Hızlı , Umutlu ve Öfkeli

293 18 2
                                    

Eski model bir jiple yolları aşarken havaalanının ışıklarını görmeye başladık. Hava iyice kararmıştı. Nasıl olmuşsa uçak ayarlayabildik. Rusya. Evet Rusya. Başkanın gerçek katili Rusya 'ya gidiyor. Cinayet yerine. Kendimden o kadarda nefret etmiyorum nedense şu anda. Sol tarafımda gerçek babam var ve ben dayımı kurtarmaya gidiyorum. Doğru dürüst bir plan yapmadan. Sadece öfkem yüzünden. Birazda egoistlik var tabii . Ben yetenekliyim , yaparım.
╭∩╮(︶︿︶)╭∩╮
Yardıma ihtiyacım var mı bilmiyorum. Kimden yardım isteyeceğim ki zaten. Bu işte sadece babam ve ben varız.

¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥¥

Uçak sessizdi. Uyumak için en güzel andı belkide. Ama ben uyumadım. Planlar kurdum ve sonunda en doğrusunu buldum. Ne yapacağımı biliyorum. Yol boyunca babam hiç konuşmadı. Bana güveniyordu . Nerden geliyo bu güven ne biliyim ??
İyice gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Bekle Ufuk dayıcımmm. Ben geliyorum..

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Sabah olmuş. Uçağın inmesine az kalmış ve ben hala rüyamda Adriana Lima ile aşk yaşıyorum.
Acaba şu parapsikolojik yeteneklerimle kızı kendime aşık edebilir miyim kiiiğ? Neyse ya kurtarılmayı bekleyen bir Ufuk abi pardon dayım var. Belkide annemin soyundan tek kişi. Ondan bir şeyler öğrenebilmem için tek şansım ..
Bunları sesli düşündüğümü fark ettiğimde artık çok geçti. Babam bir acayip bakıyordu .
"Uçak inişe geçiyor "dedl sessizce ve ekledi .
"Adriana Lima sana bakmaz oğlum!"

Şehre geldiğimizde hava ılıktı. İçim bir kötü oldu. Rusçam pek iyi olmasada dediklerini az biraz anlayabiliyordum. Tam olarak Rusyanın neresinde olduğumuzu bilmiyordum ama güzel bir yerdi. Genel olarak muhabbet konuları ölen başkan ile ilgiliydi. Ve katil tabiki. İnsanları duymazdan gelerek babamın peşinden gitmeye başladım. Onun bu konuyla ilgili bildiği bir şeyler varmış sanırım. bindik bi alamete gidiyoz kıyamete yani.

Önce bir otele yerleştik. Sonrada çok sevgili canım babacığım bana planı anlattı . Oysa planı ben yapmıştım ve onu dinlemeyecektim. Üzgünüm baba.
Ufuk Abi şuanda gözaltında tutuluyordu ve bizimde onu kaçırmamız gerekiyordu.


Yürüdüğümüz mekan gri renklerle kaplıydı. Yol tıpkı Türkiyedeki kaldırımlar gibiydi. Dört yolun kesiştiği yerde büyük bir çeşme vardı. Biz ise ara bir yoldan gidiyorduk. Babam bir taksi tuttu ve gitmemiz gereken yere doğru yola koyulmaya başladık.
Söylenenlere göre Ufuk abinin kaldığı hapishane çok büyük bir yermiş. Buraların en büyük ve en çıkılmaz yeri olduğunu söylediler.

Dalıp gitmişken birden babamın sesiyle kendime geldim.
-"Hadi oğlum! Geldik."

Burası korkunç bir yerdi !! Hapishane kare şeklinde odaymışçasına tasarlanmıştı. Ve bu odanın duvarlarını da hücreler oluşturuyordu. Binanın ortasındaki boşlukta bir bahçe vardı. Ve bizim olduğumuz yerden bakıldığında giriş için bir kapı görünmüyordu.


-"Eee evlat ! Bak bakalım etrafa buraya nasıl girebiliriz ?"

Babam benim yeteneklerimi biliyor muymuş ? İlginçti •_•

Sıra bende sanırım. Çokta çabalamadan öğrendim giriş yolunu. Sağ taraftaki duvarın orda yerde tahta bir şey vardı. İçeriye ordan girecektik ama asıl problem ondan sonra başlıyor. Benim görebildiğim kadarıyla içerisi muhteşem bir güvenlik sistemiyle donatılmış. Ben elimden geldiğince yardım ederim ama hayır burdan kesinlikle geçemem.
-"eeee. Şey girişi biliyorum ama içerisi biraz karışık baba. "
-"Sen sadece yolu göster"

Baba dediğim için kalp atışlarının hızlanışını hissedebiliyordum . Mutlu olmuştu .

Onu girişe götürdüm . Hemen görevli yanımıza geldi ve anlamadığım bir şeyler dedi . ve ben onu bir dakika kadar sürede mütüş yeteneklerimle susturdum.

"Tahtanın altında bir giriş var ama merdiven falan yok direk aşağı inicez. "
Giriş 51. Bölgedekine çok benziyordu. Babam direk atladı hiç düşünmeden. Birbirimize çok benziyoruz dedim içimden. Bende onun yaptığı gibi yaptım. Hiç düşünmeden atladım.
Küçükken izlediğim Alice Harikalar diyarındaki gibiydi. Baya yere düştük . hiç bir güvenlik önlemi göremedim bu yolda. Aşağı doğru kayarken korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum. Bir anda mekanı gördüm . Oldukça beyaz bir Yer vardı. Tek görebildiğim beyazlıktı. Oraya çok sert bir şekilde düştüm . Dizlerim kırılmış gibi açıyordu . Kendimi toparladığımda hemen dibimde olan babamı fark ettim .
-"Çok uyuşuksun evlat."

Vücut yorulmaz . Ruh yorulur. Çok koşup çaba sarfettiğinde vücut sadece yeterli oksijen üretmek için fazla çalışır . Sizin yorulmak diye bildiğiniz şey budur . gerçek yorulmak ise hayatın sizi kırmasıdır ya da hayatım dediklerinizin. Kırıldığınızda üzüldüğünüzde ruh bir yaş yaşlanır. Sonra artarak devam eder yaşlanma , ta ki bıkana kadar. Dayanamaz ruh. Tükenir . Haliniz kalmazya hani duman açıp kafanızı dinlemek istersiniz . Sessizce gözlerinizden yaşlar süzülür. Halimiz duman dersiniz sakince. Geçmiş olsun artık sizde yorulmuşsunuz. Beklemeniz gereken tek şey ölüm artık.

PARAPSİKOLOJİ  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin