⚜bölüm 1⚜

26.9K 916 34
                                    

Zeynep için hiç kolay olmayan bir gündü bugün.Her yıl bahara adım adım yaklaşılan bu zamanlarda,Zeynep herkesin içini saran o heyecanı duyamazdı.Çünkü yağmurlu bir mart akşamında ,annesiyle birlikte geçirdiği trafik kazası tüm düşüncelerini istila ederdi.Tıpkı şu anda olduğu gibi.Annesinin mezarı başında babası ile beraber dua ederken yine ve yine düşüncelerinde o anlara geri döndü.

10 yıl önce

Çiftlik evine gittikleri için çok heyecanlı olan Zeynep ,durmadan bahara uyanan yavru bir kuş gibi şakıyor,annesine bir şeyler anlatıyordu."Biliyor musun anne,Nehir'in dedesi onlara tay hediye etmiş ,biz de alabilir miyiz." Annesi Zülal hanım araba kullandığı için ,gözünü yoldan ayırmadan cevap verdi, daha yeni yeni genç kız olmuş kızına;simsiyah saçları,sürekli yüzüne düşen kakülleri, en derin ormanlardan daha yeşil gözleriyle büyüdüğünde çok can yakacaktı Zeynep.Mutlu bir çocuktu.Keşke bütün çocuklar kendi kızı kadar mutlu olabilseydi. Daha bugün yönettiği vakıfta;en çalışkan pırıl pırıl öğrencilerinden biri olan Yaren'i ;babasının evlendirmek istediğini öğrenmişti.Yaren henüz on üç yaşındaydı.Çok başarılı bir öğrenciydi.Sadece başlık parası alabilmek için babası olacak adam ,kızını resmen satıyordu.Zülal hanım yıllardır böyle adi adamlarla uğraşıyordu.Dertlerini gayet iyi biliyordu"para".Yaren için gereken parayı ona vermiş,kızı şimdilik kurtarmıştı.Doktor olmak istiyordu Yaren,o kurtulmuştu belki ,hayal ettiği gibi doktor olabilecekti ama ya diğer Yarenler.Kafası bu düşüncelerle doluyken,gözleri ışıl ışıl parlayarak ona bir şeyler anlatmaya devam eden kızına sıcacık gülümsedi.Zeynep'in az önceki sorusunu tekrar etmesi ile ona cevap verdi."Zeynom,sen at binmekten hoşlanmamıştın,dahası korkmuştun,şimdi nereden çıktı bu at binme sevdası."Küçük kızı,masum Zeynep'i utangaç bir tavır takınarak,"Şeyy....anne,hem Nehir ile Yalın ve şey.....Yaman'da at biniyor,Yaman'ın atı çok güzel anne,görsen simsiyah tıpkı benim saçlarım gibi,hem ben korkmuyorum ki artık."Annesi kızının ilk heyecanını biliyordu.Can arkadaşı Nil'in oğlu Yaman.Zeynep onu ne zaman görse,çekimine yakalanmış bir uydu gibi etrafında dönüyordu.Çocukça bir duyguydu bu biliyordu Zülal,ama Yaman'ın Zeynep'e küçük bir kız gibi davranması ,bahar gözlüsünü üzünce o da üzülüyordu.Sonuçta,Zeynep onüç, Yaman onsekiz yaşındaydı.Yaman'ın kızına olan yaklaşımı doğru olsa da annelik böyle çıkmazlarla dolu bir yolculuktu işte.Yağmur bir anda hızını arttırdığında,ormanın ortasından geçen ara yola yeni girmişlerdi.Zülal biraz tedirgin olmuştu,yol çok düzgün değildi,görüş açısı da sağnak şeklinde yağan yağmur yüzünden gittikçe daralıyordu.Arabanın silecekleri hızla ardı ardına düşen damlalarla bir yarış halindeyken ,arabanın tavanını delercesine vuran yağmur damlaları Zeynep'i biraz korkutmuş olacak ki ,artık pek sesi çıkmıyordu.Arabanın radyosu yağmurdan çekmediği için cd çalara cd yerleştirmeye çalışan Zeynep'e sadece bir saniyeliğine bakması ve kızının çığlığıyla ,tekrar yola dönmesi ,çarpmak üzere olduğu hayvanı fark edip ,direksiyonu hızla kırması ,saniyeler içinde olmuştu.Arabanın kontrolünü kaybettiğinde,şarampole taklalar atarak yuvarlanan aracın içinde, olayın ilk şokunu atlatan Zülal'in tek derdi kızına bir şey olmamasıydı.Emniyet kemerleri takılıydı,hava yastıkları açılmıştı.