2

15.2K 776 7
                                    

"Ben gelemem de ne demek" demişti bir hışımla teyzesi. Çok sinirlendiği her halinden belliydi.

- Sabah şiddetli bir baş ağrısı ile kalktım, biraz dinlenirsem geçer teyze.

- İyi gününü görmedik zaten.

- Uzatma Gönül, kız hastayım diyor. Sen git gezmene o da dinlensin biraz. Zaten akşama kadar yeterince yoruluyor.

- Tamam ben bir şey demedim zaten. O gezsin sıkılıyor diye dedim.

Konu kapanmıştı güzelce. Güldem rahatlamıştı ama için için heyecanlıydı. Bir şeylerin ters gitmesinden çok korkuyordu. Kahvaltı boyunca sürekli bakmıştı pis pis sırıtarak Teoman. Ölesiye rahatsız oluyordu Güldem bu adamın bakışlarından. Onun gözlerinin kendisine değdiği her an erkeklerden biraz daha nefret ediyordu. Ve az kaldı diyordu içinden sürekli. Yavaş yavaş sofrayı toplamaya başlamıştı:

- Önce kahveleri getir Gül.

- Güldem teyze.

- Babaannenin ismi ile sana seslenmeyeceğimi daha doğduğun gün söyledim annene, bu yaşadığım sürece de böyle olacak. O baban olacak adam bizleri hiçe sayarak anasının ismini koydu sana. Güldem Soylu... Hayır, soylu bir aile olsanız bari. Sanki anası padişah karısıydı doğar doğmaz sana annemin ismini koyalım dedi. Sen benim için Gül'sün ve hep Gül kalacaksın. Şimdi çok konuşmadan git ve kahveleri yap.

Tek kelime söyleyememişti teyzesine Güldem. Mutfağa yürüdü. Cezveyi aldı eline. Gözünden süzülen yaşlara daha fazla engel olamadı. "Senden kurtulacağım Gönül Hanım, az kaldı "dedi arka dişlerini daha fazla ağlamamak için sıkarak. Muammer bey sade içerdi önce ona yaptı. Soğumasın diye götürdü. Teyzesine şekerli yapıp sonra götürecekti.

Masasına bıraktı kahveyi. Suyunu koydu yanına.

- Sağol kızım ferah kahvelerin olsun

- Teşekkür ederim efendim. Sizinkini de hemen getiriyorum teyze.

- İstemez, sabah sabah içecek keyif mi bıraktın? Zaten kalkacağım şimdi, anca hazırlanırım.

- Gönül fazla uzattın. Hem kız hastayım diyor bak. Güldem sen git yat kızım. Ben bu akşam yemeğe götürürüm sizi. Teyzen yok, sende yemek yapacağım diye uğraşma olur mu?

- Çok teşekkür ederim Muammer abi. Hakkınızı helal edin, deyivermişti. Veda etmişti kendince onu adam yerine koyan tek insana.

- Ne demek yavrum helal olsun. Sen de bir evladım sayılırsın artık benim.

Bu konuşmalar olurken Gönül Hanım hırsından dudaklarını kemiriyordu. İçinden içinden kin besliyordu bu kıza. Hayatı boyunca kıskanmıştı Gönül Hanım ablası Aypare'yi. Babası mehtaplı bir gecede doğduğu için kızına, ilk göz ağrısına ay parçası anlamına gelen Aypare ismini koymuştu. Gece gibi siyahtı saçları, dalgaları denizin dalgaları kadar güzeldi. Annesine benziyordu aynı. Gönül Hanımda güzeldi ama ablasındaki çekim hiç olmamıştı onda. O daha çalışkandı okulda, hep onunla ilgilenirdi erkekler, ev işlerini çok güzel becerir annesinin gözüne hep Aypare girerdi... Ve evlenirken bile o daha şanslıydı. Âşık olarak evlenmişti. Babasının annesinin daha iyi kısmetlerin çıkar demesine rağmen "Ben sevdiğimle evleneyim malda mülkte gözüm yok" demiş, direnmiş, evlenmişti. Gönül ise görücü usulü ile durumu çok iyi bir ailenin oğlu ile evlendirilmişti. Hayat ona hiç evlat vermemişti, ama Aypare'ye çok güzel bir kız vermişti. Şimdi yılların bütün hırsını bu kızdan çıkarırcasına bakıyordu sanki...

Daha fazla durmadı orada Gönül Hanım. Hazırlanmak için odasına gitti. Güldem'de odasına çıktı. Ne yapacağını bilemiyordu. Eşyalarını hazırladı dikkat çekmeyecek şekilde. Bu evdeyken teyzesinin aldığı hiçbir şeyi yanına almamıştı. Sadece annesi öldüğünde teyzesinin yanına gelirken getirdiklerini götürecekti. Sevgi ve şefkati görmediği, acımasızlığı her gün iliklerine kadar hissettiği bu evde edindiği hiçbir şeyi almayacaktı yanına. Keşke kötü hatıralarını da bırakmanın bir yolu olsaydı.

Her şeyi hazırladığında artık evden herkesin gitmesini beklemek için camın kenarına oturmuştu. Önce Teoman ayrıldı spor arabasına binerek. Arkasından da Muammer Bey ayrıldı şirkete gitmek için. Son olarak teyzesinin sesi çınladı merdivenlerin başından:

- Gül... Gül diyorum duymuyor musun beni? Ben çıkıyorum. Akşama yemeğe gidilecek diye yayılma hemen. Birazdan kalk etrafı toparla. Bak ses veriyor mu, ne çabuk uyudun. Aman ne halin varsa gör, dedi. Arkasından dış kapının sesi duyuldu. Tülün arkasından arabaya binip gidişini izledi Güldem. Hemen ardından hazırlandı, çantasını aldı, parasını koydu cebine. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Merdivenlerden indi acele acele. Kapıya ilerledi hızlı hareketlerle. Açtı, son kez döndü arkasını, baktı evin içine uzun uzun,

- Umarım bunu yaptığıma hayatım boyunca pişman olmam, dedi... Arkasını döndü. Yürüdü kendinden emin bir şekilde. Tam dışarı çıkmıştı ki telefon çalmaya başladı... 


Ufuktaki UmutlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin