12-Titreşim

8.4K 443 58
                                    

İnsanın ilklerini, deneyimleri yaşatırdı. Elimdeki minik, ince not ise bana deneyimlerimi kendiyle yaşatacağını söylüyordu. Olabilir miydi? Tüm yaşayacaklarımı gecemin sahibine sığdırabilir miydim? Sığdırmak istiyordum. Hayatımı geri dönüşüme alsın istiyordum. Beni kendime getirmesini istiyordum.

Yatağın ucuna oturmuş, nota karşı aklımdan geçen alt yazılarını durdurup asıl merak ettiğimi düşündüm. Bu adam eve nasıl girdi? Gerçi dün kimse yokken eve girmiş, ruhum duymadan beni dışarı çıkarıp kara yatırmıştı. Ama bugün ev doluydu ve bu not bir saat önce yatağımın üzerinde değildi. Yoksa hâlâ burada mıydı?

Sakince elimdeki notla ayağa kalkıp odayı kolaçan ettim. Banyoya da girip çıktıktan sonra hâlâ bir şeyleri çözümleyememiş olan ruhumla koridora çıktım. Duvar yerine suratsız bir duvar görmeyi tercih etmezdim. Amcamın ufaklığı sırtını kapımın tam karşısındaki duvara yaslayıp kollarını birbirine kavuşturmuştu. Ne kadar zamandır burada beklediğini atlayıp ben de ona suratsız bir şekilde baktım. ''Bakıyorum da notuna çabuk kavuşmuşsun.'' Gözlerini gözlerimden ayırmamıştı ama ben kafamdakileri birleştirmek için ona bakmayı kesip başımı parmaklarımın ucunda tuttuğum nota eğdim. Suratsız kız ve not bir aradaydı. Bana eşek şakası yaptığına daha çok ihtimal verdim. Bıkkınla nefesimi verip daha da almadım. Belki ayaküstü ölürdüm. Nefes aldım. ''Prens Bedir benden rica etti ve bir kahve karşılığında notu yatağına bırakmayı kabul ettim.'' Duvara benzeyen yüzünde minicik bir kıpırtı olsa da hemen kendini toparladı ve ''Yakışıklımla en yakın zamanda kahve içeceğim ve sen de bu notu ezberlersin,'' deyip göz kırptı ve yanımdan geçip gitti. Gidişini izlerken ona soracaklarımın bitmemesi üzerine gerçi ben bir şey sormuyordum o anlatıyordu, peşinden gidiyordum ki amcamın önümü kesmesiyle durakladım.

''Gel benimle Şehnaz.'' Hiç vakti değildi. Asık suratla amcamın peşine takılıp çalışma odasına girdik. Sanırım evin en büyük odası burasıydı. Koltuğuna geçip oturduğunda masaya doğru ilerleyip tekli koltuğa kuruldum. ''Direkt konuya gireceğim kızım. Ağabeyimde büyük bir emanetin var.'' İlk olarak şunu düşündüm. Ağabeyim derken babamı mı yoksa hatamın karasını mı kastediyordu? Ayrıca şu hayatta benim emanet edebileceğim hiçbir şey yoktu, fotoğrafım dışında. O da bende olduğuna göre... ''Mirasın.'' Düşüncelerim kesilip yeniden amcama yoğunlaştım. Yakından uzaktan ilgim olmayan bir kelimeyi zihnime bulaştırıp sessizliğe gömüldü. Ne mirasından bahsediyordu? Bir evim vardı, o da yandı. Bedir'in deyimiyle kundaklandı. Daha ne olabilirdi? Para mı? Evimiz dışında dışarıda hiçbir şeyimiz yoktu. Para varsa o da evle birlikte yanmıştır. Hepsinin yandığı gibi. ''Babanın amcaların gibi zengin bir adam olduğunu da bilmiyorsundur.''

Zenginlikten çok o adamın amcam oluşu kalbimi zehirledi. O sadece hatamın karasıydı. Avucumun arasında sıkıştırdığım nota başımı eğdim. Şu an bu kağıt parçası ve içini dolduran boş kelimelere değil, sana ihtiyacım vardı Bedir. Daha da sıktım kağıdı avucumda. Un ufak olup yok olmasını istedim. Madem yoktu, bunları da istemiyordum. ''Yanımda olduğunu biliyor, mirasına kavuşman için elimden geleni yapacağımı da biliyor.'' Hiçbir şey söylemeyip ayağa kalktım ve odadan çıktım. Yeni şeyler öğrenmek istemiyordum, aklımda eskilerimi netleştirmek vardı. Eskilerimi onarayım ki yenilerine sıra gelmeliydi.

Odama girip kapıyı kapattım. Avucumda kırışmış notu çerçevemin yanına koyup kendimi yatağa bıraktım. Miras, burada olduğumun bilinmesi, miras için mücadele... Hiçbiri bana cazip gelmedi. Artık o adamdan kaçışımın olmadığını anladım. Kaçmak yerine ortaya çıkmak ve korkmak yerine cesaretlenirsem hayatım değişir miydi? Kim bilir belki bu ikisini denerdim. Şu anda ise yapmam gereken tek bir şey vardı.

~

Komiserle karşılıklı otururken bir yandan da kahvelerimizi yudumluyorduk. Krem rengi dolapta duran dosyalara göz attım. Benim anlattıklarım da dosyalanacak, bu raflara kaldırılacaktı. Tozlanacaktı. Bilinmeyenlere karışacaktı. O yüzden şimdi bilinse ne olurdu?

MİNİKŞE (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin