Episode~8

27K 2.6K 2.2K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar~

---------------

Akşam eve elimde zorlukla taşıdığım eşyalarım ile dönerken aklımda tek bir şey vardı.

Taehyung.

Aslında sadece eve dönerken değil, yakaladığımız adamın yaptıklarını itiraf ettiren Chanyeol'ü izlerken, ofisten ayrılırken, üniversitenin depo bölümüne gidip eşyalarımı alırken, depoya gelen Chen'e Chanyeol'e aşık olduğumu anlatırken ve daha birçok yerde.

Chen'e Chanyeol'e aşık olduğumu anlatma konusuna gelirsek, bana zaten benden şüphelenediğini söylemiş ve elini omzuma koyup bana ciddi bir şekilde, 'Senin her zaman arkandayım.' Demişti. Daha sonra sarılmış ve özlemimizi geçirmiştik. Ayrıca şu ondan aldığım otobüs kartını da vermiştim.

"Baekhyun?" Derin bir uykudan uyanırmış gibi kafamı kaldırdığımda Chanyeol'ün evin kapısını açmış, içeriye girmiş ve benim girmemi bekler halde buldum. "Ah, dalmışım." Ayakkabılarımı çıkarırken Chanyeol montunu çıkardı. "Bugün çok düşüncelisin. Kafanı kurcalayan bir şey mi var?" Ayakkabılarımı çıkarıp ona baktığımda tekrar konuştu. "Aslında neden dalgın olduğun umrumda değil ama ben öğrencime bir şey anlatırken onun bu kadar dalgın olmasını istemiyorum. Şimdiden seni uyarmak için söyledim."

O arkasını dönüp giderken göz devirdim. Gıcıklığının yanında dengesiz de biriydi. Bir an iyi davranıyor, ardından yüzünüze tükürecek gibi oluyordu.

Yine de, ona arkadan bakınca kazağının yapıştığı omuzları çok güzel değil miydi?

Yüzüme aşık bir ifade ekleyip gözümün önünden kaybolana kadar onu izledim. Daha sonra montumu çıkarıp hala elimde olan kutuları girişe bıraktım ve yanına gittim.

Ben oturma odasındaki koltuklara otururken o buzdolabına kafasını sokmuş, büyük eline ihtiyacı olan yemekleri alıyordu.

Oflayarak elindeki yemeklere baktı ve hepsini geri yerleştirdi. İstemsizce kaşlarım çatılmış, neden böyle yaptığını anlamak istemiştim.

Buzdolabını kapatıp bana döndü. "Tavuk sever misin?" Tavuk geçen bir cümle duyar duymaz yerimde zıpladım. Tepkimi çok fazla bulmuş bir yüz ifadesi ile bana bakarken ellerimi çırptım. "Çok severim! Hadi alalım."

"Tamam." Mırıldanıp daha önce pek dikkat etmediğim telefonunu çıkardı ve buzdolabının üstündeki bir kartı alıp tavukçuyu aradı.

O baharatlı tavuk sipariş ederken ben de sabırsızlıkla onu dinliyordum. Telefonun karşısındaki kişiye iyi günler diledikten sonra telefonu kapattı ve mutfaktan çıkıp kendini tekli koltuklara attı.

"Yemek yapacak gibi duruyordunuz?" Sorumla bana bakıp kafasını kumanda ile açtığı televizyona yöneltti. "Canım tavuk çekti. Neden bunu sorguluyorsun?"

"Ben, sorgulamak için değil-"

"Konuşmak için konuşuyorsun Baekhyun. Sana az konuş dememiş miydim ben?" Kafamı eğdim. "Özür dilerim." Kısık sesle mırıldandım. "Böyle ol."

Anlamıyordum, ben ne ara bu kadar kuzucuğa dönüşmüştüm? Biri bana sus diyecekti ve susacaktım ha? Bu eski hayatımda neredeyse imkansızdı. Fakat Chanyeol ne derse desin sadece susmaya başladığımı fark etmiştim. Ona aşık olabilirdim ama bu biraz fazla değil miydi? Neden bana saygısız davranışlarını çekmek zorundaydım?

Böyle düşünsem bile bunu yapamayacağımı biliyordum. O benim şımarık ve saygısız olduğumu düşünse bile, ben ondan başka kimseye bu kadar saygılı değildim.

Wrongdoer || BaekyeolOnde histórias criam vida. Descubra agora