"Şu anda sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim."dedi.Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek:"Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
(Oğuz ATAY)
Yağmurdan sonra bir bahçenin nasıl büyüdüğünü izlediğinde bazı fırtınaların neden emredildiğini anlayacaksın.
Sevdiği adamın gözleri önünde yıkılmıştı sevdiği kadının bedeni.Ona doğru yürürken yıkılmıştı kadın.Sevdiği adama attığı her adımda dolan gözleri omuzlarının sarsıntısı ile boşalıyordu.Boşalıyor ve yeniden doluyor,yeniden görünüşü bulanıklaşıyor ve yeniden sevdiği adamın sadece göğsündeki kırmızılığa kilitleniyordu gözleri.
Daha fazla taşırmıydı dizleri onu? Ağırdı yüklüydü kadın.Sevdiği adamın..Kocasının..Karşısında duran göğsünden iki kurşun yarası alan adamın iki çocuğunu taşıyordu.Nefesi kesiliyordu.Ama hâlâ bilmiyordu vurulduğunu.
Sevdiğinin yaraları onda kanıyor sanıyordu?
Göğsünü acıtan şeyin bir kurşun olduğunu bilmiyordu.Hislerini kaybetmişcesine yürüyordu.
Bilmiyordu kadın acısını.Anlayamıyordu.Fazlasıyla acı yüklüydü.Daha fazla yürüyemedi.Zaten ulaşmak istediği yere ulaşmıştı kadın.Sevdiğinin önünde durmuştu.Ağzını acıyla aralayarak sevdiğinin adını söylemek istedi.Dudaklarını aralamıştı ki başaramadı.
Sevdiğinin gözleri önünde çöküşünü izledi.Ve kendisi de müthiş bir acı ile çöktü dizleri üzerine.Ağzına dolan kan ile eli göğsündeki ıslaklığa gitti.Acı artık gözlerini yaşartmıyordu.Sadece büyük bir şok yaşıyordu kadın!
Sevdiği adam yapabilir miydi?Onu vurabilir miydi diye düşünürken yıkıldı yere.Dizleri artık ağır bedenini taşıyamadı.Yıkıldı kadın.Sevdiği adamın gözleri önünde yıkıldı.Deniz mavisi gözlerinin gözbebeklerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi.Ve gördü adam.Kahverengi gözleri buluştu maviliklerle.Zorda olsa çıktı kuruyan dudaklarından bir kelime;
"Yapmadım."Dedi sevdiği adam.Acıyla inledi.Bu kuruluk ve buram buram kokan keskin kan kokusu onu boğuyordu.
Ona acıyla bakan karısına gitmek istedi.Karısının dudaklarından akan kanı izlerken birkes daha ölmek istedi adam.Peri kadar güzel olan bu kadına bu acıları yaşatmamalıydım derken artık çok geçti.Konuşmak bir hayli zor olsada tekrar araladı dudaklarını;
"Seni ben vurmadım."Dedi.
Belki de bu sefer sesi daha gür çıkmıştı.Kadın duymuştu adamı.Adam sevdiği kadının yüzündeki acı tebessüme şahit olurken nefes almak istedi,ama yapamadı.Sevdiği kadını izledi.Kadın dişlerine bulaşan kırmızılık ile güldü.Sanki bunu duymaya açtı.Ve doymuştu.
"Biliyorum."Derken kadın gözlerini kapatmak istedi.Zoraki bir çabalama sardı adamı.
Karısının gözlerinin kapanmasına şahit olmak istemiyordu.Belkide onu ölürken görmek istemiyordu.Deniz mavisinden farksız olan o cennet gözlerin kapanışı onunda ölüşü demekti.İstemiyor ve sesleniyordu kadınına;
"Aç gözlerini.."Yutkundu.
"Meleğim..uyuma vakti..değil..!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAK ve YAĞMUR #Wattys2016
RomanceAşk...1 kelime 3 harf. 'Ee bunu zaten biliyoruz'diyenleri duyar gibiyim. Evet kesinlikle haklısınız.Aşk'ın bir kelimeden ve üç harften oluştuğunu biliyorsunuz.Ama kesinlikle bilmediğiniz birşey var; SİZ AŞK'I BİLMİYORSUNUZ..! Bildiğinizi sanıyorsunu...