3- ''Ali benim.. ''

4.2K 351 149
                                    


Evet, 11 sayfalık bir bölümle karşınızdayım. Bu bölümde yeşil gözlü kahramanımız pek yok. Çünkü bundan sonra ki bölümler de kendini gösterecek.. Asıl her şey şimdi başlıyor.. Keyifli okumalar :)


Allah'tan merhamet dilediğim bir günün daha eşsiz sancılarını çekiyordum. Bu sancılar bedenimden çok ruhumu kemiren ve beni müptelası olduğum yaşama sevincinden alıkoyan sancılardı.

Ruhum, dipsiz kuyuların küf kokan nemli duvarlarına kamçılanmıştı.

Doktorun söylediği o son cümle içimdeki organlarımı paramparça ederek toz bulutuna dönüştürmüştü.

Çocuğunuz olmayabilir..

Ben, bir çok kadının hayalini kurduğu o minik ellerin, o eşsiz kokunun sahibi olamayacaktım.

Benden bir parçayı bu dünyaya getiremeyecektim.

Bu.. Bu çok acı bir gerçekti ve bu gerçekle yüzleşmem kolay olmayacaktı.

Neden ben ?

Ayşe'nin omzuna yasladığım çenemi yavaşça geri çekip kapının ardından bana bakan yeşil gözlere baktım. Yüzünde gram kas oynamamış bir şekilde yeşil gözlerini üzerime mızrak gibi saplamış, sadece bakıyordu.

Göz pınarlarıma biriken yaşlar görüntümü bulanıklaştırdığı için usulca kırptım ve dudaklarıma doğru akmasına izin verdim.

''Ayşe.. '' dedim çatallaşmış sesimle. Ayşe bana yasladığı göğsünü yavaşça çekerek yüzünü, yüzüme hizaladı. ''Mahrum.. Üzülme tamam mı ? Başka doktorlara gideriz, burada ameliyat olmak zorunda değilsin. Hem bak tüp bebek yöntemleri var.. ''

Ayşe ağlamaktan kızaran gözlerini benden kaçırıp boşluğa çevirirken, soluksuz kalacak şekilde cümlelerini ardı ardına sıralıyordu.

''Ayşe.. '' dedim bir kez daha. ''Neyden bahsediyorsun sen ! '' Çatallaşan sesim güçlü bir şekilde çıkarken, Ayşe ağır bir şekilde bakışlarını bana çevirmişti.

''Beni teselli etmek için böyle şeyler söyleme ! Yumurtalığım alınacak, ne tüp bebeğinden bahsediyorsun ? Hiç bir zaman, hiç bir yerde, ne olursa olsun çocuğum olmayacak duydun mu beni ! Dünyanın öteki ucuna gidip başka doktora görünsem de bu böyle ! ''

İçimde bir türlü bastıramadığım öfkem, acım, tükenmişliğim, su kütlesine dönüşüp gözlerimden boşalmaya başladığı sırada, Ayşe'nin omzuma dokunan ellerini ittim. ''Dokunma bana ! Kimse dokunmasın ! Git buradan.. ''

''Mahru lütfen böyle yapma.. Bak biliyorum bu çok zor bir şey ama imtihan unutma. '' Ayşe yanaklarımda ki yaşları parmak ucuyla silmeye çalışırken elini bir kez daha itip, kaşlarımı çatarak gözlerinin içine baktım.

''Çocuğu olmayacak olan sen değilsin, benim ! Bunu anlayamazsın. Şimdi çık git bu odadan. Lütfen.. ''

Ayşe'ye ilk kez böyle bağırıyordum. İlk kez birisini böyle kırıyordum. Başkalarını kırmaktan korkan ben, şimdi ilk kez birini kırmanın verdiği acıyı kalbimin en derininde hissediyordum.

Ayşe usulca yanımdan kalkarken ardında bıraktığı kalp kırıklıkları bir cam parçasına dönüşerek katran karası kalbime kesikler atıyordu.

''Ayşe.. Özür dilerim.. '' dedim dizlerimi göğsüme kadar çekip arkasından bakarken. ''Gerçekten özür dilerim. Kalbini kırdığım için.. ''

TÖVBEWhere stories live. Discover now