TOPRAK ve YAĞMUR #Wattys2016

29.(KRAL SENSEN,KRALİÇE BENİM)

Multimedia - Kral ve Kraliçe Yüzüğü

"Bir erkeği değiştire bilecek tek varlık,
Sevdiği kadındır..."

                          (Hikmet Anıl Öztekin )

YAĞMUR'DAN...

Gördüğüm şey ile gözlerim dehşet ile açılırken, banyo kapısının sesi ile gözlerimi yarı çıplak olan Toprak'ın gözleri ile sabitledim.

Toprak bana kaşları çatık bir şekilde bakar iken,ben ona ufak bir suçlu gibi gülümsedim.

Sanırım ufak bir pot kırmıştım.Ufacık birşey.Yani bence.

Toprak elindeki ufak havlu ile saçını umursamazca kurulayarak bana doğru yürüdü.Geldi..Geldi,tabi şampuanının kokusuda onun ile beraber geliyordu.Tabi benim başım da ise aşk kelebekleri daireler oluşturuyordu.

Böyle kalp çıkıyordu kelebeklerin gözlerinden.Yada kafalarından.Böyle baslarinda dairelerle kalpler meydana gelmiş.Tabi ben görmüyorum orası benim hayal dünyam.

Ayy...ayy.Ben hiç iyi değilim.
Gerçekten bildiğiniz aşk sarhoşu olmuş gibiyim.

Hem ben niye açtım ki bu paketi?
Oysa ki annem hep söylerdi'senin olmayana el uzatma'diye.Ahh annem ahh.Niye dinlemedim ki ben seni?Hepte haklı çıkıyorsun.

Toprak bana doğru geldikçe ben geri geri gittim ve sırtımın buluştuğu birşey ile yolun sonu olduğunu anladım.Anladığım an ise gözlerim fal taşı gibi açıldı!

Toprak giysi dolabı ile bütünleşen bana bakarken, elindeki minik havlu yu onun için hazırlamış olduğum yatağın üzerinde bulunan kıyafetlerin üzerine fırlattı.Evet bildiğiniz fırlattı.
Tabi bende elimdeki kutunun kapağını derhal kapattım.
O bana doğru gelir iken ben tek nefes de konuştum;

"Gülru getirdi.Orhan getirmiş."

Kekelemediģim ve herşey doğalmış gibi davrandığım için tebrik ederim kendimi.Aferin bana.

"Kime getirmiş?"

Tek kaşını bilmiş bilmiş kaldırarak bana baktı.Bende dudak büzdüm.

"Sana getirmiş."Dediğim ile gözlerimi elimdeki kadife kutuya diktim.

"Bana getirmiş yani değil mi?Yani sana getirmemiş?"

Toprak'ın dediği ile sinirle kaşlarımı çattım.Kafamı kaldırarak gözlerimizi buluşturdum ve yüzünü tuhafça inceledim .Dalga mı geçiyordu bu benimle?

Tabikide ona getirildiğini biliyor.Niyeti beni mahçup etmek.

Ben sinir ile ona bakarken o bu bakışın ne demek olduğunu gayet iyi biliyordu.Birazdan bu kutuyu böyle sinirle eline tutuşturup çıkabilirim bu odadan demek oluyor.

"Yok hayır yani sanki senin miş gibi öyle açıp bir güzel bakıyorsunda kutunun içindekine ondan diyorum."

Toprak'ın gayet normal bir şekilde söyledikleri ile kafam bulandı.Senin miş gibi derken  ne kast etti ki?

Nasıl yani?Bu kutunun içindeki kimin olabilirdi ki?Ha bu arada kutunun içinde ne olduğunu söylememiştim değil mi?Ee Toprak işte akıl mı bırakır insanda?

Evet,kutunun içinde muhteşem bir çift yüzük var.Sanırım kral ve kraliçe tacıydı.Ve Toprak bana ait olmadığını ima ediyordu.

Toprak'ın söyledikleri kafamı bulandırırken boğazımı temizleyip gayet ciddi bir yüz ifadesi takındım;