BÖLÜM 64

3.9K 164 12
                                    

Güneş ışıkları perdeden sızarak gözlerimi kamaştırıyordu. Gözlerimi kıstım.

Sağ tarafa doğru döndüm. Yanımda harika bir görüntü vardı. BERK! Bu kadar kusursuzluk onun için bile fazla. Uyurken bile harika görünüyor. Bunu hiç bıkmadan söyleyebilirim. Her uyandığımda ve gözlerimi her açtığımda yanımda berk'i gördüğüm sürece ona karşı olan hayranlığım kat ve kat artacak. Buna adım gibi eminim. Sırılsıklam aşık oldum derler ya,iste o sözün vücut bulmuş haliyim. Yağmurdan kaçarken doluya yakalandım gibi bir şey benimkisi.

Uyurken o kadar masum ki. Hiç bıkmadan onu izleyebilirim.

Telefonumu alıp bu halini ölümsüzleştirmek istiyorum. Harika bir duvar kağıdı yanımda uyuyor şu an. Fotoğrafını çektim fakat flaş patladı ayrıca sessizde de değilmiş telefon. Ah! Salak kafam. Kıpraşmaya başladı ve en sonunda gözlerini açtı. Mahçup bi şekilde gülümsedim. Şu halime gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
"Ne yapıyorsun"dedi. Uyku sersemi olduğu anlaşılıyor. "Şey... fotoğrafını çektim de... uyandırdığım için özür dilerim"dedim.

Dudağı hafifçe kıvrıldı "gel buraya deli kız, göğsüme kafanı koy"dedi. Böyle bir şey beklemiyordum. Dediğini yaptım. Yaklaşıp kafamı göğsüne yasladım. "Kafanı göğsüme koyuşun var, hani omzuna kelebek konar da uçmasın diye neredeyse nefes almazsın , hareket etmezsin ya,öyle"dedi. Gülümsedim ve gözlerimi kapattım. Beni kendine daha çok bastırdı. O kadar güzel bir duygu ki!

Zaman dursun böylece kalalım istedim. Fakat her güzel anın bir sonu vardır. "Hadi kalkalım bizimkiler çoktan uyanmıştır"dedi. "Bencede"dedim. Ardından kalktım. Gözlerimi avuşturdum. Zombi gibi hissediyorum kendimi.
Berk üstünü çıkarmıştı ve tişört arıyordu sanırım. Berk'i dikizlemeye başladım. Bu ne ya? Hem fiziksel hem ruhsal hem zihinsel yönden herşeyiyle etkiliyor beni be!

Bana doğru dönüp göz kırptı, kafasıyla kapıyı işaret etti. Kapıyı açıp aşağı indim. Mert ve utku ortalıklarda yoktu. Mutfağa daldım. Harika bi kahvaltı sofrası önümde duruyordu. Mert ve utku'da karşımda duruyordu. "Bunu siz mi hazırladınız lan"dedim. "Tabi kızım ne sandın"dedi utku. "Sizde ne cevherler varmış beyler"dedim. "E yani bizde de var biraz hamaratlık"diye cevap verdi mert. Ego yaptılar!

Berk mutfağa geldi o da gördüğü manzara karşısında şaşırmış olmalı ki gözleri pörtledi. "Siz mi hazırladınız ne iş"diye sordu. "Evet ulan değişiklik olsun diye şey ettik"dedi mert. "Hadi yiyelim ya acıktım"dedim ve tıkınmaya başladım. Tek kelimeyle enfesti.

