8•Bölüm | "KALBE GÖMÜLMÜŞ ANILAR"

364 116 9
                                    


8•Bölüm|"KALBE GÖMÜLMÜŞ ANILAR"


'Madem beni bu kadar merak ediyorsun. Tanımaya hazır mısın?'

Sanırım bu mesajı ,en az onuncu okuyuşumdu. Mesajı her okuyuşum da vücudumda ki tüylerin her biri ürperiyordu. Tüylerimin ürpermesine neden olan bu duygunun ne olduğunu da bilmiyordum. Korku, kızgınlık, sinir...
Karşımdaki gizemli kişiye ne desem, nasıl bir cevap versem, bir türlü iki kelimeyi toparlayıp cevap yazamıyordum. En sonunda dayanamayarak

"Evet"

diye en basitinden bir cevap yazdım ve belki cevap gelir umuduyla beklemeye başladım.

Aralık ayının başlarındaydık ve evin içi ne kadar sıcak olsa da üşüyordum.
Kaç dakikadır bilinmez laptopun başında bekliyordum. Gözlerimde sanki bir ağırlık kapanmaları için uğraşıyordu. Göz kapaklarımın bana karşı oynadığı bu oyuna karşın yenik düşerek kafamı duvardaki saate çevirdiğimde çoktan gece yarısı olduğunu fark ettim. Çalışma masasından kalkıp pencereden baktığımda kışın ilk kar'ı yağmaya başlamıştı. Karın yağışını görmemle bütün uykum kaçmış, yerini heyecan ve mutluluğa bırakmıştı. Ne kadar büyürsem büyüyeyim her zaman kar hastası, kar'a aşık küçük bir kız çocuğu olarak kalacaktım. Dışarıda yağan karın giderek çoğalmasına sevinerek, dışarıya çıkıp biraz rahatlamak için üzerime kalın şeyler giydim. Üşütmemek için kafama bordo şapkamı geçirerek, boynuma atkımı taktım. Annemler uyuduğu için, benim evden çıktığımdan haberleri olmayacaktı.  Bu yüzden anahtarımı da almayı unutmadım. Botlarımı elime alarak, evden sessiz bir şekilde çıktım. Güvenlik görevlisinin uyuduğunu gördüğümde, sevinmeden edememiştim. Çünkü onu nasıl atlatacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Adımlarımı sahile doğru yönelttim. Sahile ulaştığımda bankın ıslak oluşunu umursamayarak, denizin karşısındaki banka oturdum. Etrafta benden başka kimse yoktu. Gözlerimi kapattım ve başımı geriye doğru yaslayıp o yumuşak kar tanelerinin yüzümü okşamasına ve ruhumun kar yağışını izlemesine izin verdim. Gözlerimi açtığımda, beyaz, tane tane ve ansızın bir balerinin narinliğinde dönerek iniyorlardı kar taneleri, gökyüzünden. Kar her zaman bana saflığı ve masumluğu hatırlatmıştı. Peki ya insanlar yağan bu kar tanelerinin anlamını neyi sembol ettiğini biliyorlar mıydı? Tabi ki hayır. Karı görmenin sevinci beni bir çocuğa dönüştürebilirdi, ama yakınımda olan insanların bencilliği, güvensizliği, ikiyüzlü olmaları hatta yüzsüz olmaları benim içimde olan, masumiyet duygusundan geriye yıkık bir harabe bırakmasına sebep olmuştu. Önyargılı olmam, insanlara güvenmek istememem, beni zengin, şımarık bir kız gibi gösterebilirdi. Ama benim ruhumun ölmesine neden olan güvendiklerimdi, sevdiklerimdi, kısacası hayata bakış açımın bugün ki temelini sağlayanlardı. Biraz daha oturup bu eşsiz manzaranın tadını çıkardım ve içimde hissettiğim ürpermeyle düşüncelerimden kurtulup ayağa kalktım ve eve doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım.

Eve ulaştığımda kimseyi rahatsız etmemek adına parmak uçlarımda yürüyerek, büyük bir çaba eşliğinde odama doğru ilerledim. Saate baktığımda 02:30'u gösteriyordu.
Zaman ne kadar da çabuk geçmişti. Kar beni, içine öyle bir çekmişti ki sanki zamanı durdurmuştu. Yarın okula gideceğimi hatırlayarak pijamalarımı üzerime geçirip yatağıma uzandım. Gözlerimi usulca kapadım ve kendimi uykunun huzur dolu kollarına teslim ettim.

ŞANS ESİRİ -Talia Serisi1-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora