43 - Her şey bir oyundu #FİNALESON-1

1.7K 86 3
                                    

Çınlama sesi etrafı kaplıyordu sanki. Gözlerimi sıkıca yumdum ve bu olanların olmadığını hayal ettim. Elim kapının pervazını sıkıca kavrıyordu çantamda kolumdaydı gözümü yavaşça araladığımda ikisinin de orada olduğunu görmüştüm. Kolumda asılı duran çanta yer düşünce ikisi de bakışlarını bana çevirdiler.

Korku , panik , endişe bu üç kelime de bu yıkık yerdeydi. Birbirlerinde kenetli olan ellerini yavaşça çektiler. Bakışlarım ikisinin üzerinde ve oldukça donuktu.

Can yanıma doğru yaklaştıkça geri geri adımlarımı atmaya başlamıştım. Başını yana doğru eğdi ve olduğu yerden elini bana doğru uzattı. Her zaman düşebileceğim bu tongaya bu kez düşmedim fark etmeden gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim.

"Nisa bak hiçbiri duyduğun gibi değil" dedi Can. Eli hâlâ bana doğru uzatılı şekildeydi. Arkasından gelen Sinan yanında duraksadı.

"Her şey duyduğun gibi" dedi gözlerimin içine bakarak.

"Sinan artık yeter" diyerek ona doğru ilerleyince Can sinan'da üzerine doğru gitmişti , beni unuttukları belli oluyordu.

"Sinan her şeyi anlat" dedim yüksek sesle bağırarak. Can karşımda savunmasız 'yapma' der gibi bakıyordu.

"Her şey bir oyundu nisa" dedi Sinan.
"Hayır , hayır" diyerek hızla yalanladı onu Can.

"Sinan anlat dedim" diyerek tekrar bağırmıştım.

"Bu ... " diyerek arkasını dönüp onu parmağıyla gösterdi.

"Beni , seni zor durumda bırakmam için para karşılığı tuttu"

"Ne?" Dedim olduğum yere dizlerimin üzerinde çöktüm. Karşımda olan Can'da ağlayarak yere oturmuştu.

"Evet doğru duydun" dedi sesini yükselterek.

"Olmaz yapamam dedim ama kabul etmedi" bağırarak dolaşıyordu bulunduğumuz yerde.

Bana doğru eğildi ve "Minik kuş kafese girdi nihayet" dedi.

"Çok savunmasızdın ve çok naiftin ama o acımasızdı gözünü hedefe kilitlemişti" başımda dolanıyordu ve her bir tur atışında sesi daha fazla artıyordu.

"İlk başlarda bu oyun bana çok eğlenceli geliyordu sonra-" diyerek duraksadı ve tekrar can'a döndü.

"Vicdan azabı çekmeye başladım , kaçtım buralardan"

Duvarın kenarına gelince olduğu yerde elini duvardan ayırmadan oturdu. Gözleri dumanlıydı onunda.

"Yakup" diyince eğik olan başımı ona çevirdim. Gözlerimdeki yaştan dolayı bulanık görünüyordu yüzü.

"Ne olmuş ona?" Diye sordum birden. Tam karşımda olan Can ise çatık kaşlarıyla izliyordu beni.

"O hep işime çomak soktu"ne demek istediğini birazcık anlamıştım çatık kaşlarımı Can'a çevirdim. Hilal'in geçen sefer bahsettiği zırvalıktan bahsediyordu.

"Tamam artık her şey bitti anlatacağım" göğsünde bağlı olan ellerini bıraktı ve yaslandığını yerden doğruldu. Bakışlarınla onu izliyordum. Onun az önünde olan Sinan ayağa kalkıp Can'a dönerek durması için elini kaldırdı. Durunca bakışlarını bana çevirerek "benim konuşmam bitince siz zaten bol bol konuşursunuz" dedi.

"Hilal senin arkadaşındı değil mi?" Diyerek işaret parmağıyla beni göstermesi kızdırmıştı beni. Onunla da ilgili duyacağım bir gerçeklik var mı düşünüyordum. Ya o da bu oyuna katıldıysa?

"E-evet" dedim korkuyla.

"Onun gibi bir arkadaşın olduğuna sevinmelisin bence" dedi. Odanın içerisini dolanıyordu. Can'da başı öne eğik bekliyordu diyeceklerini.

"Can" dedi. Önünde duraksayıp. Can'da bakışlarını ona çevirdi.

"Hilal varya bizi oyuna getirmiş" gülmesi onu öfkelendiriyordu.

"Seni öldürürüm" ayağa kalktığında Sinan'ın boynuna yapışınca "yeter" diye bağırmak zorunda kalmıştım. Bana çevirdiği bakışını "Her şeyi dinleyeceğim" dedikten sonra Sinan'a çevirmiş ardından da yavaşça elini çekerek tekrar oturmuştu.

"Hilal beni kandırmış tabi bende onu kandırmak istemiştim. Küçük ve eğlenceli bir oyun olacaktı" Dolanması artık benimde sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

"Dur ve anlat artık" dedim öfkeyle. Durduğu yerde başını bana çevirdi. O da şaşırmıştı tabi bende ki bu öfkeye.

Can'ın tam karşısındaki duvarın dibine oturdu göz gözelerdi.

"Benden hoşlandığını söylemişti bana. Bende sana yakın olduğu için bu işi kolaylıkla halledebilirim diye onu kabul ettim" dedi. Bakışları birbirinden ayrılmıyordu adeta bağlı gibilerdi.

"Gel zaman git zaman beni öyle bir kullandı ki bir sürü şey aldı ağzımdan ve başardı"

"Neyi?" Diyince bana çevirdi bakışlarını Sinan.

"Senin çok iyi bir insan olduğunu benim yaptıklarımında haksılık olduğunu öğretti bana" Oturduğu yerden ayağa kalktı gözlerimi ondan ayırmadan ne yapacağını takip ediyordum.

"Can sana detaylıca anlatacak benim buradaki görevim nihayet sona erdi" dedi kapıya doğru ilerleyince duraksayıp bana döndü tekrar.

"He bu arada yaptığım her şey için özür dilerim" tekrar ilerlemeye başladı ayakkabılarının zemine bıraktığı tok ses eşliğinde merdivenleri inerek görünürden kayboldu.

Sinan gittikten sonra ikimiz baş başa kalmıştık. Hüngür hüngür ağlıyordum tabi ki. Karşımda onun da bu kadar ağlıyor olması beni çileden çıkartıyordu.

"Tek bir soru soracağım 'neden yaptın bunları bana, neden?"

On beş dakika sonra...
Duvarın dibinde ayakta duruyordum. Başımı aşağıya çevriliydi ve bunu neden yaşadığım halkında düşünüyordum öylece. Sessiz geçen on dakikanın ardından Can'ın çöktüğü yerden ayağa kalkarak yanıma geldiğini fark ettim bakışlarımı ona çevirdiğimde duraksadı. Bir şey demediğim için tekrar yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Bende gerilemeye başladım ancak arkamı göremeyecek dereceydim.

"Dur düşeceksin" diye seslenerek elini uzatmıştı. Ancak adımlarını hâlâ atıyordu bana. Geriledikçe her an boşluğa basacağımı hissediyordum. Adımlarının hızlandığını gördüğüm anda bende hızlanmıştım ancak bu kez fark edemediğim boşluğa doğru düştüm. Çığlıkları kulağımı yalayıp geçti...ve ayaklarım sert bir zemini hissetti.

43. Bölüm sonu...
Final bölümü 15 Temmuz Saat 20.00 ila 24.00 arasında gelecek. Yorum ve oy vermeyi unutmayın. Yapmanız gereken yıldıza basmak. Değişiklikler olursa haberdar olmak için beni takip edin...

NİSAWhere stories live. Discover now