BÖLÜM-16

4.9K 255 103
                                    

Banyonun penceresine bakmıştım. İçeriye hafif bir esinti giriyordu. 

''Nereye gitti bu şimdi?

Hafifçe pencereden kafamı uzattım. Evin arka tarafında kalan orman çok ürkütücü duruyordu. Aklımla oraya gidip Tristan'a bakıp bakmamam çelişiyordu ve sonunda gitmeye karar vermiştim. Pencereyi kapatıp aşağıya indim. Nate telaşla attığım hızlı adımlara dikkatlice bakarak  ;

''Bir şey olmuş ? Seni bukadar çok telaşlandırdığına göre ? Söyle bana ne oldu ?

''Önümden çekil Nate gerçekten acelem var.

''Ne olduğunu söylemezsen bu kapıdan çıkamazsın.

''Tristan'la güzel vakit geçiriyorduk. Lavaboya gitti ve sonra bir anda ortadan kayboldu. Arka taraftaki ormanda onu aramaya çıkacağım.

''Saçmalama Rose. Orası tehlikeli bir yer.

''Ne olduğunu söyledim artık gitmem gerekiyor.

''Bekle öylece gitmene izin veremem bende seninle geliyorum.

Başımı sallayarak onaylamıştım. Ceketini aldı ve oda benimle beraber geldi. Onun gelmesi beni biraz daha cesaretlendirmişti ve en azından korkusuz gibi duruyordum-yani kısmen öyle-

''Üzerime montumu almalıydım.

''Benimkini alabilirsin. Düşüncesizlik ettim özür dilerim. 

Ceketi elinden almıştım. Gerçekten çok üşüyordum. Nate ise siyah kısa kollu bluzu siyah dar paça pantalonu ve harley botlarıyla inanılmaz gözüküyordu. Ormanın içinden kurt sesleri geliyordu ve bu hiç hoşumuza gitmemişti. Nate'in elinde tuttuğu el feneri önümüzü daha iyi görmemizi sağlıyordu.

''Sanırım orada bişey var Rose. Geri dönmeliyiz.

''Saçmalama  Nate. Ufak bir hayvandır sadece. Bu kadar korkma.

''Yere yansıyan ışığın titrediğini gördüm ve yutkunarak önce Nate'in korku dolu yüzüne sorada önüme doğru yavaşça dönerek nefesini yüzümde hissettiğimi fark ettim. Nate ışığı yere atıp çoktan toz olmuştu. Tüm soğuk kanlılığımla gözlerinin içine bakıyordum.

''Sakin ol cici köpek.

Bir anda dişlerini göstererek uluyunca kendime hakim olamayarak küfür ettim.

''Hassiktir.

Arkama bile bakmadan kaçmaya devam ediyordum. Arkamdan çalıları yara yara  geldiğini duyabiliyordum. Bir keresinde bir ayıdan kaçmıştım. Bir kurttan kaçmak ne kadar zor olabilir ki ? 

''Tanrım tanrım tanrım. 

Hızla koşuyordum ve ayağımın çalıya takılmasıyla kendimi yerde buldum. Kalbimin sesini duyuyordum. Kurt üzerime doğru gelmişti. Altında kalmıştım ve o an öleceğimi biliyordum. Kalbimi delik deşik edecekti ve etlerimi yiyecekti. Ağzından akan salyaları yüzüme düşmüştü. Gözlerim kapalı bana saldıracağını beklerken o an hiç ummadığım bir şey oldu ve yüzümü yaladı. Gözlerimi açıp istemsizce gülümsemiştim. Elimi yanağına koydum ve altından hafifçe sıyrıldım. İnanılmaz büyüklükteydi. Daha önce hiç böylesini görmemiştim. Kurt'u elimle severken arkadaki çalılıklarda bir sürü olduğunu fark ettim. Kırmızı gözler bizi izliyordu. O anda sevdiğim hayvanın tüy yumağı değilde insan derisi olduğunu fark edince hızla elimi çekmiştim.

''Tristan!! 

''Kıyafetlerim yok özür dilerim. Bana kıyafet getirmeni söyleseydim keşke. Gerçi beni aramaya çıkacak  ve tehlikeli bir ormanın içine dalacağını bilmiyordum.

LİSEDEKİ VAMPİR 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin