Bölüm 8

4.4K 293 19
                                    

(medya beril)

Telefonumu hocadan gizleyerek sorumu tekrarlamıştım.

Gönderilen: Aras (evet kayıt ettim)

Sorumu cevaplamadın. Telefon numaramı nereden buldun?

GELEN:ARAS

Benim bulamayacağım hiçbir şey yok güzelim.

Aman ne açıklayıcı oldu, diye mırıldandım. Duymuş olacak ki yine gözlerimin içine bakmaya başladı. Hemen başımı eğdim istemsizce. Parmaklarımla oynuyordum. Ne zaman heyecanlansam maalesef bunu elimde olmadan yapıyordum.

Sonra aklıma hastanede beni beklemesi geldi. Tam mesaj yazarken... Niye konuşmuyorum ki? Yanımda oturuyor sanki kilometrelerce uzak diye içimden geçirdim ve fısıldayarak konuştum. Dersi zaten dinlemiyordum.

-Beni nereden tanıyorsun ve o gün öyle bir şey olacağını nereden biliyordun?

-Çok soru soruyorsun.

-Çünkü cevap vermiyorsun. Açıklama dahi yapmıyorsun.

-Rüya! Dersi dinle dinleyeceksen. Ya da  konuşma, arkadaşlarının da dikkatini dağıtacaksın... 

Hoca bana bağırıyordu ama niye Aras'a kızmıyordu. Sanki tek ben konuştum. Bu büyük haksızlık.

Dudaklarımı büzdüm istem dışı. Gözlerim de kısılmıştı.

Hem, ne dikkatinden bahsediyordu? Sınıftaki kimsenin şuan dersi sallamadığının farkında değil miydi? Bir ben mi göze batıyordum?

Aras'ın hocaya attığı bakışlardan hoca sustu ve derse döndü. Ben şaşkınlıkla hocaya bakarken, ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Tamam okulda korkulan bir öğrenci imajı ile hızla yayılmıştı daha 2. günden, ancak hocalar da ondan korkuyor muydu?

Bu... Bu çok saçma!

--------------------

Canım sıkılmıştı. Biliyorum bu sözü bu aralar çok söylüyorum ama öyle işte. Kafeteryaya indik bizimkilerle. Bu kez bilerek Aras'ın masasına yakın bir masaya oturmuştum. Ne konuştuklarını duymak istiyordum.

Diğerleri de hiç itiraz etmemişti. Ben yemek almaya gidince ne yesem diye düşünüyordum. En sonunda karışık tost ile ayran aldım. Bir de kek. Aldıklarımla tam masaya dönecekken bir kız bana çarptı. Elimdeki tepsi o panikle elimden fırlayıverdi. Kızın üstü mahvoldu. Yine üstün yeteneğimi sergiledim. Aferin bana. Yıldızlı aferin.

-Ay çok özür dilerim. İstemeden oldu.

dedim. Bir yandan da dudaklarımı ısırıyordum.

Kız bana bas bas bağırmaya başladı:

-Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?!! Elbisem mahvoldu!...

Devamında da küfretmeye başlamıştı. Kız çok çok abartılı bir makyaj yapmıştı. Saçlarının boya olduğu belliydi, dip boyası bile gelmişti. Elbisesi ise okula hiç ama hiç uymayan, derin göğüs dekolteli mini bir elbiseydi. Ayağında da topuklu ayakkabılar vardı. Baloda gibi giyinmişti. Hem o kıyafetle nasıl rahat ediyordu öyle? Bir yerleri açılacak diye insan rahat olamazdı ki.

Bir de kendime baktım. Sadelikte son nokta, dikkat çekmeyen giyimim ve yüzümdeki yalnızca rimel, eyeliner ve çok az renk veren dudak kremimle ne kadar mutlu olduğumu fark ettim. Kimsenin ilgisine ihtiyacım yok. Gösterişe hiç hiç ihtiyacım yok.

O an ikimizi karşılaştırmayı bırakıp, hala kızın herkesin önünde bana laf saydığını fark ettim.

-Adam gibi özür diledim ya işte! Üstelik bana çarpan senken. 

GERÇEKLEŞEN RÜYA (ajan)Where stories live. Discover now