35) Yeni oyuncular

1.1K 72 34
                                    


Bir, iki, üç, dört, beş, altı. Hadi Ecrin yapabilirsin! İt onu! Ama o kadar sıkı sarılmıştı ki, o kadar güzel kokuyordu ki bir türlü başaramıyordum. Her gece kendisini hırslarıyla dolduran o güçlü kız neredeydi? Tükenen umutlarım, kalbime dolan öfkem neredeydi? Neden Arda'yı ittirmek yerine öylece durup boynuma öpücükler kondurmasına ve hasret gidermesine izin veriyordum? Beni özlemiş...

Gözlerimi yumarak bir yerlerden çıkıp gelmesini beklediğim hırsımı aradım. Yokluğunda gerçekten bu kadar güçsüz birine mi dönüşmüştüm? Ona ihtiyacım vardı ama alışmıştım ben! Onsuzluğa alışmıştım!

Ve aradığım güç uyandı hareketimle birlikte neye uğradığını şaşırarak ciddi anlamda tökezledi. Kendinde olmadığı için bu kadar kolay olmuştu biliyorum ama yine de yüzünde oluşan şaşkın ifade sırıtmamı sağladı.

"Kendine gel Başaran! Ben senin malın değilim!"

Eğer ona yalan söylersem bunu anlardı. O yüzden 'Seni unuttum, artık sevmiyorum.' Demek yerine ona odaklanacaktım. Bir şekilde bugün kazanacaktım ve benden uzak durması için elimden gelen her şeyi yapacaktım.

Başını iki yana sallayarak kaşlarını çattı. "Bunu kast etmediğimi biliyorsun..."

Omuz silkerek duygusuz halime bürünmeye çalıştım. Tekrar kollarımı kavuşturduğumda artık karşısında bambaşka bir Ecrin vardı. Bu fevri hareketleri olmayan, öfkelenmeyen, çemkirmeyen duygusuz kızı tanımıyordu. Oysa ben onu tanıyordum.

"Neyi kast ettiğin umurumda bile değil. Saçmalıkların bu kadar yetti artık."

Benim duygusuz halim onu öfkelendiriyordu. Ellerini yumruk yaparak gözlerime dikkatle baktı.

Konuşmamasından cesaret alarak tekrar konuşmaya başladım. "Daha fazla beni götür saçmalığına girmekten vazgeçtim. İstersem şimdi kendim yola çıkabilirim, eminim savunmasız genç bir kızı arabasına alacak biri bulunur."

Gözlerini kıstı. İşte böyle, köpürmeye devam et!

"Ama yapmıyorum. Çünkü konuşacağız."

Ve bu kez de kaşlarını kaldırarak 'Konuş.' dercesine başını salladı.

"Geçmişten bahsetmeyeceğim, sildim. Gitti. Kısacası direkt konuya gireyim; ne zaman Amerika'ya geri dönüyorsun?"

Sahi bu gerçekle henüz yüzleşmemiştim. Geldiğine inanmak o kadar güç olmuştu ki neden geldiği ne zaman geldiği ne zaman gideceği... Bu sorular aklımın ucundan bile geçmemişti.

Ellerini kotunun ceplerine sıkıştırarak rahatça omuz silkti. "Geri dönmeyeceğim."

Ve hala içimde bir yerlerde varlığını sürdürmeye devam eden, yok etmeyi bir türlü başaramadığım güçsüz kız dans etmeye başladı...

Duraksamama engel olamadım. Şimdi sırada ne vardı? Onu incitecek ne söyleyebilirdim ki?

"Planın ne? Yarım bıraktığın yok etme işini tamamlamaya mı geldin? Hayal kırıklığına uğramış olmalısın, ne yazık ki bu o kadar kolay olmayacak çünkü artık eski Kraliçe yok." Çabalarım sonuç veriyordu, sesim tam istediğim gibi öfkeden yoksun gayet sakin çıkmıştı.

Gülümsedi. Lanet! "Planımı mı öğrenmek istiyorsun?"

Evet, evet, evet. "Düşündüm de beni ilgilendirmiyor. Eğer geldiğin gibi geri dönersen memnun olurum." şirince sırıttım.

Başını iki yana salladı. "Çok üzgünüm, ne yazık ki sen de hayal kırıklığına uğrayacaksın çünkü bu dediğini asla yapmayacağım." ve beni taklit ederek konuşmasının üzerine bir de yine beni taklit ederek gülümsedi.

Mükemmeli'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin