0.4

660 38 15
                                    

Merhaba!

Güzel ve içime sinen bir bölümle karşınızdayım. Bir hafta baya hastaydım. oturup adam akıllı bölüm yazdım diyebilirim.

Umarım sizde beğenirsiniz.

Yorum yapmayı ihmal etmezseniz sevinirim.

Bana ulaşabileceğiniz hesaplar;

İnstagram; ilaydaa.kagan

Cesed yemekhaneden çıktığında bize dönük olan bakışlar artık bizimle ilgilenmeyi kesmiş, bense büyük bir olay çıkmadan o gittiği için rahat bir nefes alabilmiştim.

"Keşke hep çocuk kalabilseydik değil mi?" dedi Kerem. O an kesinlikle konuyu dağıtmak için yapmıştı. Can da birşey olmamış gibi hafif gülümseyerek, "Bence çocuk olmanın en güzel yanı istediğin zaman istediğin yerde ağlayabilmen. Büyüdükçe insanlar gizli gizli ağlıyorlar çünkü." Aklıma Ceset'in odama girdiği ve fotoğrafı yırttığı gün aklıma geldi. Sessizce ağladığım. Ama kimseye tek kelime söyleyemediğim.

"Kapalı bir kutu gibisin." dedi Can bana bakarken. Birşey demedim. Kerem Can'a ardından bana bakarken kaşlarını çattı.

"Klasik bir hayatı var işte. Sevgilisi yarı yolda bırakmış ardından üzülen bir kız. Bu günler geçecek." Dedi büyük bir rahatlık ile.

"Gerçekten mi?" Dedi Kerem eşyalarımızı almak için anfiye giderken.

"Biraz öyle." Dedim Kereme büyük bir abartı ile gözlerimi devirerek. Neden söylemişti ki şimdi bunu? Canımı daha fazla sıkmamak için ikisi de başka birşey demediler. Eşyalarımızı alırken çıkışa doğru geldiğimizde Eftel ve Aylin de yanımıza gelmişlerdi.

"Ceset iyice sinirimi bozmaya başladı. Gücümün yeteceğini bilsem onu bir kaşık suda boğarım." Dedi Aylin. Açıkçası Ceset umurumda bile değildi. Eftel kollarını göğsünde birleştirdi.

"Hayal, dün Cesedi bizim odadan çıkarken görmüş." Eftel gözlerini kıstığında başımı başka yöne çevirdim. Yoksa gözlerim hemen beni ele verirdi. "Gizem, senin haberin var mıydı?" Başımı hızla hayır anlamında salladım.

"Bir fikrim yok açıkçası." Can çenesini ovuşturdu. Aylin ve Eftel ise 'Emin misin' bakışı attılar. Omuz silktim. Kerem bir homurtu şeklinde konuştuğunda etrafı incelemeyi bırakıp ona doğru döndüm. Ceset hakkında çok daha fazla şey biliyordu ve ben sormadan rahat edemeyecektim.

"Benim bilmediğim birşeyler var bu Çocukta?" Eftel kaşlarını çattı.

"Emin ol onun hakkında bildiklerin, bilmediklerinin yanında sönük kalır." 
Ondan sonra kimse bu konu hakkında yorum yapmadı. Aylin kendisine gözlüklü, telli ve oldukça sivilceli bir çocuğun ilanı aşk etmesini anlatıyor, diğerleri ise yorum yaparak gülüyorlardı. Aklıma Anıl geldi, acaba şu an ne yapıyordu? Elim bileğime doğru giderken ikimizin Sevgililer gününde aldığı bilekliğe baktım. Can bir bana bir bileğime bakarken elbiseyle kapatmaya çalıştım. Beni anlıyordu emindim, beni bir düğümü çözer gibi zorlanmadan çözüyordu.

    Akşam olduğunda Kerem'in ayarladığı mekana gitmek için hazırlanmıştık. Aylin, siyah deri dizlerinin biraz üzerinde bir etek ve üstüne yine siyah bir büstiyer giyinmişti. Eftel onun aksine beyazlara bürünmüştü. Bense siyah sade elbise giymiştim. Onlara kıyasla oldukça sade gözüküyordum. Makyajımı da fazla abartmadan yapmıştım. Altı üstü biraz eğlenip geri dönecektik. Mekana girdiğimizde çok fazla kişinin olmadığını anladım ama yine de içerinin havası oldukça basıktı. Darılmıştım. Arkalardaki koltuğa otururken etrafta dans eden insanlara baktım. Kendini kaptırmışlardı. Garson bize doğru gelirken, Kerem, "Bayanlara meyve suyu, bize viski." Dedi Can'a bakarken. "Değil mi kardeşim?" Can kolunu koltuğun arkasına atarken benim yanımda yerini çoktan almıştı. Başını sallarken Aylin göz devirdi. "Sarhoş olup başımıza mı kalacaksınız?" İkiside aynı anda "Sarhoş olmayız." Dedi. Gecenin sonunda başımıza kalmazlarsa iyiydi. İçeceklerimiz gelirken Meyve suyundan bir yudum alarak etrafı incelemeye koyuldum. Cebimde titreşen telefon beni kendime getirirken telefonu cebimden çıkardım, Anıl arıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 09, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

TEHLİKELİ MAFYAWhere stories live. Discover now