Şu an düşündüklerimi kelimelere dökemiyorum desem yeridir. Bana her zaman bir insanın ölmesi ya da kibar değişle vefat etmesi çok imkansız gelir. Biliyorum, her canlı eninde sonunda ölecek ama bu... Yani o insan beş dakika önce yaşıyordu belki, on saniye önce gözleri açıktı ama şimdi... Çok imkansız gelmiştir bana birinin ölmesi, her zaman öyle olmuştur.
Kanser hastalığı yüzünden ölmüş, Rickman. Ben duyunca inanamadım, arkadaşım şaka ediyor sandım. Sadece... Hiç iyi değilim artık.
Doğru konuşayım, Alan Rickman'ın Harry Potter dışında bir rolüyle izlemedim. Ama o benim için mükemmel bir aktördü. Ama o, benim Snape için hayal edebileceğim en iyi oyuncuydu. Snape'i baştan beri sevdiğimi söylememe gerek var mıdır bilmem. Ne kadar Jily shipliyorsam o kadar da Snily shiplerim bu herkes bilir. Zaten karakter açısından da önemli bir karakterdi. Benim çocukluğumdaki önemli kahramanlardan biriydi.
O yüzden diyebileceğimin tek şey, çocukluğumu mükemmel kıldığı için ona teşekkür etmek olacak. Karakterini, en güzel oynayan kişiydi belki de. O yüzden en mükemmel Severus olduğu için teşekkürler.
Her şey için teşekkürler, Alan Rickman.
Huzur içinde yat.
[14.01.2016]
Hadi bu yazıyı okuyan herkes bu hafta sonu Melez Prens'i okusun. Ya da izlesin. O da olmadı, size Harry Potter'daki bu yağlı saçlı adamı hatırlatacak bir şeyler yapsın. Şahsen ben öyle yapacağım. Çünkü ağıt yakmaktan başka -ki adamın sadece bir rolünü bilenler için diyorum bunu- yapabileceğimiz en iyi şey en güzel şekilde hatırlamak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
9 3/4 Potterkafa
Non-Fiction❝ Nereden bilsin, o anda ülke boyunca gizlice toplanıp kadeh kaldırıyordu insanlar, "Harry Potter'a," diyorlardı fısıltıyla, "Sağ kalan çocuğa!" ❞ -Tüm hakları Joanna Kathleen Rowling'in yazdığı yedi kitabın, iki yan kitabın, bir kısa hikaye ve bir...