Şoku atlatan kadın arabanın ters bir şekilde de olsa durması ile kızına seslendi,baş aşağı asılı kaldıkları için sesi boğuk çıkıyordu."Zeynep,Zeynep, iyi misin?"emniyet kemerinden kurtulup yüzü kan içinde kalan kızına ulaşmaya çalışıyordu.Sonra hiç beklemediği bir şey oldu,araba dik ormanlık alanda tekrar yuvarlanmaya başladı,buna ani yaptığı hareketler neden olmuş olmalıydı.Zeynep'in emniyet kemeri hala takılıydı.Araba taklalar atarken bu kez tüm vücudunun savunmasız bir şekilde savrulup arabanın sert gövdesine çarpması,korkunç bir acıya neden oluyordu.Ve araba ,devrilmiş dev bir ağaca çarparak nihayet durduğunda,Zülal'ın beklemediği tek şey ,ön camı delip geçen,dev dallardan birinin karın boşluğuna bir mızrak gibi saplanmasıydı.Hissettiği acı ,kızı için duyduğu endişenin yanında bir hiçti."Zeynep,Zeynep,"diye seslenirken nihayet,yüzü kan içinde kalmış Zeynep,kendine gelmiş,neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Fısıltı ile çıkan ince sesindeki korku elle bile tutulabilirdi."Anne,anneciğim,"diye bildi sadece.Hava kararmaya yüz tutmuştu.Akşam siyah örtüsünü örterdi yeryüzüne biraz sonra.Kazayı  gören kimse olduğunu sanmıyordu Zülal.Bu yol sadece yakında bulunan çiftlik evlerinin sakinlerinin kullandığı,genelde tenha olan,bu yağmurlu havada ise hiç kimsenin geçmeyeceği bir konumdaydı.Tek umudu eşi Kemal'di.O da çiftliğe gelmek için yolda olmalıydı, çiftliğe vardığında onları bulamadığında bir terslik olduğunu anlardı.Eliyle karnına baskı yaptığı için fark ettiği yapışkan sıcak ıslaklık,kanaması olduğunu hissettiriyordu."Zeynom,korkma bebeğim,bizi bulacaklar,kurtulacağız,sakin ol bahar gözlüm."dese de bulunmalarının hiçte kolay olmadığının farkındaydı, Zülal.Karanlık ormanda,hurdaya dönmüş lüks arabanın içinde hayata tutunmaya çalışıyordu,bu dakikaların kızı ile geçireceği belki son anları olduğunu iyi biliyordu.Yarası ağırdı,bilinci kapanmak üzere idi ve fazla zamanı yoktu.Tek tesellisi Zeynep'in ağır bir yara almamış olmasıydı.Sonra bir umut karanlık arabayı önce hafif bir ışık ,sonra da telefonunun  bilindik melodisi kapladı.Telefon arka koltuğa düşmüştü,ikiside ön tarafta sıkışmıştı.Telefona ulaşmak için Zeynep hava yastığının artık inmeye başlayan bezinden,sonrada sıkışan emniyet kemerinden kurtulup güçte olsa telefona ulaştı.Ekranda "Kemal'im"yazıyordu.Kurtulmuşlardı,babası ne yapar ne eder bulurdu onları.Elleri soğuktan mı korkudan mı ayırt edemediği bir nedenle titrerken,zar zor bastı o yeşil tuşa;"Zülal,neredesiniz,bir yere mi uğradınız,merak ettim."diyen babasının endişeli sesini duyan Zeynep'in ağzından istemsizce acı dolu bir hıçkırık  kaçtı."Babaaa.....kaza yaptık,yuvarlandık ormanda...."dıt dıt dıt.....Lanet telefon kapanmıştı,son umutlarıda yok olmuştu işte.Annesini tam olarak göremese de kesik kesik nefes alışından ve artık gizleyemediği inlemelerinden kötü durumda olduğunu biliyordu Zeynep.Zülalin durumu kötüydü.Buradan sağ çıkabileceğini sanmıyordu.Kızını buna hazırlamalıydı, tüm gücünü Zeynep'i sakinleştirmek için kullanıyordu."Korkma bahar gözlüm,bizi bulacaklar,bir ses veya ışık duyarsan tüm gücünle bağır yerini fark etmelerini sağla."Zeynep hala kazanın etkisinde olduğu için annesinin vedasını fark edemiyordu.Arabanın etrafını saran köpekler sürekli havlıyordu,bir tanesi kırık camdan kafasını sokmaya çalışınca Zeynep çığlık atmaktan başka bir şey yapamıyordu.Zülalin tek derdi     Zeynep'i sakinleştirmekti.Kızı sadece on üç yaşındaydı ve bu korku yüzünden ruhunda kapanmayan yaralar açılmasından endişe ediyordu.Oysa Zeynep gülüşüyle etrafını aydınlatan bir çocuktu her zaman.Annesi konuşmaya başladığında ,Zeynep'in çığlıklarının kesilmesinden  onu dinlediği anlaşılıyordu."Biliyor musun bahar gözlüm,hep çok mutlu oldum ben.Baban beni çok sevdi,değer verdi.Sonra sen doğdun,adın gibi en kıymetli hazinem oldun.Seni o kadar sevdim ki  başka bir çocuk daha istemedim.Her gün vakıfta senin yaşıtın olan o çocuklarla ilgilenirken,senin gözlerindeki o saf mutluluğu onlarda hiç göremedim.Kızım asla böyle hüzünlü bakmasın diye dualar ettim.Hep mutlu ol istedim."Zeynep annesinin neden veda eder gibi konuştuğunu anlayamıyordu."Anne çok korkuyorum ben."Artık nefes alırken bile canı yanan Zülal zorluklada olsa,"Korkma,baban seni bulacak,ben çok mutlu oldum kızım,kaderin getirdiklerine hep şükrettim,bu güne kadar da hep şans ve güzellikler getirdi  kader bana.Kimsesiz kalmış ,yeni mezun bir öğretmenken ,babanla tanıştım.O da benim gibi ailesini erken kaybetmişti.Hayalini bile kuramayacağım bir hayatım oldu.Bir çok insana yardım ettim,çocuklara umut oldum kurduğum vakıfla.O vakıf benim kimsesizliğim,vicdanım,büyüdüğünde oraya sahip çık,o çocukları bırakma onların bizden başka kimsesi yok."Zeynep annesinin sözlerindeki anlamı kavradığında."Anne.....anneciğim lütfen..beni bırakma....korkuyorum.."Son anları olduğunu biliyordu Zülal ve bu şansı iyi değerlendirmeliydi."Sadece tek gün yas tutacaksın benim için,her yıl sadece bu gün.Sonrası mutlu olacaksın,aşık olacaksın,aşık olduğun için evleneceksin,dans edeceksin,eğleneceksin her zaman benim ,neşeli hayat dolu Zeynom olacaksın.Sonra büyüyünce benim mirasım olan o vakfa sahip çıkacaksın.O vakıf yaşadıkça hep seninle olacağım,her gülümseyen çocukla sana gülümseyeceğim.Bahar gözlüm seni çok seviyorum......sen sahip olunacak en iyi..... evlatsın.Keşke....."deyip güç toplamak için biraz dinlendi artık dayanacak gücü kalmamıştı."Keşke seni....gelinlikler..içinde göre..bilseydim.Sizi....çok....se.....viyorum."dedi ve tükenen gücüyle kendinden geçti.Zeynep'in acı çığlığı karanlık ormanda yankılandı.Arabanın etrafında dolanıp sürekli havlayan köpekler bile o an sustu.Sonra Zeynep hayatının en kötü saatlerini yaşadı.Annesi defalarca seslenmesine rağmen bir daha ona cevap vermedi.Zeynep'in yarılmış başından akan kan yüzünü kaplamıştı,köpekler arabanın üstüne atlıyor,içeriye girmeye çalışıyordu,Zeynep artık ne ağlayabiliyor ne de çığlık atabiliyordu.Biliyordu annesi ölmüştü,tüm bedeni zangır zangır titrerken annesi olmadan ne yapacağını bilemiyordu.Onun güzel,iyi kalpli annesi artık yoktu.Zeynep bilincini kaybetmek üzere iken ismini bağıran insanları duymuyordu.Sadece uyumak istiyordu ,bu köpek seslerinin son bulmasını ,bunların kötü bir kabus olmasını,uyandığında annesinin sıcağına sığınıp onun tarafından teselli edilmek istiyordu........

Aşk;Kül,Duman Where stories live. Discover now