"Berk bişey sorcam sana berk diye isim mi olur o ne öyle yaşlı geğirmesi gibi"dedi utku. Ne kadar mantıksız bir çocuk bu! "Sanane lan"diye cevap verdi berk. Kaşlarını çattı. Sinirlendi sanırım. "Niye bu kadar kızdın başkan şaka yaptım ben"dedi utku. "Bundan sonra şakalarına dikkat et o zaman ismimi annem koydu tamam mı kes o yüzden"dedi ve masadan kalktı. Bu konu hakkında ne kadar hassas oldugunu biliyorum. Bakışlarımı utku'ya çevirdim. "Sende bakışlarınla dövüyorsun be merve"dedi. Bir şey söylemeden masadan kalktım bende. Berk bahçeye çıkmıştı bende peşinden gittim. Hamağa uzanmıştı. Ilk çıktığımda hissetmedim fakat dışarısı soğuktu. Ayrıca esiyor. Soğuk rüzgar tenime dokunurken berk'in yanına gittim yavaş yavaş. Beni görünce kalktı ve oturur pozisyona geldi. Bende yanına oturdum. "Iyi misin"diye sordum. "Bak bakalım gözlerime sence iyi miyim"dedi.

Gözlerimi gözlerine sabitledim. Derin bir hüzün ve üzüntü vardı. Bu açıkça ortada. Gözlerinin altı sanki biraz da nemli gibiydi. "Annem.."dedi. Öksürdü. "Annem aklıma geldi biraz kötü oldum"dedi. Ardından yapmacık bir şekilde gülümsedi. Elini tuttum. Elleri buz gibiydi. Benimkilerde en az onunki kadar soğuk. "Berk lütfen yapma böyle,ben yanındayım. Bilmiyorum senin için ne kadar önemli veya kendini iyi hissettirir mi bilmem ama ben senin yanındayım"dedim. Ellerimi sıktı. "Biliyorum. Bana tek iyi gelen şey sensin be güzelim"dedi. Ardından o sert yüz hatları yerini gülümseyen bir yüz'e bıraktı. "Hadi içeri girelim kız! Elin buz gibi olmuş"dedi. El ele tutuşarak içeri koştuk.

"Şey berk dostum özür dilerim şaka yaptım sadece"dedi utku biz içeri girer girmez. "Biliyorum kardeşim sorun değil"dedi ve tokalaştılar. Içeri geçtik. Herkes telefonlara gömüldü. Teknoloji ilerledikçe insanların birbirleriyle olan iletişimi azalıyor kesinlikle.

Bende müzik dinlemeye karar verdim ve kulaklığımı alıp geldim. O kadar çok müzik var ki hangisini dinleyeceğime bir türlü karar veremedim.

Kulaklığımın tekini berk aldı ardından telefonumu aldı ve Selim Gülgören - Aşıklar Şehri ' ni açtı. Daha sonra sıcak elleri ellerimle buluştu. Kafamı omzuna koydum ve kendimi müziğin büyüsüne kaptırdım. Tam olarak bizi anlatıyor bence.

Müzik bitince berk'e baktım. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Süper şarkı! Bence bu ikimizin şarkısı olsun"dedi. "Oluuur!"dedim bende. Neden böyle bir tepki verdim veya neden bağırdığımı bende bilmiyorum. Heyecan yaptım sanırım. Bu tepkime karşılık mert ve utku'nun gözler otomatikman bana döndü. 'Ne var' anlamında kafamı salladım. "Yine ne yapıyorsunuz lan"dedi mert gülerek. "Biz gidelim tek bırakalım çifte kumruları"diye cevap verdi utku. Ah tanrım! En son dayanamayarak "gerizekalı mısın utku"dedim. Bunu sormam bile hata. Çünkü gerizekalı!

"Boşver aşkım sen bunları. O tipe zeka gitmezdi zaten,sırıtır"dedi berk. Gülmeye başladım. Utku şaşkın gözlerle bi bana bi berk'e baktı. "Üzdünüz"dedi. Ardından o da sırıttı. Bu çocuğun kafasından istiyorum ya!

Boş boş telefonla ugraşmayı bırakıp berk'in bacağına kafamı koydum ve uzandım. Sanırım oyun oynuyordu hiç umursamadı bile beni. "Hay seni babana müjdeleyen ebeyi..."dedi ve devamını getirmedi. Altı üstü bir oyun! Ne bu kadar tepki hiç anlamıyorum. Bir işe yaradığı da yok böyle bütün gün boş boş oturuyoruz. Insan sıkılıyor normal olarak.

