⚜bölüm 16⚜

9.2K 704 52
                                    







Kafasındaki kaskı motor durur durmaz hemen çıkardı Zeynep.Nihayet yolculukları son bulmuştu.Bir ara İstanbul'dan çıktıklarını il dışına gittiklerini bile düşünmüştü.Yola çıktıklarında bu kadar uzun bir yolculuk olacağını düşünmemişti.



"Beynim uyuştu resmen,senin ucube tipli bir araban yokmuydu.Ben buna tekrar binmem haberin olsun.Kusacağım şimdi...."

"Amma söylendin kocakarılar gibi ne çene var sende Zeyno resmen biyolojik silah gibisin.."

"Çok komiksin  sert çocuk,ne işimiz var bu izbe yerde, açıklarsan söylenmeye bir son verebilirim ve lütfen kamp falan yapacağız deme, cevap veriyorum söz konusu bile olamaz ...."

"Açıklamama gerek yok bir saniye susup arkana bakarsan anlayacaksın zaten.."

Zeynep öfkeli ve sesli bir şekilde oflayarak arkasını döndüğünde ağzı açık kaldı resmen.Bu taş ev çok inanılmazdı.Kayalıkların üstüne yapılmış bir kale gibi görünüyordu.Ve bu tarzı biliyordu.Nefes çizmiş olmalıydı bu planı ,o kadar onun çizgileri vardı ki binada masallardan çıkmış bir şato gibiydi.

"İnanılmaz bir yer baksana hayal  gibi dalgalar yutacak sanki....Çok müthiş. Kimin ki burası, İçeriye girmemize izin verirler mi,Ya versinler çok güzel bu ev."

"Sahibi ben olduğuma göre verirler herhalde.Ve sinyorina karşınızda benim ilk evim ve sizde ilk misafirimsiniz."

Heyecanla kaleye yani Demir'in evine ilerleyen Zeynep yolculuğun tüm sıkıntılarını bir anda unutmuştu. Büyük tahta kapının önünde sabırsız bir şekilde Demir'i beklerken,

''Hadisene Demir sallanma ne geniş adamsın.''

Demir, Zeynep'in lunaparka giden bir çocuk gibi heyecanla konuşmasını seviyordu ve bu tatlı halini daha fazla izlemek için bilerek ağırdan alıyordu. Zeynep'in yanına geldiğinde kapıyı bir iki kere tıklattı. Kapıyı açan altmışlı yaşlardaki adam,

''Beyim hoş geldin , her şey emrettiğin gibi hazır , hanım yemekte yaptı size. Siz de hoş geldiniz gelin kızım.''

Zeynep tam gelin demesine itiraz edecekti ki adamın arkasından aniden çıkan tonton kadının durmadan neşeyle konuşması onu engelledi.

''Tü tü tü maşallah maşallah ne güzel kızsın sen , cennetten mi düştün buraya ,çok şanslısın Demir oğlum,Allah sana bağışlasın sevdiğini.....''

Bu yanlış anlaşılma hoşuna giden Demir, gülümsemesini bastırmak için zorlanırken,

''Ne şansı Gülten abla aldanma sen bu güzel suratına bir dır dır bir dır başımın etini yiyor.''

Zeynep'in şaşkın yüzünü destekleyen O şeklinde açılan ağzı, açık kalırken ,orta yaşlı çift yüzlerindeki gülümseme ile iyi günler dileyerek dışarıya çıkıp evli sandıkları çifti baş başa bıraktılar .Kapıyı kapattıklarında Zeynep ancak kendine gelebildi.

''Az önce sen bana dırdırcı mı dedin  ben mi yanlış anladım.''

Demir durduramadığı kahkahasını atarken Zeynep'te buna bozulmakla meşguldü.Demir nihayet gülmeyi bırakınca;

''Ne yani karım sanmalarına bozulmadın da dırdıra mı bozuldun,ne tuhaf kızsın sen.''

''Niye bozulayım sanki karın olmam gibi bir ihtimal mi var ,kırmızı kar yağarsa ancak olur o iş,şimdi arkadaşız desek inanmazlar beni eve attığını falan sanarlar...''

Aşk;Kül,Duman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin