Ufak Bir Kesit

380 37 6
                                    

Fatih Övüngen

"Duru kalk hadi." dedim omuzlarından hafifçe dürtüp.Huysuzca homurdanıp burnunu göğsüme biraz daha bastırıp derin bir nefes aldı.Yüzümde anlamsız bir tebessüm oluşurken "Duru.." dedim kollarımı etrafına çok sıkmadan sarıp."Geldik hadi." diyerek kaldırmaya çalıştım.Yavaşça gözlerini araladı ve hemen kapattı.Gözleri ağlamaktan kızarmış ve içine çökmüştü sanki.

"Fatih?" dedi gözlerini yavaş yavaş açarken. "Benim,hadi bak herkes indi." dedim onu tekrar kaldırırken.Etrafına tutunarak kalktı ve etrafa boş boş baktıktan sonra hostesin gösterdiği çıkışa doğru ilerledi.

Birkaç adım atmışken soğuktan sarsıntılı bir şekilde ürperdi.Üstünde incecik içindeki siyah askılı bluzu belli eden krem rengi bir bluz ve siyah dar bir pantolon vardı.Ayağına kimin giydirdiğini anlayamadığım tuhaf bir bot vardı. Eskimolarınkine benziyordu ama ,ne diyorlar, UGG değildi.

Üstümdeki ceketi çıkardım ve Duru'nun omuzlarına astım.Önce irkilse de arkasında beni gördüğünde hızla kollarını ceketin kollarından içeriye soktu.Kollarını etrafına sararken hostes bizi merdivenlere yönlendirip inmemizi bekledi.Duru olduğu yerde durup merdivenlere bakarken ilerlemesini sağlamak için elimi beline koydum ve hafifçe öne doğru ittim.Duru birkaç adım atıp olduğu yerde kalınca kenarda bizi bekleyen hostese sahte bir tebessüm yolladım ve Duru'ya yaklaşıp "Sorun ne?" diye sordum.

Sesli bir yutkunmanın ardından titreyen sesiyle "Annemin ölüsünü alacağız.Ben..Ben sadece.." omuzlarını çocukların yaptığı gibi kafasını yana yatırıp silkerken önüne geçtim ve "Duru...İstersen önce eve gidelim.Kenidini hazır hissettiğinde götüreceğim söz." dedim uçakta yaptığım teklifi yinelerken.Kafasını olumsuz anlamda salladı ve yanımdan geçip merdivenleri yavaş yavaş inmeye başladı.Arkasından bir süre onu izleyip bende merdivenleri inmeye başladım.

Ahsen onu merdivenlerin bitişinde bekliyordu. Duru son basamaktayken koluna girdi ve ona destek olup yürümesine yardım etti.Arkalarından Acar'la ilerlerken Berk piçinin Duru'nun yanına gittiğini görünce yumruklarımı Acar'ın omzuna geçirdim.

"Lan lan lan!" dedi kendini geri çekerken "N'apıyon pezevenk?!" diyerek omzuma ona göre sert bana göre sinek ısırığı olan bir yumruk geçirdi.

"Ne yapacağım topraklama yapıyorum."

"Topraklama mı?" dedi kaşlarını çatıp.

"Yok mu bu gazlı araçları doldururken kablolu şeyle toprağa..Ufff!" dedim elimi gelişi güzel sallayarak "Ne anlattırıyorsun?!" dedim.

"Tamam da oğlum bana niye yapıyorsun?!"

Kolundan tuttum ve yanıma çekip hala Duru'nun yanında gezen Berk'i göstererek "Bu çocuğu sevmedim.Gözleri felfecir bakıyor." dedim.

Acar kaşlarını çatıp Duru'ların olduğu tarafa bakarken Bora ve Aybars da o tarafa baktı.Bora bana yaklaşıp "Tam olarak nereye bakıyoruz?" diye sorana dek daha sinir bozucu birşey olamaz diye düşünüyordum."Ebene." dedim ona dönüp.

Hınzırca gülümseyip "Selam da söyle." diyen Bora'ya bir yumruk geçiremeden arkasından tonlarca toz kaldırıp Aybars'ın yanına uçtu.Bu çocuk küçükken çok travma geçirmiş.Bak buraya yazıyorum.Zaten o Behiç'te bilerek gönderdi bunu kafa ütülemesin diye.

"Bora," dedim derin bir nefes alıp "cenaze eviyiz bak unutma." dedim."Elbet bende öleceğim birgün.O zaman beni ararsınız." diye konuştu.Aybars ensesine bir tane yapıştırdı ve kolunu omzuna attı.Zaten bunun dışında pek bir konuşma yaşanmadı.Herkes sessiz sedasız arabaya binip hastaneye varmayı bekledi.

UCUBE OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin