0.1

2.8K 145 84
                                    

Merhaba adını bilmediğim tatlı okuyucum;

Eğer bu hikayeme geldiysen, bana bir şans vermiş demeksindir. Öncelikle Bunun için sana minnettarım.

Elimden birçok hikaye geçti. Aynı anda 6 kitap bir anda yayınladığım oldu. Fakat bu doğru değildi. Hangi birine yetişeyim?

Sonunda "Tehlikeli Mafya" adlı kitabıma başlıyor bulunuyorum.

Bu yolda elimi tutacağın için sana teşekkür ederim.

Eğer olur da düşecek olursam, pes edecek olursam beni bundan ancak sen vazgeçirebilirsin.

O zaman seni kelimelerim ile baş başa bırakıyor, beğenmeni umuyorum ve

İyi okumalar diliyorum.

Aralık olan pencereden içeri giren hafif meltem saçlarımı dalgalandırırken saatlerdir uyuduğum yataktan doğrulmaya çabaladım. Dünden kalan makyaj gözlerime batıyordu. Zorla doğrulurken aynadaki yansımam gözüme çarptı. Komidinde duran saati sertçe yansımama attım.

"Herşeyden nefret ediyorum!" Ellerimi saçlarıma geçirerek çektim. Annem dün gece hayatımı değiştirecek bir karar almıştı. Beni İzmire gönderecekti. Fakat burada bırakmak istemedigim biri vardı. Ulaş. Bana sevmeyi, sevdirmeyi öğreten adam. Sahi onu bırakıp nasıl gidecektim? Bunu ona söylerken gözlerindeki kırgınlık aklımdan gitmiyordu. Kapım hızla çalındı ve içeri annem girdi. Yerdeki cam kırıklarına şaşkınlıkla bakarken yanıma koştu.

"Gizem, kızım! İyi misin?" Ellerimden tutunca sertçe ellerimi çektim.

"Baksana şu halime, baksana!" Ona karşı ilk defa sesimi yükseltiyordum. Ama bu artık umurumda değildi.

"Gizem, onların ailesi tehlikeli. Anlıyor musun? Ben seni korumak zorundayım." Kalbim heryerimde atıyordu sanki. Öfkeden gözüm dönüyordu. Aniden çalışma masamdaki kitapları yere fırlatmaya başladım.

"Gizem!" Gözlerim o kadar dolmuştu ki hiçbir şeyi göremiyordum abimin sesi kulaklarıma dolarken belimden ve ellerimden birisi tuttu ve sıkıca sarıldı. Bu abimdi.

"Bırak, bırak!" Sesim o kadar güçsüz çıkıyordu ki, onun kolları arasında küçücük bir kuş gibi çırpınıyordum.

"Şşşş geçti... abiciğim ben buradayım." Tüylerim aniden diken diken oldu. Gözlerimi kapattım ve bende ona sarıldım.

"Geçti, tamam mı? Geçti." Beni yatağa oturturken sarılmayı bırakmadı. Onun kollarında kendimi o kadar huzurlu hissediyordum ki...

"Gönderme abi beni ne olursun. Ben burada kalmak istiyorum. Lütfen." Diye mırıldandım. Susuyordu. Biliyordum beni göndereceklerdi. Gözkapaklarım ağırlaşırken kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Hafif şimşek çakarken zorla gözlerimi açmaya çalıştım. Penceremden tarafa dönerken hava kendini iyice kapatmış aynı sakinliği ile yağmaya devam ediyordu. Yatağımdan kalktım ve odamda bulunan banyoya geçerek soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. Gitme vakti gelmişti. Ne kadar onları ikna etmeye çalışsam da göndereceklerdi. Kıvırcık saçlarımı sertçe tararken bileğimdeki toka ile hızla bağlarken banyodan çıktım. Annem ve Abim odamda bulunan siyah tekli koltuklara oturmuşlar ve tüm odaklarını bana vermişlerdi hissediyordum. Yatağın köşesinde duran kol çantamı alarak en sevdiğim kitabı ve Ulaş ile olan resmimizi çantaya hızla koydum. Daha sonra abime dönerek "Kesin mi?" Diye sitem ettim. Ellerini yüzü hizasında kaldırarak ben karışmam dercesine sözü anneme devretti.

TEHLİKELİ MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin