38. Bölüm

3.4K 179 7
                                    

Gecikmeden dolayı bütün okurlarımdan özür dilerim, inşallah yeni bölüm hoşunuza gider..

İyi okumalar..


HATIRLATMA..

"Seninki biraz aceleci sanırım.". Elimi tutan kişiye döndüğümde Yiğit olmasının verdiği korku baş parmağını dudaklarıma bastırmasıyla daha da arttı. 

"Benimle gel.". Elimden tutup sürüklerken kendime engel olamadığım bir şekilde peşinden gidiyordum. Ege'ye attığım son bakışta bana arkasının dönük olması yüreğimi parçalara ayırmıştı. Belki gayet ölüme gidiyordum, belki yalnızca konuşmaya..

38. BÖLÜM

Gözlerim Dave'i ararken şu anda kimsenin umurunda olamayacağımız kadar, herkesin meşgul olduğunu gördüğümde tedirginlik bütün bedenimi sarmıştı.

Beni tekrar ormana götürürken yalnızca adımlarını takip ediyordum. Nedensiz, korkuyla.. Kaçtığım korkularla yüzleşmem gerektiği söylenmişti bana, belki yüzleşiyordum şuan. Bildiğim tek şey korktuğum olsa da, şovalye de prensesi kurtarmak için ejderi yenerken korkmamış mıydı sanki? Ben de huzura ulaşmak için ilerliyordum işte, adım adım..

Beni nazikçe tuttuğu elimle yönlendirerek bir taşa oturttu. Tam karşımda ayakta dikiliyordu şimdi. Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Seninle bir oyun oynayacağız.". Bu oyundan zararda çıkacağımı biliyordum. Sessiz kalmakla yetinmeliydim şimdilik..

"Kazanırsan bir daha yanından dahii geçmeyeceğim. Tamamen gideceğim buralardan. Yurt dışında herhangi bir ülkeye.". İçim bir an intikam duygusuna büründü. Her şeyin intikamı.. Buse'nin, Ege'nin, Batu'nun intikamları..

"Ya kaybedersem?". Yüzüne yarım ağız bir gülüş yerleştirdi. Elini çenemden enseme nazik bir dokunuşla kaydırırken yalnızca onu izledim.

"Biraz acı, sonrasındaysa huzur..". Bana ölüm mü teklif etmişti?

BANA ÖLÜM TEKLİF ETMİŞTİ! Ve şimdi karşımda durmuş benden bir oyun karşılığı canımı verip vermeyeceğimi soruyordu. Belki beni test ediyordu? Oyunun ne olduğunu öğrenmeden yorum yapmak istemiyordum.

"Oyun nedir?". Yüzündeki gülümsemeyi bozmamaya özen gösteriyordu.

"Baya hevesli görünüyorsun bu konuda.". Bedelleri umurunda değilmiş gibi anlatmaya devam etti." Taş kağıt makasa ne dersin?".

Dalga geçer gibi konuşuyordu benimle. Hayatımı elle yapılan saçma figürlü bir oyuna adayacağımı düşünmesi ne kadar aptalcaydı. İttirdiğim eliyle birlikte yerimden sinirle kalkarken arkamdan yalnızca güldü.

"İstemediğine emin misin? Kazanırsan hemen yarın yola koyulacağım.". Gidecek olması bir yandan cazip gelse de durmadım.

"Saçmalıklarınla ilgilenmiyorum.". Bir anda önüme çıkan Dave yüzünden sıçramıştım. Ortamı yumuşatma gereği hissetmeden hemen sorusunu yöneltmişti.

"Ne yapıyorsunuz burada?". Ben de her zamanki sessizliğimi korumaya çalışarak yerimde durdum. Sağolsun Yiğit hemen cevaplamıştı.

"Yalnızca ufak bir oyun oynayacaktık, neden bu kadar abarttıysanız. Bence hoş bir oyundu.". Böyle ufak bir oyuna ruhu yerleştirince hiç de hoş olmuyor canısı.

"Seni bu kızın etrafında görmek istemiyorum, sonuçlarını öğrenecek olursan sen de etrafında olmak istemezsin emin ol.". Parmağını hemen solumdan doğrulturken onu tehdit etmesini izledim.

DEĞİŞİM Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt