Daha dün seks teklif ediyordu şimdi de iş mi? "Olabilir..." Yuvarlak ve kısa cevaplar vermek sohbetimizi kısa tutardı belki bende bu üzerimdeki gerginlikten çabuk kurtulurdum.
"Ailenle mi yaşıyorsun?"
Ah işte beklediğim konulara geldik. "Hayır, ailem ben çocukken geçirdikleri bir trafik kazasında öldüler. Yurtta büyüdüm. Burada ev arkadaşlarımla yaşıyorum."
Yüzü bir an gölgelendi. Üzülmüş gibi görünüyordu ifadelerinden de bir çıkarımda bulunamıyordum ki üzgün mü, kızgın mı, mutlu mu? Hiç biri belli değildi onu anlamak çok zor ve çok karmaşıktı.
"Üzüldüm. Başın sağ olsun."
"Uzun zaman oldu. Alıştım..." Artık yalan söylerken inanmaya bile başlamıştım. Sanki gerçekten trafik kazasında ölen beni seven bir ailem varmış gibi hissediyordum.
"Ev arkadaşların? Kız mı?"
Neyi öğrenmeye çalışıyordu? "Evet, Eylül ve Burcu, Üniversite'ye başladığımdan beri birlikte yaşıyoruz."
"Güzel." Rahatlamış gibi görünüyordu.
"Erkek arkadaşın mı var?" Hafifçe öksürdüm.
"Hayır. Ben kimseyle çıkmam. Yani flört tarzım değil size de söylemiştim." Ona hemen cevap vererek merakını giderdim. Şarabından büyük bir yudum aldı.
"O zaman neden bana hayır dedin?" Ne yani ona hayır demem için tek neden bir erkek arkadaşımın olması mıydı? Bir insan kendi özgür iradesi ile 'hayır' cevabını veremiyor muydu? İlla bir bahane mi gerekiyordu?
"Bilmiyorum." Ona en dürüst cevabımı verdim. Gözleri gözlerime kilitlenmişti.
"Bana hayır demek istemedin değil mi? O hayır çok kararsız bir hayırdı ikisi de öyleydi. Bu gece buraya ondan geldim. Cevabın beni tatmin etmedi."
Bu sefer hayır diyemeyeceğimden neredeyse emindim. Bu sefer ben bitmiştim. Uzun bir sessizliğin ardından masadan kalktı. Yanıma doğru iki adım attı ve tam önümde dikildi. Boyu çok uzundu. Onu öpmek için parmak uçlarımda yükselmem gerekliydi. Saçmalamayı keserek yüzünü görebilmek için kafamı iyice kaldırdım. Elini uzatıp beni ayağa kaldırdı. Ayağımda topuklu ayakkabı olmasına rağmen benden bir kafa uzundu. Elini çeneme koyup kafamı kaldırdı. Beni öpmek ister gibi başını eğmişti. Nefesini tenimde hissedebiliyordum. Gözleri yakından daha güzeldi insanı hipnoz ediyordu. Bu şekilde bana ne isterse söyletebilirdi.
"Sorumu tekrarlama mı ister misin?" Bunu kısık bir sesle söylemişti. Çamaşırımda ıslaklık hissedince yanaklarım kızardı. Kafamı iki yana salladım. Eğer tekrar ederse evet derdim.
"Ne yapmamı istersin peki?" Gözlerinde alevler belirdi desem abartmış olmazdım. Benim kesik kesik nefesim odanın sessizliğini bozan tek şeydi. Yüzü o kadar güzeldi ki ona bakmaktan kendimi alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY MÜKEMMEL (Mükemmel Serisi - 1)
RomanceAcıdan zevk alınabilir mi? Biri bana bunu Alp ile tanışmadan önce sorsa kesinlikle "HAYIR" derdim. O bütün hayırları mı "MÜMKÜN" kıldı. Bir enkaz olan hayatımı ateşe vermiştim, ateş küle dönüşmüştü, ama o tüm külleri yeniden alevlendirdi...