final- part 2

98 3 1
                                    

İyi okumalarr :)

Leonardo'nun ağazından;

Tam 15 gün oldu... Onun yokluğu buz gibi sardı bedenimi... Üşüyordum.. Korkuyordum.. Belkide hayatımda ilk defa bu kadar kötüydüm...

"Gözlerini açmasını bekliyoruz , komadan çıkmasını bekliyoruz, kalbinin yanıt vermesini bekliyoruz.. Bekliyoruz bekliyoruzz..."

Tam 15 gündür bu sözleri duyuyordum işte. Benim biricik Lidyannam.. Benim narin kül kedim... Her şeye rağmen gülümseyen o yüzü şimdi kanı çekilmiş gibi mosmor... Ona bir şey olursa. Eğer kalkamazsa o yataktan... İşte o zaman ben ölürdüm... Ruhum düşerdi o sonu olmayan uçurumdan...

Herkes perişan haldeydi... En çok da Skandar... Ablasını bulmuşken kaybetme korkusu onu da öldürüyordu... Belkide en derinden hissediyorduk ikimizde...

Benim kalbimi onunla bulmuştum. Ben her şeyi onunla keşfetmiştim. Şimdi giderse , beni bırakırsa yaşamam için tek sebep bile kalmazdı artık. Ölürdüm. Dayanamazdım. Doktorların koşuşturmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Bizimkiler endişelenmişti. Kaşlarımı çattım. Ne olmuştu ki ?

"Ne oldu ? Neden öyle Lidyanna ' nın odasına girdiler." diye sordum. David ağlayarak cevap verdi.

"Leonardo... Lidyanna'nın kalbi..." daha fazla konuşmasına müsade etmeden yoğun bakıma doğru koştum. Arkamdan bağırışları duyuyordum ama umrumda değildi.Bir hışımla odaya girdim. Doktorlar beni görünce dışarıya atmaya çalıştılar ama nafile. En sonunda pes ettiler.

"Ona n-ne ol-oldu?" dedim titreyen sesimle.

"Kalbi durdu ve kalp masajı işe yaramıyor! Hemen elektro şok getirin çabuk !" diye bağırdı. Benim Lidyannamm... Güzel meleğim... ne olur gitme... Daha hiç bir şey yaşayamamışken gitme...

Lidyanna'nın ağazından;

Karanlık... Daha ne kadar içine çekebilirdi beni... Korkuyordum... Üşüyordum... Kulaklarımda sadece uğuldamalar vardı... Leonardom... Kim bilir nerededir... Ne yapıyordur...

"Leonardo! "

Bağırıyordum ama kimse duymuyordu... Ağlıyordum ama kimse farketmiyordu... Sahi nerdeydim ben? Ölmüşmüydüm... Hayır... Ölmek istemiyordum. Onu bırakmak istemiyordum.

"Lidyanna ne olur gitme..." bu Leonardo'nun sesiydi... Duymuştum.. Ağlıyordu. Bağırdım ama duymadı...

"Lidyanna ne olurr beni bırakma..." ah benim Leom... Onun ağlaması içimi parçalıyordu..

"Lidyanna." Başka bi ses duymamla kaşlarımı çattım. Bir kadın sesiydi. Arkadan geliyordu ama göremiyordum.

"Kimsiniz? " dedim karanlık boşluğa.

"Lidyanna... Bana bak buradayım." ses uzaktan geliyordu sanki... Yürüdüm yürüdüm yürüdüm... Yine göremiyordum. Omuzumda bir el hissetmemle irkildim. Arkamı döndüm. Çok güzel bir kadın vardı... Tebessüm ediyordu bana.Gözlerimiz benziyordu bide dudaklarımız... Kimdi bu kadın ?

"Kimsiniz?" diye sordum.

"Benim Lidyanna... Annen.." işte o an gözlerim doldu. Saçlarımı bir Rüzgar uçuşturdu... Annem.. O buradaydı. Hiç görmediğim.. Özlediğim ... yıllarca acısını yaşadığım annem... Eliyle göz yaşlarımı sildi.

"Ağlama kızım... Buraya seni göndermek için geldim." dedi. Kaşlarımı çattım.

"Hayır! Ben bir yere gitmek istemiyorum! Seni buldum... Bir daha kaybedemem..." diyip sarıldım. Saçlarımı okşadı. Takrar konuşmaya başladı.

JE T'AİME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin