SON İNTİKAM 3

3.2K 522 155
                                    

Merhaba! Yeni bölüm sizlerle...
Umarım beğenirsiniz. Büyük Oyun adlı kitabımı da okumanizi rica ediyorum.

İyi okumalar

Bölüm şarkısı; Wind. (Piyano)

Instagram; ilaydaa.kagan

Koşuyordum... nereye koştuğumu bilmeden koşuyordum durmadan... nefesim kitleniyor, gözlerim kararıyordu. Ama pes etmeden, ormanın en karanlık kuytularına doğru ilerliyordum. Kalbim göğüs kafesimden çıkarcasına atıyordu. Bacaklarımın vücudumu daha fazla taşıyamayacağını hissettiğimde yere çöktüm. Etrafı bir anda sis bulutu kaplamıştı ileriyi göremiyordum. Hiçbir varlığı yada nesneyi seçemiyordum. Bir an önce bir kişi bulup ondan yardım istemeliydim. Annemi arayıp nerede olduğumu söylemeliydim. Sisin içine doğru koşarak Salih amcanın evini aramaya koyuldum,eğer onlara anlatırsam bana yardım ederlerdi. Ama sisli havada onların evlerini bulma ihtimalim neydi işte bu tartışılırdı.

Hava kararmaya yüz tutmuş,kırmızı en güzel halini almıştı. Bense hala koşuyordum. Uzaktan gelen sesler dikkatimi dağıttığında hızla arkama döndüm gördüğüm tek şey etrafın kararmış olmasıydı.

Gözlerimi araladığımda bir miktar yoğun ışık gözlerimin kısılmasına sebep oldu. En son bayıldığımı hatırlıyordum, peki ya şimdi neredeydim? Gözlerimin önünde beliren küçük mavi gözler bana bir kere daha ona mahkûm olduğumu hatırlattığında uzandığım yerden doğruldum.

"Ama sen bayılmıştın nasıl... " cümlemi bağırarak kesti.

"Kapa çeneni, sana kaçmayacaksın demedim mi!"
Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki ve ben o ateşte kavruluyor gibiydim. Ondan tam anlamıyla korkuyordum. Savaş'ın elinden nasıl kurtulacaktım? Hep böyle mi yaşayıp gidecektim. Dudağımdan kopan hıçkırıkla ağlamaya başladığımı anladım.
Hızla ayağa kalkarak onun arkasına geçtim.

"Beni burada neden tuttuğunu bile bilmiyorum, bunu bilmeye hakkım var!" Yüzü bana döndüğünde sanki nefesim kesilmişti. Mavi gözler yakından ne kadar da güzeldi... Gözlerinde bir an öfke dalgası belirdi ve bağırmaya başladı.

"Çok mu bilmek istiyorsun! "

"Evet,bilmek istiyorum." Sesim fısıltıdan farksızdı. Kolumu sertçe tutarak koşar adımlarla odadan çıkarak beni başka bir odaya itti. Acelece eskimiş,boyaları dökülmüş bir çekmeceyi açarak bir miktar fotoğraf ve laptopunu çıkarttı. Ne yaptığına dair hiç bir fikrim yoktu? Bu fotoğraflarla kaçırılmamın ne gibi bir ilgisi olabilirdi?

"Ne yapıyorsun?" Bilgisayarda bir iki tuşa basarak bana doğru yönlendirdi.

"Bak,gör babanı." Yutkunarak bilgisayar ekranına dolu gözlerle bakmaya başladım. Babamdı bu. Ve karşısında olan savaşın annesi. Babamin elinde silah vardı, silahi ona doğru yönlendirmiş ve hedef almıştı.
Babam, Sare teyzeye tehditler savuruyor. Sare teyze ise önünde diz çökmüş bir vaziyette ağlıyordu.

"Yapma dedim sana, ama sen beni dinlemeyerek yine bildiğini okudun. Bunun bedelini ölümle ödeyeceksin Sare!" Sare teyze ne yapmıştı ki babam bu denli sinirlenmişti?Başımı bilgisayardan kaldırıp Savaşın gözlerine baktım. Küçük,mavi gözleriyle yüzüme bakıyordu. Bu hali elinden oyuncağı alınmış bir çocuğun bakışlarıydı sanki.

Babam, Sare teyzeye tehditler savuruyor. Sare teyze ise önünde diz çökmüş bir vaziyette ağlıyordu.

Tekrar bilgisayara döndüğümde babam tetiği çekmiş ve silahı onun başına doğrulmuştu. Hayır hayır bu benim babam olamazdı. Melek gibi iyi bir kalpli bir insan böyle yapamazdı ki. Şimdi silahı bırakacaktı bundan emindim. Babam karıncayı bile incitmezdi , kaldı ki bir insan öldürecekti. Bir kaç el ateş sesi duyunca gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Babam Sare teyzeyi vurmuştu! Dudaklarımdan bir hıçkırık koptu,silahın şiddetli seslerini duymamla.

SON İNTİKAM Where stories live. Discover now