Bölüm 27 Bıçak

8.4K 288 50
                                    

Bölümü medyadaki şarkıyla okuyun...Uzun bir bölüm oldu..Şimdiden keyifli okumalar..

♣♣♣

Selim'den yine bir darbe almıştım ama yine aşkım nefrete dönüşmemişti.Aslında bu hayatta yalnız başıma olduğum zihnimin köşelerine süzülürken,değil hayatın zaten her kesin benim hayatımdan habersiz olduğunu anladım.Ağlarken gözlerimde birinken damlalar gözülerimi sıktığımda tişörtümü ıslatacak kadar hızlıydı.Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken,o an anlamıştım hayatta her şeyden çok sevdiğim,güvendiğim,sığındım adam bana vurmuştu.Hatta vurmak değil,yerle bir etmişti.Saplanan o keskin acı yüzümü buruşturmama neden oluyordu.Elimi yanağıma götürdüğümde hala ateş gibi yanıyordu.Dudağımın kenarında akan kan kurumuştu.Dizlerimi karnıma doğru çekip yatağa yaslanmış kendimi boşluğa bırakmıştım.Dün geceden beri böyleydim.Yine yalnızdım.
Ama artık hiç kimseyi istemiyordum,sadece kaybettiğim kendimi istiyordum.Amansız bir hastalığa yakalanan,o hastalıkla acıdan inim inim inleyen kendimi istiyordum.
Ailemi istiyordum.Beni bırakıp,zihnimde yok olup giden ailemi istiyordum.Gözlerim tekrar dolmaya başladığın da açılan kapı kilidiyle o yöne baktım.Yavaşça kapıyı aralındığında o geldi diye daha çok köşeye gittim.Başını sol tarafa döndürdüğünde açık kahve tonu saçlarından Ali olduğunu anladım.Beni yerde bulduğu gibi yanıma hızla yaklaştı.
"Gelme!" Bağırdığımda yerinde durdu."

"İzin ver yardım edeyim." Başımı iki yana sallayıb dizlerimiz üzerine koydum.

"Lütfen git seni görmesin burda." Karşımdaki duvara yaslanıp aynı benim gibi oturdu.

"Umrumda değil,hem korkma o gitti."Başımı dizlerimin kaldırdım.
"Nereye gitti?" Gülümsedi.

"Hâlâ onu düşünüyorsun?Bilmiyorum nereye gittiğini.Ama sana dedim üzerine gitme ne istiyorsa yap dedim."

"Onu düşündüğüm falan yok benim.Gitsin bana ne ondan." İşaret parmağıyla dudağımı gösterdi.

"İstersen yıka sonrada ilaç sürelim."Ayağa kalkmak istediğim de başım döndüğü için tekrar yere çökmüştüm.Hızla yanıma gelip kolumdan tutarak beni kaldırdı.Ayakta sendeleyerek banyoya girdim.Aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım.
'Bu ben miyim?' Gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı.Dudağım kenarı açılmış ve kan çeneme kadar akmıştı.En önemliside yanağımdaki parmak izleri canımı çok yakmıştı.Kan çanağı gibi kızarmıştı.Sıcak suyu yüzüme vurduğumda acıyla inledim.Daha yavaş harketleri yıkamaya başladım.Yüzümü havluya silip dışarı çıktım.Ali kapıya yaslanmış beni bekliyordu.Beni gördüğünde gülümsedi.

"Hah işte böyle bak yine çok güzel olmuşsun.Ağlamak sana hiç yakışmıyor." Hiç bir tepki vermeden yatağa oturdum.Öylece bomboş bakarken Ali'nin sesiyle ona baktım.
"Ne yapıyım senin için,istersen dışarı çıkarıyım mı seni?" Kafamı iki yana salladım."Hmm o zaman şey yapalım.Mutfağa inelim mi ha? senin pastaların çok güzel oluyor.Anaannemin pastaları gibi." Yine hiç bir şey demedim.Yanıma gelip kolumdan nazikçe tuttu."Hadi ya.Böyle oturma bir şeyler yap.Kafanı dağıt." Başımı kaldırıp ona baktım.

"Başım çok ağrıyor."

"Hadi gel inelim kafan dağılır." Kafımı ağır ağır sallayıp ona ayak uydurdum.Mutfağa geldiğimizde sandalyeyi çekip oturdum.Elimi çenemin altına koyub camdan dışarıyı izlemeye koyuldum.
"Ee ne yapacağız?"

"Ben hiç bir şey yapmak istemiyorum ki.Sana söyleyim sen yap."Başını hızla sallayıp gülerek bana baktı."İşte 5 tane yumurta al sarısıyla beyazını ayır." Dolaba yaklaşıp yumurta çıkardı.Eline kase alıp yumurtayı kırmaya bir beceremedi."Ya çekil çekil siz erkekler hiç bir şey bilmiyorsunuz." Oturduğum masadan kalkıp yumurtaları kırmaya başladım.
"Erkeklerin pasta yaptığı nerde görüldü?"

Çıkmaz Sokak حيث تعيش القصص. اكتشف الآن