¤12.BÖLÜM/ACIMASIZ¤

7.3K 414 225
                                    

Altı aydır hiç bıkmadan okulun önünde nöbet tutuyordu genç adam. Kış gelmiş, beraberinde de öldürücü soğukluğu getirmişti.

Ellerini siyah paltosunun cebine soktu ve bir nebze olsun ısınmaya çalıştı. Ağacların gölgesine sığınmış, birazdan okuldan çıkacak o tanıdık simayı dört gözle bekliyordu.

Biliyordu ki, onu gördüğü an içindeki boşluk kısa bir süreliğine yok olacaktı.

Özlemişti.

Gözlerinin etrafını çevreleyen uzun kirpikleri, bu ayaza rağmen bir bakışıyla içini ısıtan o kahverengi irisleri özlemişti.

Dört mevsim geçse de, kalbine sadece bir mevsimde yetişen çiceğe tohum ekmişti. Şimdi yapması gereken; Içinde filizlenmeye başlayan duygularına gün ışığını vermekti.

"Bir gün gelecek, etrafa saçtığın o ışığı elinden alacağım. Geriye baktığında kendine ait hiçbir şey bulamayacaksın. Çok az kaldı, benim karanlığımda mühebbet yatmana çok az kaldı, Yaren."

Genç adam bilmiyordu ki, bir zamanlar ağzından çıkan bu sözler tüm mevsimleri yok edip, cehennem kapılarını aralamıştı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Bir.." Son saniyeyi dudaklarımın üzerine fısıldadı ve hemen ardından yüzüme sarılan ellerle, vücudum yay gibi gerildi.

Ağırlığını üzerime vererek dudaklarımızı birleştirdi ve bu beklenmedik darbesiyle kafam büyük bir ihtirazla arkamdaki kapıya çarptı.

Hissetiğim tek şey dudaklarıydı, duyduğum tek şey ise içeriden gelen alkış sesleriydi.

Bilmiyorum, belki de sadece kalbimin sesi kulaklarımda uğulduyordu...

Insanlar gafil avlanırdı, bir sonraki hamlenin ne olacağını çözemeden uçurumun kenarında bulurlardı kendilerini.

Şu anda dudaklarımın üzerinde hissettiğim sert darbelerle, sona yaklaştığımı hissediyordum. Sadece bir adım sonra uçurumdan atlayacak ve derin bir boşluğa düşecektim.

Gözlerim sonuna kadar açılmış, dudaklarım ise yıllar sonra başka bir tadla mühürlenmişti. Yüzümü elleri arasında sıkıca tutuyor, dudaklarımı aralamam için diretiyordu.

Bacaklarımdan başlayarak, boğazıma kadar yükselen ürpertiyi yok saymaya çalıştım.

Üşüyordum.

Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki şaşkınlığımı üzerimden atabildiğimde, bedenimi saran tek şey ihanet ateşi olmuştu.

Onu üzerimden fırlatırcasına ittim, hemen ardından yüzüne inen tokat tüm koridorda yankılandı.

O kadar bocalamıştık ki, bir an sadece olduğumuz yerde dikilip nefeslerimizi kontrol altına alana kadar bekledik.

Elimin tersiyle dudaklarımın üzerindeki sıcaklığı silmeye çalıştım.

Bedenimin dört bir yanını kara bulutlar sarmıştı, buğulu gözlerimde ise canlanan tek bir kare...

Bana aşkla bakan kahverengi gözler, beni sevgiyle sarmalayan güclü kollar ve kulağımda çınlayan tek bir söz;

"Seni hiçbir zaman bırakmayacağım, Yaren."

Karşımda dikilen adam beni dikkatlice izliyor, bir sonraki hamlemin ne olacağını hesaplamaya çalışıyordu.

KARANLIK (Askıda)Where stories live. Discover now