Bölüm-4

652 32 7
                                    


Pantolonumun düğmesini ilikleyip, fermuarımı çektim. Karşımdaki sarışın üstünü giyinirken bir an bana döndü.

''Çok iyisin. Şuana kadar yaşadıklarımdan sonra en iyileriydi diyebilirim.'' dedi ve odadan çıktı.

Ben ise hala burada ne yaptığımı bilmiyordum. Hala iyi bir şey yapıp yapmadığım konusunda düşünceliydim.

Hava almaya ihtiyacım vardı. Camın önüne yaklaşıp pencereyi açtım. Soğuk esinti tenime çarptığında, az önceki terli vücudum ılıman bir hal almıştı.

Josh'ı hala çözememiştim. Sürekli ne yapmam gerektiğini söylüyordu. Önce gözümün önünde bir kıza işkence çektirdi, sonra başka bir kız ile konuşmamamı istiyordu.

Riva benim için bir çıkış biletiydi ama Bianca'ya yaptığı gibi, benim yüzümden ona da zarar vermesini istemiyordum.

Aslında öyle bir kıza kolay kolay bir şey olmazdı ama işi sağlama almak lazım. Buraya giren her kez bela dolu. Aslında bende öyleyim.

Riva

Josh'ın odasına giderken, ona ne olduğunu merak ediyordum. Onun burada olmaması gerekiyordu. Yanlış anlaşılmasın! Ben sadece ileride karşılaşacağı ve arkasından çevrilen bu oyunların kurbanı olsun istemiyorum.

Josh'ın odasının önüne geldikten sonra kapıyı çalmadan içeriye girdim. Lanet olası gazetesini okuyordu ve hala bana bakamamıştı.

''Ne bok yedin sen?'' dedim sinirle. Bir şey yapmayacağını düşünürken ayağa hızla kalktı ve beni kolayca yakalayarak, boğazımdan sıkıp duvara yapıştırdı.

''Asıl sen ne bok yiyorsun? O herife akıl vermek sana mı düştü? Sen illa ki beni, kendi katilin mi yapacaksın?'' dedi. Bir kaç kere öksürdüm.

''Bana yaptıklarının aynısını, o-ona yapamayacaksın! B-Beni kandırdığın gibi onu da kandırmana i-izin vermeyeceğim!'' diye tısladığımda, eli hala boğazımdayken suratıma bir tokat yapıştırdı.

Artık yeter! Dayanamadım ve bacağımı kaldırıp erkekliğine sert bir tekme attım. Hemen benden ayrıldı ve ellerini erkekliğinde birleştirdi ve tısladı.

Tam çıkacağım sırada tekrar yetişti ve beni yüzüstü duvara yapıştırdığında, çığlık atmak zorunda kaldım. Arkamdan bana yapıştığında, pantolonundaki şişkinliği hissettim.

''Bana bak! Seni daha önceden evcilleştirmiştim, gerekirse yine yaparım.'' dedi tıslayarak. Arkamdan uzaklaştığında duvara çarpmam yüzünden acıyan yerlerim yüzünden yere eğildim.

''Benim işlerime karışma. Harry ile konuştuğunu görür ve işlerimi bozarsan, bende seni bozarım.'' dediğinde odasından çıktı.

Ben ise sinirlerime yine hakim olamadım ve dayanamayarak cebimdeki çakıyı aldım ve kollarıma çizik atmaya başladım. Ta ki sinirlerim geçene kadar.

Harry

Eşyalarımı ve odayı topladıktan sonra kapım çalınmıştı. Kapıya doğru ilerledim ve açtım. Karşımda benim yaşlarımda biri ve Josh vardı. Josh bana gülümserken diğeri somurtuyordu.

''Umarım iyi dinlenmişsindir.'' deyip sinsice güldü. Ben cevap vermek yerine sadece başımı salladım.

''Güzel! O zaman seni Austin ile tanıştırayım..'' dediğinde Austin'e döndüm. ''Seni silah eğitimlerine çalıştıracak.'' Austin hala gülmüyordu. Sanki kıskanıyordu.

''Şimdi mi başlıyoruz?'' dedim.

''Benim vakitlerim önemli. Hadi gidelim!'' dedi sert diliyle. Normalde ağızını burnunu kırmak isterdim ama, burası dengesiz bir yer. Ne olacağı belli olmaz!

Scream [h.s]Where stories live. Discover now