10

10K 590 19
                                    

Arabayı bütün hırsıyla çalıştırmıştı Ali Dağhan. Konuşmuyor, sadece hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Bütün hırsını gaza basarak alıyordu sanki.

- Bir çaresini bulacağız koçum, dedi Ali Dağhan Cumalıkızık Yoluna döndüğündü. Frene bastı Ali Dağhan olanca kuvvetiyle. Yiğit öne doğru hamle yaptı, eliyle tutundu:

- Biraz daha saçmalarsan çözüm bulmamıza gerek kalmayacak...

- Ne çaresi bulacağız kardeş. Görmüyor musun dik başlının, huysuzun, şımarığın teki, ayrıca çokta terbiyesiz olduğu her halinden belli. Utanmasa bizi evden kovacaktı. Aslında onu da yapmadı denilmez, dedi bir eliyle direksiyona vurarak.

- Sende öyle damdan düşer gibi anlatmasaydın oğlum.

- Ne yapsaydım, ailemizi anlatan bir açıklamalı el kitabımı verseydim kendisine. Sanki bilmiyor mu her şeyi? Bal gibi biliyor. Bak hemen babamın kovulduğu eve gelmem dedi.

- Valla aslında haksız da sayılmaz. Ben olsam bende gelmezdim.

- Bravo Yiğit, dedi alkışlayarak. "Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum." Elleri ile yüzünü sıvazladı, arkasına yaslandı. "Bir çare bulmalıyım Yiğit. Ona gelmiyor demem, diyemem. Torunun öldü derim, ama gelmiyor diyemem." Omzunda kardeşi bildiği adamın elini hissetti:

- Koçum, hadi sür arabayı...

***

"Bakma bana öyle Güldem." dedi Feraye arabanın kalkış sesi ile beraber. Güldem mutfak kapısının önünden hiç kıpırdamamıştı. Sadece Feraye'ye çevirmişti bakışlarını. Sen ne kadar acımasızsın diyordu gözleri, yüreği arkadaşına hak vermiş olsada. Az önce göz göze geldiği adamı düşündü. Feraye'yi ikna etmek için gayreti, gözlerindeki şefkati, yüzündeki çizgilerin kararlılığı geldi gözlerinin önüne tekrar. Ve olanca inadı ile karşısında dikilen Feraye'ye devam etti bakmaya daha sonra.

-O kapıdan önce babam kovulmuş Güldem. Daha sonra babam öldüğünde kucağında beni alıp götürmüş. Annem bir arkadaşına anlatırken duymuştum. Dedem " Babası gibi onu da yetimhaneye bırak. O zaman seni alırım evime." demiş. O eve gitmem.

- Ama yaşlı bir kadın, ölüm döşeğinde şu an ve son arzusu sadece torununu görmek, dedi odaya yürüyerek.

- O beni görmek istediğinden değil güzelim. Onun derdi sadece vicdanını rahatlatmak. Hiç kusura bakmasın onu rahatlatamayacağım. İçindeki sıkıntı ile beraber gidecek öteki tarafa. Orada annem ve babamla hallederler aralarındaki sorunu. Bu dünyada beni karıştırmasınlar lütfen işlerine.

- Sen nasıl bir insansın Feraye. Bu kadar kötü olamazsın.

- Hayat kötü bir tanem ve benim bu konuda yapabilecek bir şeyim yok, dedi çantasını koluna takarak. Kapıya doğru yürüdü. Gideceği yere çok geç kalmıştı. Bunun telaşesi yüzünden belli oluyordu. Sanki hiç bir şey olmamışçasına rahattı. Güldem'in sesi ile tam kapıdan çıkarken durdu:

- Feraye! Ben senin yerinde olsaydım,

- Bu konu kapandı Güldem. Sen benim yerimde değilsin. Benim yerimde olsaydın giderdin. Ama değilsin ve beni hiçbir kuvvet Uşak'a o kadının son nefesini rahatça vermesini yardım ettirmeye gitmek için ikna edemez. Lütfen döndüğümde bu konuyu tekrar açma ve canımı sıkma, diyerek kapıyı çarptı. Feraye baktı arkasından. Teyzem beni çağırsa gidermiydim acaba diye düşündü. Her şeye rağmen annemin kardeşi dedi. İnsan... O bir insan diye düşündü. Kimse acı çekmeyi hak etmiyordu Güldem'in düşüncelerinde.

Sersem gibi olmuştu sabah beri yaşadıklarından. Koltuğa oturdu. Arkasına yaslandı. Sabah Feraye ile yaptığı tartışmayı hatırladı. Sonra o iki adamı. Feraye'nin akrabasını getirdi gözlerinin önüne. Çok asil gözüküyordu diye geçirdi içinden. Nasılda üzülüyordu yengesi için. Feraye bu kadar gamsız olamazdı. Yaşlı bir kadının ölmeden önce torununu görmek istemesi bile içini yumuşatmamıştı Feraye'nin. "Ben olsaydım giderdim" dedi kendi kendine. Aynı anda masanın üstündeki kartviziti fark etti. Eline aldı. "Ali Dağhan " diye okudu seslice. "Keşke yardım edebilseydim", dedi. Bir anda aklına bir şey geldi. Önce tedirgin oldu. Yanlış anlaşılmaktan korktu. Sonra sadece yardımcı olmak istiyorum, onlarda memnun olur diye geçirdi içinden. Ayağa kalktı, telefonun yanına gitti. Elini koydu ahizenin üstüne. Derin bir iç çekti. Numaraları tuşladı hızlı bir şekilde yaptığından vazgeçmemek için. Çalan sesle beraber elleri, telefona gelen cevapla yüreği titredi Güldem'in:

Ufuktaki UmutlarımWhere stories live. Discover now