Medya Musab :)
''Seni seviyordum. '' kulaklarımı tıkamıştım. Duymamıştım ki. Ne demişti? Yok yok başka şey demişti. Ali bunu bana neden yaptın? Ali gülüyordu. Ona bakamıyordum. Bakarsam utanırdım. Ne olurdu sanki böyle şeyler demese? Tamam nişan biteli yıllar olmuştu. Ama ben hep bu sürede hiç düşünmemiştim ki Musab'ı. Onu ne kadar sevdiğimi ya da ne kadar unuttuğumu düşünmemiştim. Üzerini kapatmıştım. Ve bir daha da açmamıştım. Şimdi açmak zorunda kalacaktım. ''Oh be rahatladım. Dünyalar varmış.'' Ali'nin sesi sıkıntılı halden kurtulmuştu. Beni sıkıntıya sokmuştu. Şimdi kendisi rahatlamıştı. Haksızlıktı. Ali ona verdiğim elmayı ısırmıştı. Sessizlikten dolayı elmanın ısırılma sesini gayet net duymuştum.
''Iımm. Artık sevmiyorsun yani değil mi?'' ne dediğimi fark edince düzeltmeye çalışmıştım. '' Yani böyle kardeş gibi seviyorsun. Öyle diğer mana da sevmiyorsun. Değil mi?'' sesim arada içime kaçmıştı. Ama Ali beni duymuş ve anlamıştı. Biliyordum.
''Tabi ki de hayır. '' tam oh diyecektim ''Hala seviyorum. Kendime sözüm var benim.''
''Nasıl bir sözmüş?'' laf kalabalıklığı yapsın diye sormuştum. Ama sormaz olaydım.
''Sen benim eşim olana kadar seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.'' Hapı yutmuştum. Ayaküstü evlilik teklifi de almıştım. Bir kız hep bugünlerin hayalini kurardı. Ama ben öyle kızlardan değildim. Hiç olmamıştım. Ben hayal kurmayı bırakalı çok olmuştu. Aslında dua ederken bir bakıma hayallerimi istiyordum. Ama oturup hayal kurmuyordum en azından. Hiç konuşmayacaktım. Böylece bir cevap verme zorunda olmayacaktım. Ama Ali beni benden iyi tanıyan biriydi. ''Konuşmamayı düşünüyorsan yanlış yoldasın. '' ama yine de konuşmadım. Ali bana bakmadan elmasını yemeye devam etti. Elması bitince artanı uzağa fırlatmıştı. Bana baktığını hissediyordum. Ama ben kaçmayı planlıyordum. Onun tarafına hiç bakmıyordum. Aramızda baya mesafe vardı zaten. '' Bundan sonra her Bursa'ya gelişim seni benimle evliliğe ikna etme üzerine olacak. Benden kaçmayı sakın düşünme. Dedene söylerim duygularımı. Benden iyi aday mı var? Hem beni tanıyorlar. Hem işim var. Zaten senin yaşın da geçiyor. Kaç yaşına geldin? Evleneceksin mecburen. Ben de en ideal kişiyim.'' Ali'nin bu özgüvenli konuşmasına şaşırmıştım. Her şeyi düşünmüş beyefendi. Susma kuralımı bozmak zorunda kalmıştım.
'' Evlenirim, evlenmem. Sen kimsin ki? Bana bak bundan kimseye bahsetme. Ben okuyorum hem. '' Ali gülüyordu. Sinirim bozulmuştu. Ben neler çekiyordum. Onu kırmadan reddetmeyi düşünürken o karşımda gülüyordu. Kimi neden düşünüyordum ki ben? Karşımdakini düşündüğüm kadar kendimi düşünsem hiç böyle olmazdı.
''Seni senden iyi tanıyorum Zeynep. Buradan tek kelime etmeden gitmeyi düşünüyordun. Ama ben seni konuşturmayı başardım. '' haklıydı. Konuşmayacaktım. Ama üstüme oynamıştı bende mecburen konuşmak zorunda kalmıştım. '' Hem okuyorum diye bir bahane mi olur ya.? Sanki 18 yaşında üniversiteye başladın da öyle bir okuma içerisindesin. Kızım sen mezun olunca 28 yaşında olacaksın. Bilmem farkında mısın? Ben de daha fazla annemleri oyalayamam yani. Evlen evlen deyip duruyorlar. 4 sene bekleyin dersem ne olur sen tahmin et. '' Ali hala üzerime oynuyordu. Biz bu konulara ne zaman gelmiştik anlamamıştım. Hem Ali büyümüş mü demiştim ben? Yok,yok. Hala küçüktü. Hatta ergendi. Beni sinir etmekten mutluluk duyuyordu.
'' Beni bekle diyen kim? Ben evlenmeyi düşünmüyorum Ali. Tamam okuyorum diye evlenmiyor değilim. Başka nedenler de var. Gelme üstüme. Bak kalbin kırılır. Ben gidiyorum. Dedem merak eder beni. Sakın bir delilik yapma. '' koşar adım kaçmıştım oradan. Arkama bile bakmamıştım. Olayın şaşkınlığı ile anlamamıştım ama kardeşim gibi gördüğüm Ali bana, benimle evleneceğini söylemişti. Bana benimle evlenir misin bile dememişti. O kadar kendinden emindi ki neye uğradığımı şaşırmıştım. Zaten birazcık güveni az olsa kibarca ve net bir şekilde bunun olmayacağını belirtebilirdim. Ama o duygu durumunu başta belli etse de sonra yine bildiğimiz alaylı haline dönmüştü. Bende nasıl sıyrılacağımı kestirememiştim. Ama bir daha ki konuşmada kesin bir şekilde olmayacağını belirtmeliydim. Ali olamazdı. Biz onunla kardeş gibiydik. Olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun Gözler (Tamamlandı)
Teen FictionÖyle bir söz yazılır ki bütün bir hayat anlatılır, öyle bir hayat yaşanılır ki bütün sözler anlamsız kalır. Hayat bir şekilde akıp gidiyor zaten onemli olan her anı doya doya değil, dolu dolu ve anlamlı yaşayabilmek. Görme engelli Zeynep ile Musab'ı...