16. BÖLÜM

8.2K 426 1
                                    

-----------1 hafta sonra---------

Tam bir haftadır kendimizi hatırlatmaya çalışıyoruz ama hatırlamıyor. Annemgil abimi çağırdığı için eve gitti. Bence şimdiye kadar hatırlaması gerekirdi. Ama şimdi büyüye başvuracağım. Evet artık büyü işe yaradı yaradı. Yoksa Lucas benim gerçek abim değil. Büyü yapmaya başladım. Bittiğinde hiç bir tepki vermedi. Of lanet olsun. 1 haftadır boşa uğraşıyorum.

- Lucas evine git. Dedim.

- ama. ....

- Lucas. Hadi . Dedim ve sihirle kapıyı açtım. Çıktığında dolaptan kan torbamı aldım. Odama girip çatıya çıktım. Hava kararmak üzereydi. Çatıya uzandım ve dolu gözlerle gökyüzüne baktım. Gözyaşlarım kristal halinde ses çıkarıyordu. Evet ağlıyorum. Hemen gözyaşlarımı sildim. Kan torbamı içtim. Saatlerce gökyüzüne baktım. Kısa süre sonra uyumuşum.

----------- sabah ------------
Kalktığımda yatağımdaydım. Hızla üstümü giyindim (multi). Kan torbamı da alarak Martinin evine gittim. Kapıyı büyüyle açtım. Ve içeri girdim. Evin alt katı boştu. Demekki daha uyanmamış. Mutfağa girerek ona güzel bir kahvaltı hazırladım. Onu uyandırmak için döndüğümde kapıya yaslanmış üstsüz ve yeni uyanmış bir Martin gördüm. Yanıma geldiğinde sarıldık ve saçımı öptü.

- yine çok güzelsin.

- sende yine çok yakışıklısın. Ama tişört giy. Biri görmesin. Dedim ve büyüyle tişört getirdim. Martine girdirdim. Kahvaltıyı yapıp okula gittik. Okul aynı geçti. Tek fark o adam aylardır bana bakıyor. Sanki beni takip ediyor. Bugün Martinin ailesinin yanına gitmesi gerekiyormuş. Çıkışta vedalaştık. Grupla eve doğru giderken yine takip ediyordu. Kısa süre sonra eve geldim. Yukarıya çıkıp günlük kıyafetlerimi giyindim. Mutfağa inerek dolaptan kan torbasını aldım. Birkaç tane de poğaça atıştırdıktan sonra kahve koydum. Çaktırmadan pencereden baktım hala ordaydı. Ağacın dalında oturuyordu. Bende büyüyle oturduğu ağaç dalının bir üstündekine oturdum. Beni fark etmemişti.

- sen beni mi takip ediyorsun? Dedim. Korkudan dengesini kaybedip yere düştü. Ve kalkarak hızla ormana koştu. 19 yaşlarında bir adamdı. Aslında genç ama adam diyorum. Şimdi kim onu takip edecek, peşinden koşacak, onu yakalayıp konuşturacak. Off şuan peşinden gitmeyi çok üşendim. Neyse eve gidimde kahvemi içeyim. Bir bardakta Martin için yaptım. Evinden ses geliyordu. İkisinide elime aldım martinin evinin kapısına geldim. Büyüyle zili çaldım. Napim ellerim dolu. Kapıyı genç bir kurtkadın açtı ama normal yaşı baya vardı.

- buyrun kime bakmıştın küçük bayan. Dedi güleç bir şekilde.

- Martine bakmıştımda.

- Martin babasıyla bir yere gitti, yok birkaç saate kadar gelmez. İstersen gel oturalım. Dedi.

-ben sizi rahatsız etmeyin efendim.

Dedim cici girl oldum yani. Kadın beni içeriye davet etti. Bende kahvenin birini ona verdim. Yudumlarken sohbet etmeye başladık.

- Martini nerden tanıyorsun? Sadece komşu musunuz?

Dedi merakla.

- martinle ilk geldiğim gün tanışmıştık. Ve şuan sevgiliyiz.

Dedim kadın memnun olmuş gibi bakıyordu. Yani sera teyze. Birkaç saat oturduktan sonra kahve fincanlarınıda alarak ayağa kalktım.

- sonra tekrar görüşürüz sera teyze.

- görüşürüz canım.

Çaktırmayın adını söylememişti. Kalktım ve doğruca eve gittim. Üzerimi değiştirdim ve pijamalarımı giydim. Yatağıma uzandım ve uykuyu bekledim.

MELEZ ( ARA VERİLDİ )Where stories live. Discover now