4

13.8K 743 8
                                    

Uzun bir koridor boyunca koşuyordu Güldem. Birçok kapısı olan bir koridor. Bulutların içindeydi, her şey hayal meyal gözüküyordu. Açtığı her kapıda tanıdık simalar görüyordu. Teoman, Muammer Bey, teyzesi "gel" diyorlardı. Güldem hemen geri geri kaçıyor, koşarak ilerliyordu koridorda. Koştukça uzuyordu yol sanki bir türlü sonu gelmiyordu. Bir kapıyı daha açtı sonra. Babasını ve annesini gördü yan yana, "Koş yavrum, arkana bakmadan ufka doğru koş" dedi babası. Gülümsedi destek olurcasına, sen doğru yaptın dercesine. Sonra uzandı annesi, saçlarını okşadı sıcacık bakarak gözlerine "Haydi git artık" dedi. Arkasını dönmeden geriye doğru adımlar atarak çıktı yanlarından, döndü baktı önüne, uçsuz bucaksız ufku gördü. Çok uzakta arkası dönük, uzun boylu bir erkek silueti farketti. Yürümeye başladı derin maviye, o yaklaştıkça adam uzaklaşıyordu. "Dur" diye seslendi, koştu ama bir türlü yetişemedi. Koştu, koştu, koştu...

- Hanımefendi, uyanın Bursa'ya geldik...

Kadının sesi ile irkildi Güldem. Terlemişti, kalbi çarpıyordu hızlı hızlı. Kadınla birbirlerine gülümsediler. Güldem cebinden bir miktar para çıkardı. Adama uzattı:

- Fazla param yok kusura bakmayın.

- Paraya gerek yok, zaten yolumuzun üstüydü. Sizle de sizsiz de gelecektik buraya.

- Teşekkür ederim, bu iyiliğinizi hiç unutmayacağım.

- Kalacak yeriniz vardır umarım, dedi. Güldem başını önüne eğerek "Var" dedi her bir harfinde yok dermişçesine. Evet, macera başlamıştı işte onun için. Bunları hep düşünmüştü ama oluruna bırakmıştı. Sadece kaçmak, kaçmak istemişti...

- Bakın bir yerlerden, bir şeyden kaçtığınız kesin. Size yardım etmemem, hatta yolda gelirken belki de polise haber vermem gerekiyordu. Aileniz meraktan çıldırmıştır. Ama içimden bir şey bunu yapmama engel oldu ve tabiî ki eşim.

- Çok temiz, çok masum, kırgın, üzgün bir haliniz vardı. Bu yüz kötü bir şey yapmaz diye düşündüm. Eminim iyi bir sebebiniz vardır.

- Şu an meraktan çıldıracak annem, babam, ailem, hiç kimsem yok benim, merak etmeyin. Kaldığım evde çok çalıştırıyorlardı, dayanamadım, oradan kaçtım, dedi bir çırpıda Güldem.

- Öyleyse kalacak yeriniz yok.

Sessizce başını salladı Güldem.

- Benim çalıştığım tekstil atölyesinde çay işlerine bakacak birini arıyorlardı. İsterseniz konuşuruz. Hem atölye vardiyalı çalışıyor. Belki çay ocağında kalmanıza izin verirler. En azından siz bir yolunu bulana kadar. Ne dersiniz?

Güldem'in gözlerinin içi parlamıştı. Allah yardım ediyordu ona. Bu insanları karşısına çıkarması bir tesadüf olamazdı. Kadının teklifine çok sevindi. Gülümsedi:

- Bunu benim için yaparsanız size ömrüm boyunca minnettar olurum.

- O zaman önce atölyeye uğrayalım, eşimin patronunu bende tanırım. Sizin için konuşalım. Bu arada benim adım Ümit, eşimde Semra, diyerek arabayı çalıştırdı.

- Memnun oldum Güldem benim ismimde, dedi minnet içinde bakan gözlerle.

***

Büyük bir tekstil atölyesine gelmişlerdi. Semra Hanımın patronu genç, hoş bir adamdı. Şu haliyle ne kadar çelimsiz gözükse de Güldem'in dalgalı gece siyahı saçlarından, bal rengine kaçan kahverengi gözlerinden, üzerindeki eski model kıyafetine rağmen düzgün vücudundan etkilenmemek mümkün değildi. Serdar Bey gözlerini alamamıştı önce ve bu durum çok rahatsız etmişti Güldem'i ama yapacak bir şey yoktu, bu işe ve kalacak yere çok ihtiyacı vardı. Serdar Bey, Ümit Bey'in ricasını kırmamıştı.

Semra burada modeller çiziyordu. Atölyede çalışan yirmiye yakın kız vardı, gece vardiyasında da ayrıca bir yirmi kişilik gurup daha vardı. Güldem, gündüzleri çay ve yemek işlerine bakacak, gece vardiyasına kalanlara çayını demledikten sonra ortalığı toparlayıp yatacaktı. Çay ocağının yanındaki küçük odayı ona vermişlerdi. İçinde bir tek yatak ve küçük bir dolap vardı. Yeterdi de artardı bile Güldem'e yaşamak için. Hemen kızlarla tanıştırdı Semra onu, hepsi tek tek elini sıkıp hoş geldin dedi. Çok sıcak karşılamışlardı, oda hemen işini yapmaya başlamıştı. Akşamüzeri Semra giderken:

- Ben çıkıyorum Güldem, bir ihtiyacın olduğunda çekinmeden bana söyleyebilirsin.

- Çok teşekkür ederim Semra Hanım, dedi. El sıkıştılar ve ayrıldılar. Vardiye değişme saatiydi. Yeni gelenlere mesaiye kalanlardan bir kız tanıştırmıştı Güldem'i, artık herkes biliyordu onun kim olduğunu, içi rahattı bir günün içinde başını sokacak bir yer bulmuştu.

" İnşallah her şey böyle yolunda gider" dedi kendi kendine...



Ufuktaki UmutlarımWhere stories live. Discover now