MASKE 5. YIL ÖZEL BÖLÜMÜ

11.1K 635 36
                                    

MASKE 5. YIL ÖZEL BÖLÜMÜ

Merhaba. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bu bölüm kurgunun gidişatını etkilemeyecek alternatif bir bölümdür. Kısa bir süre önce 29 Mayıs'ta Maske tam 5 yaşına girdi. Bugün de benim doğum günüm. Maske için özel bir şeyler yapmak istediğim için bu bölümü yazdım. Aslında bakarsanız biraz duygusalım. Sebebi de Maske hakkında gelen sorulara net bir yanıt verememem. Özde'yi, Hazar'ı, hatta benim çıkıntı karakterim Onat'ı bile çok özlediğim halde yavaş yavaş zihnimden silinmeye başladılar. O yüzden de biraz hafıza tazeleyelim istedim. Keyifli okumalar.

Sevgiler,

K.

***

Eren ellerine zor sığdırdığı alışveriş poşetlerini mutfak masasına yığdı ve kan ter içinde kalmış halde sandalyeye çöküverdi.

"İstesen şehrin en güzel pastanesinde doğum günü pastasını yaptırabilirdik biliyorsun değil mi?" diye sordu Eren. Ona gözlerimi baydım. Çok biliyordu.

"Kendi ellerimle pasta yapmam daha özel bir şey. Neyse sen her şeyi aldın değil mi?" diye sordum poşetleri karıştırırken.

"Aldım aldım. Pasta renkli olsun diye süs falan da aldım. Malum Prens Hazar'ın doğum günü bugün."

Süsten kastının ne olduğunu düşünürken poşetin dibindeki kutulardaki süsleme şekerlerini gördüm.

"Aman Allah'ım!" Unicorn ve mermaid şekildeki şekerler pembe pembe gözlerimi alıyordu. "Ben bu süsleri kullanırsam Hazar o pastayı ne yapar biliyor musun?" dedim istihzayla.

"Ne yapacak? Önce gerçekten beğenmiş gibi gülümser ve sakin sakin, biz hiçbir şeyin farkına varmadan suratımıza geçirir. O mumları da..."

"Tamam yeter," diye kestim Eren'in sözünü. "Sen geç içeri ben pastayı yapmaya başlayayım bir an önce. Mutfaktayken ayağımın altında birilerinin olmasını sevmiyorum."

"Emin misin? Pek iş becerek birine benzemiyorsun Özde. Sana yardım edebilirim," diye teklifte bulundu Eren. Ona gücenmiş bir bakış attım.

"Sen bana güvenmiyorsun ama akşam parmaklarını yiyeceksin. Ha bir de bu sözlerini," diye iğneledim. Sonra da malzemeleri tek tek mutfak tezgahına yerleştirip işe koyuldum. Önce pandispanyayı yapmam gerekiyordu. Öykü için yaptığım pastaları referans alarak kakaolu pandispanya karışımını hazırladım. Karışımı kaba dökmeden önce serçe parmağımla bir miktar alıp tadına baktım. Mmmm. Bu haliyle bile çok lezzetliydi. Karışımı güzelce klipsli kek kalıbına döküp fırına verdim. O boşlukta da tezgahı toparlayıp pasta kremasını hazırlamaya koyuldum. Çok detaya girmek istemediğim için işin kolayına kaçıp hazır krema aldırmıştım Eren'e. Krema tozunu derince bir kaba boşaltıp soğuk sütü ekledim ve mikserle çırpmaya başladım. Krema kıvam almaya başladığında damla çikotaları da ekleyip iyice katılaşana kadar çırptım. Hazır kremayı dolaba gönderip ara kat için biraz da krem şanti çırptım. Pandispanyayı kontral ettim. Kabarmıştı. Eee uzman eli değince puf puf kabarmıştı. Kekin pişmesine daha vakit olduğu için meyveleri hazırlamaya giriştim. Çilek ve ananası orantılı bir şekilde dilimledim. Muzu kararmaması için son dakika dilimleyecektim. İşim bittiğinde keki fırından çıkarıp masaya koydum soğuması için. O sırada Dora girdi mutfağa. Bütün gün üst kattaki odasına kapanmış kendi halinde takılmıştı. Nihayet aşağıda bir yerlerde hala yaşamın devam ettiğinin farkına varabilmişti.

"Bütün ev mis gibi kek kokmuş. Acıktım galiba," dedi Dora inceleyen bakışlarını müstakbel pastama çevirirken.

"Aklından bile geçirme," dedim gülerek. "İstersen sana sandviç hazırlayabilirim.

MASKE - Kitap Oldu!Where stories live. Discover now