Gözlerimi kapattım. Zihnimdeki düşünceleri ve hayalleri serbest bıraktım. Anne olma hayalim...

Benden pek anne olmaz fakat berk'ten çok iyi bir baba olur. Her hayalimde bile berk var. Ona benzeyen bir oğlum olsun isterdim. Onun gibi bakan onun gibi gülen onun hislerine ve onun kişiliğine sahip bir oğlan evlat. Bir hayalim daha var! Ileride çocuğum olduğu zaman sosyal medya hesaplarında paylaştığı her fotoğrafının altına ulan ne güzel yapmışım be yazıcam. Çünkü benim çocuğum,ben yaptım. Tamam bu saçma bir hayal. Sadece masum bir hayal...

Saçlarımın okşandığını hissettim. Düşüncelerimden sıyrılıp gözlerimi açtım. Berk bana bakıyordu ve yüzünde hafif bir tebessüm vardı. "Ne kadar şanslı biriyim ulan"dedi. "Gel benimle"dedi ve ayağa kalktı. "Siz takılın"dedi utku ve mert'e. Ardından beni de peşinden sürükledi. Balkona çıkardı. Neden buraya gelmiştik ki? Soru soran gözlerle berk'e baktım. Içerden hırkasını getirdi ve giymeme yardımcı oldu. "Neden geldik buraya"diye sordum. "Dinle sadece"dedi. Biraz bana yaklaştı. Sıcak nefesi bu soğuk havada tenimi yakıyor resmen. "Şimdi nasıl başlasam bilmiyorum"dedi. Ardından derin bir nefes aldı. Ben ise sadece tepkisiz bir şekilde diyeceklerini merakla bekliyorum. Gözlerimin içine baktı. " Öyle utangaç tebessümle durma karşımda. Ellerini de görebileceğim yere koy. Yanlış anlama bu bir tutuklama değil. Gözlerime mühürlüyorum seni sadece o kadar... Dediğim gibi çok da gülme. Çünkü öpesim geliyor gülüşünden. Ve ellerin... Ellerinde bin bir renk var biliyorum. Ellerini öpüşüm bundan. Hani bir bebeğin avuç içlerini öper gibi. Kokusunu içine çekerek öpmek gibisi yok. Böyle şeylerin verdiği huzur anlatılamaz. Sımsıkı da sarılamam sana. Kırılırsın, incinirsin. Ve sana her bakışım ürkektir. Sen konuşurken bana bakma, öyle daha rahat incelerim yüzündeki gül bahçesini. Ellerini diyorum ellerini! Görebileceğim bir yere koy. Dokunmak şart değil, görsem yeter. Böyle dediğime de bakma. Sen ne anlatsan aklım ellerini öpmekte olur. Ben böyleyim işte. Aldım mı huzurun tadını aklım fikrim sende olur. Senin ellerinde. Içimden geldiği için söylemek istedim sana bunları. Yarın ne olacağımızı kimse bilemez sonuçta. Seni sevdiğimi haykırmak ıstiyorum tüm dünyaya! Seviyorum ulan!"dedi. Olduğum yere çakılmış gibi hissettim. Sanki kan akışım durmuş gibi. Beni fazlasıyla etkiliyor. "Berk...". Parmağını dudağıma bastırdı. "Şşş bişey demene gerek yok, sarıl sadece bana"dedi. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ama bu,bu daha farklı bir şey daha farklı bir duygu. Mutluluktan ağlayacaktım sanırım. Berk'in boynuna atıldım. Sımsıkı ve hiç bırakmıyacak gibi sarıldım. Kokusu ve teninin sıcaklığı benim için huzur kaynağı.

Kendi kendime bir kez daha itiraf ettim. Çok seviyorum be!

Merhaba arkadaşlar yb sizce nasıl. Vote ve yorumlarinizi bekliyorum :3 umarım beğenirsiniz

KALP HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin