39) Koruyucu

1.2K 75 22
                                    



Sınıfa gelmek kocaman bir hataydı. En sonda oturmama rağmen yine de beni fark edebilirler miydi acaba? Saçma sapan şeyler düşünme Erva, elbette fark ederler! Birazdan o kız gelecek ve diğerlerine yaptığı gibi hatta belki daha fazla şekilde beni rezil edecek. Ne yapacağım ben şimdi? Kalp atışlarım giderek hızlanırken ayağa kalkmak için hamle yapacağım sırada kapı bir anda açıldı. Kızın girmesiyle gürültülü sınıf sessizliğe büründü. Tuttuğum nefesimi yavaş yavaş geri verdim. Ecrin doğrudan bana doğru yaklaşırken başı dimdik kimsenin yüzüne bile bakmıyordu, ben dahil. Aramızda çok az bir mesafe kalmıştı ilk günden rezil olmak istemiyordum. Ilerledi, ilerledi ve önümde duran boş yere oturdu. Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. Biraz sonra Başaran'da geldi ve benim kalktığım eski yerine oturdu. Ikisi de hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlardı, aralarında ki ilişkiyi anlayamamıştım. Anlamakta istemiyordum, en iyisi bu okulda ezik kız olmaktı. Kimsenin bulaşmadığı kendi halinde biri.

*

Gözlüklerimi düzelterek derin bir nefes aldım. Yarışmanın kurallarını tekrar tekrar okumaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı. Ayağa kalktım, gece boyunca uyumadığım için bir kahveye ihtiyacım vardı. Kalkmamla kendimi tekrar koltukta bulmam bir oldu. Birine çarpmıştım. Lütfen bela biri olmasın, lütfen bela biri olmasın.

"Çok-çok özür dilerim."

Rahatladım. Bela tipler asla özür dilemez. Gözlüklerimi düzelterek daha önce görmediğim kızı süzdüm. "Sorun değil."

Gülümsemeye çalıştı, "Bu arada ben Erva."

Uzattığı eline tuhaf bir bakış attım. Ilk defa okuldan bir kız benimle tanışmak istiyordu.

"Ben de Tunahan." Elini sıkarken gülümsemeye çalışıyordum.

Ellerimiz ayrıldığında ona oturması için işaret ettim. "Sen yeni misin?"

Başını sallarken karşıma oturuyordu. "Son sınıfta özel bir lisede okumanın iyi olacağını düşündüm ve ilk günümde edindiğim ilk arkadaşsın."

Arkadaş? Ilk defa bir kızla arkadaşlık kuruyordum. Tepki vermem gerektiğini fark ettiğimde başımı sallarken dağılmış saçlarını izledim. Gür ve kahverengiydiler. "Bu arada senin acalen var gibiydi."

Bunu söylememle, irkilerek geri çekildi. Çabucak etrafını kolaçan ettikten sonra masada bana doğru eğildi. Otomatik olarak ben de eğildim. "Ne oldu?"

"Ecrin ve Başaran peşimde."

Sözleriyle geri çekilmem bir oldu. "Ne?"

Ilk günden Kral ve Kraliçe'yi peşine mi takmıştı yani?

"Onları öpüşürken gördüm. Sanırım izlenmekten hoşlanmadılar."

Bu imkansızdı. Ecrin Arda'ya birdaha asla geri dönmezdi, onu tanıyordum. Asla gururunu bir kenara bırakmazdı.

"yanlış görmüş olmalısın."

Başını iki yana salladı. "Hayır, onlar olduklarına eminim."

Yani Arda'yı affetmiş miydi? Tanrım! Şuan bunu düşünme Tuna, bu kızı yanından hemen uzaklaşmalısın.

"Başım bela da mı?" Diye fısıldadı.

Hızlıca başımı sallayarak onay verdim. "Artık gitmeliyim."

Ben kalkınca oda benimle birlikte ayaklandı. "Hey! Sen ilk arkadaşımsın beni böyle bırakamazsın."

Benimde başımı belaya sokacaktı. Hemen bu kızdan uzaklaşmalıydım. Umursamadan arkamı dönmemle bir şeye çarptım. Başımı kaldırdım ve ta da; tüm kaslı vücuduyla kocaman bir Arda Başaran. Onun gibi kaslara sahip olmak için yüz yıl çalışmalıyım herhalde.

Mükemmeli'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin