Bölüm 65 Kardeş

4.1K 154 100
                                    

Selam;) Umarım beğenirsiniz..Hatalar varsa affola.Aceleyle yazdım.Yorumları bekliyorum.Keyifli okumalar.

Bölüm Şarkısı: Meg Myers Heart Heart Head

Aldığım nefes kırıntıları kanadı kırık bir kuş gibi düşmüştü vücudumun sol köşesine.Parmaklarım kanatlarına dokunmak istemişti ama olmamıştı.Alamamıştım tek bir nefesi.Kanım çekilmiş,vücudum kaskatı kasılmıştı.Nerdeydim şu an?Gökyüzünde mi,yoksa en dipte mi?Konuşmuyordum,susukunluğumun diline kilit vurmayı seçmiştim."İyi misin?"dedi telaşla bana yakalaşarak.Görüş alanım git gide kararırken ayağımın zeminden kayıp gitmesini hissetmiştim.

~~

Derin derin soluklar alırken gölün yıldızlı gökyüzüne karışmış hüznünü çektim içime.O gün Selim'in de içinde vardı gökyüzüne karışan hüzün.Oturduğum soğuk taşta gölün üzerinde ayın yansımasını izliyordum.Gözlerim tuzlu suyun yakıcılığına istemsizce kapanırken kıkırdamaya başlamıştım.Küçükken hep pencere kenarında bir gün çıka gelen annem ve babamı beklemekle geçti ben çocukluğum.Uyumazdım gece,gelmediklerini anladığım zaman kaçardım yetimhaneden,işte o zaman denize sarılrdım.Bir süre nemli kumları okşar,ardında o nemli kumlara uzanır hayaller kurardım.Parmaklarını saçlarına dolamış deniz kızlarını hayal ederken uzaktan gelen müzik sesleri kulaklarıma doluyordu.Şimdim o zamana dönmek için gözlerimi kapatıyorum,ve aynı melodi kulaklarımda çınlarken ben gülümsüyorum.

Gözlerimi kapatıp kulağımda çınlayan müziği mırıldanmaya başladım."Belki çocukluktan kalan küçücük bir hikayenin ardından gitmek içindir uykular.Belki yaşanmamış,yaşanacak onca hayal peşinden koşmak içindir bütün masallar."Çocukluğumdan kalan içimde aile sevgisi artık beni bile benden bezdirmişti.Sanki yaşadıklarımdan ders almıyor ve her gün aynı pencerinin önünde oturup anne ve babamı bekliyordum.Salak mıydım?Kesinlikle evet!Mete hep haklıydı,her zaman haklıydı.Bizim ailemiz yoktu.Ne annemiz ne de babamız vardı.Biz kimsesizdik!Küçükken yatağımda yatıp ağlarken küçük ellerimin üzerine elini koyan diğer yandan saçımı okşayan Safiye nineye bakardım.Hep beklemekten vazgeçme,elbet bir gün gelecekler diyordu.Koyu kahve rengi saçlarımdan öpüb bana bir sürü masallar anlatırdı.En sevdiğim masalı Kurt ve Kuzuydu.Ama hep sonuna yaklaştığında uykuya dalardım.Yarın kalkar sonu ne oldu desemede anlatmazdı.Hâlâ o hikayenin sonun bilmiyorum.Hiç arkadaşım yoktu hep hayvanlara konuşurdum ya da bahcivan amcayla.Çamurla oynar bir sürü pastalar yapardım.Sonra bahçıvan amcayla evcilik oynar ona yaptığım pastalardan ikram ederdim.Çamur pastası!Göz yaşalarım eşliğinde yine kıkırdamıştım.

"Bahçıvan amca sence benim annem ve babam yaşıyor mu?"Şişe kapağına yalandan doldurduğum çayını içip omuzunu silkti.

"Belki."

"O zaman bir gün gerçekten gelirler dimi?"Kafasını sallayıp saçlarımı okşadı."Peki sen benim buraya nasıl geldiğimi biliyor musun?"

"Biliyorum!"

"Anlatsana bana."

"Seni buraya bir adam bıraktı.Daha üç günlük bebektin.İsmini bir nota yazmış üzerine koymuştu.Bir tane daha mektub vardı beşiğinde ama müdüre hanım aldı.Okudu mu biliyorum.Sonrada sen bizim kızımız oldun." Aynı şeyler gözümün önünde canlandı.Mektub,beni o yetimhaneye bırakan adam?Yine soru işatetleriyle ayaklanıp arkamı döndüm.O sırada ağaca yaslanmış Selim'i gördüm.

"Seni merak ettim."

"İyiyim"dedim kulübeye doğru adımlarken.Aniden kolumdan tutup ona bakmamı istedi."İyiyim."

Çıkmaz Sokak Where stories live. Discover now