacaksın. " dedi ve sudan çıktı. Daha sonra elimden tutarak beni de çıkardı ve üzerime bir havlu verdi. İçeriye girmek için adım attığındaysa kolundan tutarak onu durdurdum.

" Ne? " dedi sert bir şekilde.

" Ben Ahu değilim.. Bana böyle davranma.." dedim üzgün bir şekilde ve kaşlarını çattı.

" Anlamadığımın farkındasındır umarım. Ne demek istedin? " dedi merakla ve kolunu bırakarak hızla içeriye girdim. Daha sonra koşarak yukarıya çıktım ve odama girdim. Islak ıslak aynanın karşısına geçtim ve dolan gözlerimi kapatarak ağlamamak için kendimi tutmaya çalıştım. Fakat bu pekte mümkün olmadı. Daha sonra dolabı açtım ve geceliklerden birini zar zor seçerek üzerime giydim. Çok üşüyordum. Saçlarımı da bir havluya sardıktan sonra yatağın üzerine oturdum ve ayaklarımı çeneme kadar çektim. Rüzgar'ın benim için kullandığı " köylü güzeli.." tabiri kulaklarımda çınlarken hiç bir şeyin istediğim gibi olmaması canımı yakıyordu. En büyük hayalim gerçek olmuştu ve ilk günden beni ağlatmayı başarabilmişti.Ben hala yaşadığım hayalin şokunun etkisindeydim ve hiç bir şey hissedip söyleyemiyordum.. Kendime gelirsem bir şeyleri düzeltebilirdim belki ama bu şuan çok zordu. 18. yaş günümde dilediğim dilek kabul olmuştu. Ve an itibariyle hayatım ikiye ayrılmıştı. Ve ben artı on sekizlik kısımdaydım..

Havluyu saçlarımdan aldıktan sonra güzelce taradım ve tam bağlarken kapı tıklatıldı. Rüzgar ve elinde 2 kahve..

" Üşümüşsündür.. İyi gelir.." diye mırıldandı ve kahveyi bana uzattı.

" Teşekkür ederim.." deyip kahveyi elinden aldım.

" Ağladın mı sen? " dedi hemen ve başımı salladım.

" Hayır tabi ki sudan dolayı öyle kızardı. " deyip geçiştirdim ve başını salladı.

" Neyse iyi geceler.." dedi ve onu durdurdum.

" Ben kahve içersem uyuyamam. Tek başına da sıkıcı olur.." dedim dudaklarımı bükerek ve sustu.

" Tamam o zaman.." dedi ve gülümsedim.

" Ben de senin için hizmetçilerden birisini çağırırım. Birlikte vakit geçirirsiniz. " dedi gülerek ve yüzüm düştü aniden.

" Sen? " diye sordum şaşkınlıkla.

" Ben alışkınım. Kahve içersem de uyuyabilirim.." dedi ve göz kırparak odadan çıktı. Ben ise öylece kala kaldım. Daha sonra sinirle yatağıma geçtim ve söylenmeye başladım. Hizmetçilerden birisini yollayabilirmiş. Şuna bak ya. Bana ne hizmetçilerden? Ben seninle vakit geçirmek istiyorum aptal ! 

Kendi kendime söylenirken birden odanın kapısı çaldı. İnanmıyorum ya harbiden de hizmetçileri yollamış ! Ben bu kadar sinir bozucu bir şey görmedim. Şuna bak ya ! Gitsin kendisi dertlşesin hizmetçilerle. Uyurum ben ! Diye söylendikten sonra arkamı döndüm ve yattım. Odanın kapısı yavaşça açıldı ve hiç istifimi bozmadım. Uyuyor sansınlar. Hizmetçilerle mi uğraşacağım birde? Dalga geçiyor resmen ! Kapı açıldıktan bir 5 dakika sonra kapandı ve derin bir nefes aldım.

Bu hala inanamadığım masal ne zaman biterdi bilmiyorum ama ben o zamana kadar dünyanın en mutlu insanı olacaktım. Onunla aynı evde yaşıyor olmak bile mükemmel bir şeydi benim için. Tamam evet iyi davranmıyor bana ve nefret ediyor ama bu kötü bir şey değil ki.. En azından Ahu'yu sevmediğini öğrendim. Bu bile harika bir şey benim için. Ve eğer Ahu'yu sevmiyorsa önüm de beni sevebilmesi için hiç bir engel yok. Bu durumda bu masal bitene kadar elimden geleni yapacağım.. Ama korkuyorum ya Rüzgar'ın da dediği gibi kelebeklerin ömrü 2 günse...

-RÜZGAR-

Ilgaz'ın uyuduğunu gördükten sonra odasından çıktım ve gidip salona oturdum. Etrafta kimse yoktu. Saat epeyce gecikmişti. Eğer Ilgaz uyumasaydı onu anlamaya yönelik sohbet etmeyi düşünüyordum fakat şansını kaybetti..

Ben Rüzgar Sanlı.. Annemi 2 yıl önce bir trafik kazasında kaybettim ve babam da annemin ölümünden sonra kendisini işlerine adadı. Yüzünü hafta da bir görüyorum. O da bu evde yaşıyor. Abim var bir tane ve şuan Almanya'da ve evli. Okulumu yeni bitirdim fakat annemin vefatından sonra uzun bir süre kendime gelemedim. Oldukça asosyal ve içine kapanık birisi oldum. Bende bunun farkındayım.. Son aylarda babamın işleri kötüye gitmeye başladı ve iflasın eşiğine geldik diyebiliriz. İşlerini kurtarmak için beni Ilgaz'la ( Ahu ile) nişanladı çünkü Ilgaz bu evliliği çok istiyordu ve babam bunun sayesinde babasından yardım alarak işlerini kurtarmaya çalıştı. Ilgaz'la uzun süredir tanışıyorduk ve ondan nefret ediyordum. Aslında babamın işleri için değil babamın hayatı için bu nişanı kabul etmiştim. Çünkü onu da kaybetmek istemiyordum.. Ilgaz neredeyse 2 yıldır peşimdeydi. Evet çok alımlı ve çok güzel bir kızdı fakat ben onu sevemiyordum. Çünkü kendini sevdirecek hareketleri yoktu. Şımarık zengin kızı tipleri sergileyip millete hava atmaktan başka hiç bir yaptığı yoktu ve ben daha önce hiç içten aşık olmamıştım. Hele Ilgaz'a hiç ! Ben 2 sene öncesine kadar yüzünden tebessümü eksik etmeyen Rüzgar SANLI'ydım. Şimdi ise soyadım sadece parayı, babamın bankalarını ve iş yerlerini temsil ediyor.. Tüm televizyon ekipleri çok mutlu bir hayat yaşadığımı yazsa da öyle göstermeye çalışsalar da içimi bilen kimse yok ve ben bir aileye, bir sevgiye ve hatta baba şefkatine muhtaç yaşıyorum.. Ilgaz'la aynı evde yaşama sebebimizde bu. Babam beni haddinden fazla yalnız bıraktığının farkında ve Ilgaz'ın bu yalnızlığı giderebileceğini düşündüğü için aynı evde yaşıyoruz. Fakat ben hala tek başımayım ve hala da boğuluyorum..

-Merhaba arkadaşlar hikayenin devamı Dreame Stary uygulamasında. Sevgiler...

Bir Dilek Tut AşktanTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang