3.Bölüm

5.8K 545 410
                                    

Keyifli okumalar :)


Azra duşa kabinin kapısını yarı aralayıp, arasından başını uzatarak banyoyu gözleriyle kolaçan etti. Ne zaman, nerede karşısına çıkacağı belli olmayan hayalet kılıklı oğlana uygunsuz yakalanmak istemiyordu. Dünden beri evinin içinde diken üzerinde dolaşıyordu zaten. Dün akşam Yeter'i evine gitmesi için zor ikna etmişti. Yeter ise gitmemek için saatlerce direnmiş ve Azad'ın yanından bir saniye olsun ayrılmamıştı. Genç hayaletin bu durumdan şikayetçi olduğu da söylenemezdi. Başlarda aralarında dönen hoş muhabbet saat ilerledikçe birden tartışmaya dönüşmüştü.

Laf dönüp dolaşıp Azad Keskin'in çıktığı kızlara gelmişti. Yeter ona, "Şimdiye dek kaç kızla birlikte oldun?" diye sorunca, "Sayamayacağım kadar çok, hatırlamıyorum." cevabı, Yeter'i fazlasıyla sinirlendirmişti. Sinirini karşı tarafa belli etmedi. Hayalete dokunma arzusu yer etmişti içinde, yeni bir oyun keşfeden çocuk heyecanı ile sürekli olarak elini Azad'ın vücudundan içeriye sokup çıkarmıştı. En son elleri vücudunun aşağı bölgelerine kayarken Azad, Yeter'den kaçarcasına uzaklaşmıştı.

"Hey! Yemedik ya ne kaçıyorsun! Hayaletsin nasılsa hissetmezsin. Gel buraya!"

"Hayalet olabilirim fakat bu orama el atmana izin vereceğim anlamına gelmiyor! Hem dua et ki hayaletim yoksa elimden kurtulamazdın!"

Karşı tarafın sözleri utanmasına neden olunca işi şakaya vurarak "Aman iyi. Ben de bayılmıyordum sana!" dedi.

Onlar bu şekilde uzun uzadıya atışırlarken Azra'da koltuğun bir köşesine oturup onları izlemişti. En son bu duruma daha fazla dayanamayıp Yeter'i evine göndermişti ve hayalete de gitmesi için baskı yapmıştı fakat Azad gitmemekte kararlıydı.

"Seni ikna etmeden gidemem. Hem sizden başka beni görüp duyan kimse yok, o yüzden çok sıkılıyorum. Lütfen kalmama izin ver." Azra sonunda pes etmişti. Uyumak için odasına girdiğinde kapıyı kapatıp, kilitleyerek kendince önlemini almıştı. Yatağa uzanıp gün içerisinde olanları düşünmeye başlamıştı. Bir günde neler yaşamış ve neler görmüştü. Kapının ardından gelen ses düşüncelerini, "Azra, uyudun mu?" diyerek, bölmüştü.

"Yok, göbek atıyorum." Azra, sessizce mırıldanmıştı. En iyisinin duymazdan gelmek olduğuna karar vererek Azad'a cevap vermedi.

"Bak, içeriye giriyorum haberin olsun."

Genç kız yattığı yerden hiç kımıldamadı, nasılsa kapı kilitliydi. Ağırlaşan göz kapakları ile mücadele etmeyi bırakıp gözlerini yummuştu. İzlendiği hissine kapılarak göz kapaklarını hızla açtı. Yanı başında yatakta uzanmış olan hayaleti görmesi ile çığlığı basmıştı.

"Ne bağırıyorsun kızım kulağımın zarını yırttın. Sana içeriye giriyorum demiştim."

"K-kapı kilitliydi nasıl girdin içeriye?"

"Ben bir hayaletim unuttun mu? İstediğim yere girip çıkabilirim."

"Allah'ım ne günah işledim de başıma bu hayaleti musallat ettin?" Azra seslice Felâk ve Nâs surelerini okudu, hiçbir şey olmadığını gördüğünde ağlamak üzereydi.

"Kalbimi kırıyorsun ama sana zararım dokunmaz, korkma artık benden."

"Ayrıca, hayaletlerin yatabildiklerini sanmıyordum."

"Tam olarak yattığım söylenemez, aslında yatar gibi yapıyorum!"

"Bu durumda yatağın içinden geçmen gerekmez mi?"

"Sadece bedenimi yatar şekilde tutarak, uzanıyor gibi görünüyorum. Sen şu an beni uçuyor da kabul edebilirsin!"

Aldığı cevabı tatmin edici bulan Azra, bıkkınlıkla derin bir nefes aldı ve kararlı bir şekilde Azad'ın gözlerine bakarak "Yorucu bir gün geçirdim ve artık uyumak istiyorum lütfen odamdan dışarı çıkar mısın?" dedi.

Not: HAYALET (KİTAP)Where stories live. Discover now