0.2

1.1K 61 17
                                    

Herkese Merhaba. Ben geldim.

Birinci bölüm ilgi çekti ve bu da beni yazmaya daha çok teşvik etti.

Hepinize teşekkür ederim. Daha fazla uzatmak istemiyorum aslında.

Hesaplarımi şuraya bırakayım;

İnstagram; ilaydaa.kagan

İyi okumalar.

Uzaktan gelen ve gözlerimi esir altına alan beyaz ışık, görmemi zorlaştırıyordu. Arkamdan omzuma dokunan el ile o yöne döndüğümde Anıl'ın siması düştü gözlerimin önüne.

"Anıl?" Sesim yankı yaparak kulaklarıma ulaştığında tüylerim diken diken olmuştu.

"Ben seni mutlu edemem. Sen benim cehennemim için fazla güzelsin." Elimi uzatsam dokunabilecek kadar yakındım ona. Bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapatsam da ben ona yakın oldukça o yok oluyor gibiydi.

"Sen bana ait değilsin." Diye mırıldandı. Ve ışığın içinde aniden kayboldu.

     Birinin omuzlarımdan beni sarsması ile ağırlaşan gözkapaklarımı hızla açtım.

"Ne görüyordun? İyi misin?" Etrafıma bakındım. Otobüsteki insanlar teker teker iniyorlardı, gelmiştik. Ağır bir ifadeyle ona doğru döndüm. Kendimi oldukça halsiz ve bitkin hissediyordum.

"İyiyim." Dedim inanmasını umarak. Pek inanmış gibi değildi ama üstelemedi.

"İnelim mi?" Başımı salladım. Ceketimi ve kol çantamı alarak otobüsten indiğimde derin bir nefes aldım. Kerem çoktan ikimizin valizini de almış bana doğru yürüyordu.

"Evet Gizemli Kız, Gizem hadi gidelim." Kaşlarımı çattım.

"Adımı nereden biliyorsun, söylediğimi hatırlamıyorum." İki valizin de kulpunu çekti ve sürüklemeye başladı.

"Bende söylediğini hatırlamıyorum." Ona yetişmek için olabildiğince hızlı adımlarla yürüdüm. "Ben bilirim."

"Kendini beğenmiş." Diye söylendim onun arkasından yürüyerek. Onu daha henüz tanımasam da iyi birine benziyordu. Belki de kötü biriydi. Bilmiyordum. İnsanlara çabuk güvenen sonunda pişman olan, ama her daim aynı hatayı yapan biriydim. Omuz silktim. Aniden bana döndüğünde sert bedenine çarpmamla afalladım. Boyu benden oldukça uzundu başımı kaldırıp bakmam gerekmişti.

"İyi olduğuna emin misin?" Dedi birkaç önce sorduğu soruyu tekrarlayarak. Başımı yavaşca salladım. Ellerini yanaklarına koyarak gerginleştirdi ardından da burnunu diğer eliyle havaya kaldırdı. Yüzünün ifadesi karşısında kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.

"Somurtgan halinden daha iyi. Afferin." Başımı bir anne edasıyla yalandan okşadı ve iki valizi de alarak sürükledi. Gülmeyi keserek ona yardım ettim ve beraber taksiye kadar sürükledik. Birkaç saat önce durmuş yağmur aniden bastırırken ceketimin şapkasını hızla başıma geçirdim ve taksiye bindik. Kerem okulun ismini söylerken, telefonum çalmaya başladığında cebimden çıkardım. Annem arıyordu. Açıp açmamak arasında kalsam da meşgule attım.

"Açsana." Dedi Kerem. Ona gerek yok dercesine bakış atarken bir müddet yolu izledim. Belki herşey düzelecekti bilmiyordum. Ama herşeyin daha da berbat olma ihtimali de vardı elbet. Nihayet Üniversitenin önüne gelince annemin bana verdiği zarfı çıkardım parayı ödemek için. Fakat Kerem benden daha önce davranıp ödedi.

"Sonra ödeşiriz." Dedi göz kırparak. Taksiden indiğimde yağmur şiddetini daha da arttırmış, üstümü sırılsıklam etmişti bile.

"Evet, benim hoşbuldum." Ayağa kalktı ve yığınla önünde duran dosyalardan en üstte duranı aldı.

TEHLİKELİ MAFYAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt