5. BÖLÜM ↕MERAK ↕

68.6K 2.1K 136
                                    


Bazen gitmek istiyordum bu kasvetli şehirden. Uzaklara nereye olduğunu bilmeden çekip gitmek istiyordum. Geride bıraktıklarımı umursamadan.

Umutlarımı, sevinçlerimi, çocukluk anılarımı, sadece bavuluma koyup gitmek istiyordum. Hiç tanımadığım bir yerde güzel bir başlangıç kulağa her ne kadar hoş gelse de, bunu yapacak bir ben yoktu.

Gitmeye cesaret edemezdim. Arkamda bırakacağım beş kişiyi görmeden, nefes dahi alamazdım. Benimle birlikte geleceklerini bilsem, başka ülkeye bile giderdim.

Eylül ayının kasvetli havası, içimdeki yok olmuşluğu daha çok arttırırken, rüzgâr uzun saçlarımı dağıtıyordu. Sahilde hâlâ duruyordum ve daha yeni ki şaşkınlığı üzerimden pek atamamıştım.

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıp, yürümeye devam ettim. Sena'yı öne sürmek pek akıl işi gelmese de, yapacak başka bir şeyim yoktu. Tanımadığım bir adam yüzünden, en değer verdiğim insanı kaybetmeye göz yumamazdım.

Bunu yapmak zorundaydım, Kerem bu hayatta en güvendiğim insandı. Beni benden daha çok düşünüyordu, ama ben ona tanımadığım bir adamın isteği üzerine bir sürü yalan söylemiş, kırık kalbini daha çok kırmıştım.

Adımlarımı hızlandırıp, çantamı tuttum.

Sinirim hat safhadaydı. Hayatım sanki çok normalmiş gibi birde bu Savaş denilen adam girmişti hayatıma. Süper!

Çantamdan kulaklığımı çıkartıp, telefonuma taktım. Müzik rahatlatıyordu her zaman. Müzik listesine bakarken, Skylar Grey'in Final Warning şarkısını

açtım.

Pek yabancı şarkı dinlemesem de, Skylar Grey beni rahatlatıyordu. Kulaklığımı kulaklarıma takıp, yürümeye devam ettim.

Rüzgâr yüzüme vururken, açık renk saçlarımı havalandırıyordu. Kerem'e kendimi nasıl affettirecektim bilmiyordum. Sena'ya nasıl anlatacaktım, bilmiyordum. Tek bildiğim hayatımda çok yönlü değişiklikler olacaktı.

Babam hâlâ nasıl böyle bir şeyi kabul ederdi, aklım almıyordu. Ben nasıl hemen razı olmuştum, onu da anlamıyordum. Birçok kez kaybetmiştim. Bu konuda da kaybetmezdim umarım. Sadece bir yıl ne kadar zor olabilirdi ki?

Onun yüzüne bile bakmayacaktım. Ona boyun eğmeyecektim. Nefesimi seslice dışarı verip, oflayarak sahilden çıkıp karşı caddeye gittim. Yalnız kalmak istemiyordum. Ne kadar yalnız kalsam, düşüncelerim o kadar zihnimi ele geçiriyordu.

Elimdeki telefonun şifresini açıp, rehberimden H harfine geldim ve Her şeyimi bulup, aradım.

Telefon üçüncü kez çalarken, "Efendim?" diye açtı.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç, dışarı çıkacağım. Sen ne yapıyorsun? "

"Bende sahilin o taraflardayım. Gelsene, " dedim.

"Pekâlâ, geliyorum on dakikaya," dedi.

"Tamam bekliyorum," deyip telefonu kapattım.

UMUT DENİZİ |KİTAP OLDU|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin