Dans.!

3.6K 274 36
                                    

Üniversite ile evin arasında az bir mesafede olsa ayağım ağrıdığı için yavaş yavaş yürüyordum. Yere bakarak giderken tam karşımda bir çift ayak gördüm. Başımı yavaş yavaş kaldırdığımda gördüklerim karşısında tek yapabildiğim şey yutkunmak oldu..

Bir grup oğlan daha doğrusu çete gibi. Bana baktığında korece bir şeyler diyordu ama anlamıyordum. Ayağım yüzünden koşup , kaçamazdım da.

Önümdeki oğlan bir elini saçıma götürüp , diğer eliyle yüzümü okşamaya başladı. Oğlana bütün gücümle vurdum. Nasıl oluyor da o bana dokunuyor? Korece bildiğim bir küfürü savururken dediğim küfüre sinirlenmiş olmalı ki elini kaldırdı. Gözlerimi kapattım , gerçekten iyi bir tokat yiyeceğim sanıyordum ama aradan beş saniye geçmesine rağmen hiç birşey olmadı. Tek gözümü açtığımda Jimin'i gördüm. O oğlanın kolunu çevirip Korece konuşuyordu. Jimin'in laflarından sonra hepsi arkalarına bile bakmadan kaçtı. Jimin bana dönüp gülümsedi ama ben soğukluğumu göstererek tepki vermeden yanından geçtim.

Jimin'de birşey demedi ama üç saniye sonra dönüp konuşacağını tahmin ediyordum. Bir , iki , üç ...

"Hey! Bu kadar soğuk olmanın sebebi ne?" dedi

Bak biliyorum. Ne kadar sessiz kalmaya çalışsa da yine de dayanamazlar. Onun sorusuna aldırmayarak "Sanane" dedim. Arkadan "Buzlar kraliçesisin "dediğini duymuştum. Sonra arkamı dönerek ;

"Buzlar kraliçesi diye birşey mi var"dedim.

"Evet var sensin işte"dediğinde kendimi gülmemek için zor tutmuştum. Konuşmaya devam ediyordu ama ben gerçekten onu dinlemiyordum. En sonunda sinirlenerek "Beni yalnız bırak"dedim. O an çok ciddiydim ve onun bunu anlaması gerekiyordu. Kaşlarını kaldırarak bana baktı. Bende "Sinirimi bozuyosun" dediğimde arkasına bile bakmadan gitti. Ben olsam bende giderdim bu kadar laftan sonra. Hiç mi gururu yok? Bir kere git dediysem gitmelisin ikinciye neden tekrar ettiriyosun?

Gece pek uyuyamadığımdan sabah yorgun ve uykusuz şekilde kalktım. Hava çok güzel olduğu için sabah sporu yapmak iyi olur diye düşündüm ve üstümü değiştirdim. Üniversitenin bahçesinde 3 tur koşsam yeterince spor yapacağımı düşünüyorum. Çünkü üniversitenin bahçesi oldukça büyük. Koşarak üniversiteye gittim ve bahçesinde koşmaya başladım. Kenarlarda öğrenciler vardı ama hiç kimse birbiriyle ilgilenmiyordu. Bazıları ders çalışıyor , bazıları müzik dinliyordu. Bende iki tur koştuktan sonra içimdeki atlete kadar ıslandığımı anladım. Eve gidip duş aldıktan sonra tekrar üniversiteye gelmiştim. Şimdi bahçesi tüm öğrenci doluydu ve etrafta oldukça ses vardı. Addy hocayı gördüğümde gülerek yanına gittim.

"Hocam , derse ne zaman başlıyoruz?"diye sordum.

"Benimle gel , sana sınav yapacağım" dedi ve birlikte dans odasına gittik. Ben öyle boş boş bakarken o hoparlörü de kullanarak bir müzik açtı. "Dans et"dediğinde onu dinleyerek başladım dans etmeye ... Ritimlere gayet iyi uyuyordum ama bir anda müziği durdurdu.

"Eğer dansta iyi olmak istiyorsan mimiklerine de önem vermelisin"dedi. Bende başımı salladım. Telefonundan birisini arayarak buraya gelmesini söyledi ve iki dakika sonra içeri sarı saçlı , mavi gözlü , fiziği çok güzel olan taş gibi bir kız girdi. Ben kızı baştan aşağı süzerken Addy hoca "Bu Eun Jung , okulun en iyi kız dansçılarından" dediğinde kendime yeni bir rakip bulmuştum. Eun Jung elini uzatarak "Memnun oldum" dedi.

"Bende Yun Hee. Memnun oldum" dedim.

Bu kızda hiç iyi şeyler hissetmemiştim. Bakışları biraz garipti ve çok havalıydı. Addy hoca müziği açar açmaz Eun Jung dans etmeye başladı. Müziğin sonuna kadar dans edince onun gerçekten bu işte iyi olduğunu düşünmüştüm.

Sonra ben odadan çıkınca Addy peşimden geldi.

"Yarım saat sonra ders var , gelmeyi unutma" dedi ve elini omzuma koydu. Gülerek yanımdan ayrıldı. Ben ona öyle arkasından bakarken yanımdaki kızların konuşmasına kulak misafiri olmuştum.

"Ahh Jimin çok tatlı"

"Ahh , Jimin benim olsa" diyen kızları düşününce ne kadar aptal olduklarını anlamıştım. O sırada arkadan bir ses geldi.

"Hey! Buzlar Kraliçesi"

Bu sesi duyar duymaz ellerimle kulaklarımı kapattım ve hızlı adımlarla ordan uzaklaştım. Arkamdan koşarak gelmiş salak herif.

"Neden kaçıyosun?" dedi.

"İşte git başımdan" dedim.

Bir süre sessiz kaldı ve sonra "Bir hareketimle okuldaki bütün kızlar sana düşman olur"dedi ve güldü. Zaten etrafa baktığımda kızların bize baktığını görüyordum.

"Sen o hareketi yapmadan önce ben burdan gitmiş olacağım" dedim. O sırada elini omzuma attı ve bana göz kırptı. Sanırım artık okuldaki kızlar gerçekten bana düşman olacaklardı.

Eun Jung arkadan gelerek Jimin'in tişörtünden çekti. " Hey, benden başkasına dokunamazsın" deyip güldü. Bunlar sevgili miydi? diye düşünmüştüm. Jimin'de bana bakarak "Sadece omuzuna mı dokunduğumu sanıyorsun sen?" deyip pis pis sırıttı. O an yüzlerim alev almıştı resmen. Bu oğlan beni utandırmayı gerçekten çok iyi biliyordu. Açık sözlü olması da benim yararıma değil tamamen zararımaydı. Oflayarak yanlarından ayrıldım ama Jimin denilen şahıs peşimden geliyordu. Şuan bizi görenler Jiminle sevgiliymişiz ama kavga ettiğimiz için ben ona trip atıyormuşum gibi sanabilirler. Tam yanıma geldi birşey diyecekti ki ben Addy hocayı gördüm. Salak salak sırıtırken Jimin arkasını dönüp Addy'e baktı. Sonra tekrardan bana döndü ama ben ona baktığımda neden yüzü buz gibi kesilmişti?

"Addy hoca ile aranızda ne var?" diye sordu.

" Bir şey yok ama keşke olsaydı" deyip gözlerimi kısarak güldüm. "Sen bana ne diyecektin?" diye sorduğumda , hiçbir şey demeden Eun Jung'un yanına gitti. Aman banane çokta umrumdaydı sanki diye düşündüm ama dayanamayıp arkamı döndüm ve ikisine baktım. Jimin bir anda neden böyle yapmıştı daha anlamış değilim.

Elime bir kitap alarak banka oturdum ve okumaya başladım. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildim. Saatime bakmıştım ki derse 5 dakika geç kaldığımı gördüm. Hızlıca koşarak dans odasına gittim. İçeri girdiğimde nefes nefese kalmıştım ve Jimin'in kenarda ısınma hareketlerini yaptığını görünce şok oldum. Ne yani bu da mı dans eğitimi alıyordu? Her günüm bu sapıkla geçecek öyle mi? diye düşünüp başımı iki kenara salladım.Saçlarım gözümün önüne gelmişti o sırada Addy hoca saçımı kulağımın arkasına vererek "Geç kaldın" dedi.

Saçıma dokunması beni mutlu etmişti. " Kitap okuyordum , zamanın nasıl geçtiğini farketmedim" dedim. Sonra kolumdan tutarak beni odanın ortasına getirdi.

"Bu Yun Hee , yeni arkadaşınız. Onunla iyi geçinin" deyip sırıttı.

O sırada Jimin lafa atladı hemen. Zaten birşey demese şaşardım.

"Aaa , demek ki adın Yun Hee'ymiş. Artık seni Buzlar kraliçesi diye çağırmam" dedi.

"Bencede çağırma iyi olur"dedim. Sonra Addy bana dönerek " Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu. Benim yerime Jimin cevap verdi. " Evet , hatta akşamın bir vaktinde" dedi. Hızlıca yanına giderek ağzını kapattım. "Sen bir sussana."

Gülerek , sustu. Addy bana boş gözlerle bakarken bir müzik açtı ve herkes geriye doğru çekildi. Ortada sadece Eun Jung ve Jimin vardı. Jimin, Eun Jung'un belini tutup kendine doğru çekti ve tango yapmaya başladılar. Arada bir Eun Jung'un bacağından tutuyordu ve Eun Jung'un bundan keyif aldığı çok belliydi. Onları seyrederken elimle bacağımda yuvarlak çiziyordum. Ne zaman bunu yapsam kıskandığım anlaşılıyordu ama ben kesinlikle Jimin'i kıskanmadım. Çok güzel dans etmelerini kıskandım evet evet. Onlar dansını bitirdikten sonra Addy hareketli bir şarkı açtı ve bizde onun gerisindeydik. Bize hareketler göstermeye başladı. Ama ben onların hızına yetişemiyordum. Addy hoca bunu farketmiş olmalı ki yanıma gelip hareketleri daha kolay yapmamı sağladı. Arkama geçerek bir elini belime attı. O an ki refleksimle biraz irkilsemde sonra pek önemsemedim.

Bana hareketleri gösterdikten sonra kendi yerine geçti , bende gözümün ucuyla Jimin'e baktığımda bana baktığını hissediyordum. Onu önemsemeyip hareketleri yapmaya devam etmiştik.



unrequited love::pjmOù les histoires vivent. Découvrez maintenant