bölüm 10

206 57 11
                                    

Medya: Gizem

Gizem'in yüzüne bakamıyordum, dün o kadar çok ağlamıştı ki, merak edip gelmiş ve Fırat'ın bana söylediklerini duymuştu, ne yapmam gerektiğine bir türlü karar veremiyorum. Aptal gibi Fırat'a da beklemesini söyledim, hem de başkasından hoşlanırken

"Gizem" dedim çekinerek, Gizem göz ucuyla bana baktı, anladığım kadarıyla şişmişti gözleri "Esma, kavga etmek istemiyorum lütfen bi süre etrafımda olma" ofladım ve çadırdan çıktım, ona hak veriyordum ama hak vermekten başka bi şey de yapamıyordum.

"Ooo kimler burdaymış" duyduğum sesle arkama döndüm Tuğçe tam karşımda sırıtıyordu "sevgilimi benden çaldın" bi bu eksikti, "Tuğçe git başımdan" Tuğçe dibime kadar girdi ve dik bakışlarını üzerime dikti "tabi ki gidicem ama önce istediğimi alıcam" güldüm denize düşen yılana sarılır hesabı patron dedikleri kişiye sığındım "bana hiçbir şey yapamazsın, yoksa o patronun kendisinin yapmak istediği şeyi sen yaptın diye sinirlenir" Tuğçe iki adım geri çıktı birkaç küfür savurdu ve gitti . bu ilginçti doğrusu, Tuna onun gerçekten sevgilisi bile değilken bana artistleniyordu. Ben ne yapmıştım ki, Enis meselesinde özellikle hiç bi suçum yok, ben zorlamadım onu beni sevsin diye, gerçi Tuna'nın onu bırakmasında bi payım vardı ama sonuçta onu zorlamamıştım değil mi

Cidden düşününce beni seven iki erkek var ve ben başka bi erkekten hoşlanıyorum halime bak ya, çok saçma bi durumun ortasındayım, oysa ki benim şuan şu patron dedikleri kişiyi bulup bu sorunu çözmem gerekiyordu ve ben aşk meşk işleriyle uğraşıyordum. Düşünceler içinde boğuşurken telefonum çaldı

Aras'ın o ender aramalarından biri gerçekleşiyordu, telefonu "ne var" diyerek açtım, Aras sinirli gibiydi "sen tehdit mi ediliyorsun?" yutkundum bunu nerden öğrenmiş olabilirdi ki "be-ben" söyleyemedim "bana bak bundan kesinlikle anne babamın haberi olmasın ayrıca sakın polise gitmek gibi bi salaklık da yapma kendi preblemini kendin çöz babam ünlü bi adam biliyorsun, onun hakkında kötü şeyler duymak istemem" bir müddet bekledim,  derince nefes aldım, sesimin çatlamamasına özen göstererek "tamam" dedim,  telefonu kapattım ve yere çöktüm. göz yaşlarım yanağımı istila etmeye başlamıştı bile "Esma" başımı kaldırdım ve yanıma gelen kişiye baktım Fırat gelmişti beni çöktüğüm yerden kaldırdı ve göz yaşlarımı sildi "Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" hıçkırıklarımın arasından konuştum, artık sesim ne kadar anlaşılır çıkarsa "kalbim kırıldı be Fırat" Fırat iki gözüme de birer öpücük kondurdu "kimsenin senin kalbini kırmasına izin verme" kalbim...neden böyle atıyor Fırat'a karşı bi şey hissetmiyorum ama bu his de nesi,Fırat'ı hafifçe ittim ve "üzgünüm gitmeliyim" dedim ve koşarak çadıra döndüm, ama çadıra giremedim Gizem beni burda istemiyordu ki, ofladım yapıcak hiç bi şeyim yoktu

Biri kolumdan tuttu ve beni peşindem sürüklemeye başladı "bırak beni" diye çığlık attığımda Tuna'nın yüzüyle karşılaştım. "Korkma benim" gibisindem bi şey demesini bekledim ama demedi. Sadece beni peşinde götürüyordu, kamp alanından çıktığımızda kolumu çektim "sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdım beni öylece peşinde sürüklemeye hakktı yoktu. "Ben ne mi yapıyorum? Bilmem Esma ben ne yapıyorum?" içmiş olabilir miydi? Ona bir adım yaklaştım ve nefesini kokladım "hayır içmişte değilsin ki bu neyin atar gideri" güldü normalin aksine histerik bi gülüştü bu "bi şeyi merak ediyorum, tek bi şey, Fırat'a gerçekten evet dedin mi?" bu beni şaşırtmıştı,  her yönden şaşırtmıştı hem de. Bunu nereden çıkarmıştı ve neden doğrulama gereği duymuştu. Acaba o da benden hoşlanıyor olabilir mi? Diye bi düşünce geçti aklımdan "senin arkadaşın orda hıçkırıklar içinde ağlarken sen bunu umursamadan sevgilinle aşk mı yaşıycaksın?" ne yani Gizem'i mi düşünüyordu? Bende neler düşünüyorum, tabi ya zaten benden neden hoşlansın ki.

Yok öyle bi şey demek istedim ama bi anda ağzımdan şu sözler çıktı "sevmek suç değildir benim Fırat'ı sevmeye hakkım yok mu? Kabul ettim ne var bunda?" kendi söylediklerime ben bile şaşırırken onum şaşırması o kadar normaldi ki beni bıraktı ve hiç bi şey söylemeden gitti, terk edilmiş gibi hissetmem normal mi? Sanki bi parçam benden uzaklaşmış gibi...

### patron###
"Plan sekteye uğradı abi"  içeri giren kişiye elimle gitmesini işaret ettim ve telefona cevap verdim "ne demek sekteye uğradı? Bu işte başarılı olduğunu zannediyordum" telefondan bi oflama sesi duyuldu "yapıcak bi şeyim yok abi,kız seçimini yaptı" sinirle masaya yumruk attım "sana gelip benden bahsetmedi mi hiç? Senden yardım alır diye düşünmüştüm böylece onunla yakınlaşabilirdin" bi süre konuşmadı sonra "kapatmalıyım, biri geliyor" dedi ve kapattı

Yanımda ki adama az önce çıkan kişiyi getirmesini söyledim. Bu artık böyle gitmemeliydi. O kızın mutlu olmasına izin vermiyceğime dair kendime yemin etmişken bunun bozulmasına izin veremezdim,Elif yavaşça omzuma dokundu " bi sorun mu var abi?" yanıma döndüm ve ona baktım o kadar güzeldi ki Elif, kıyamıyordum onun masum yüzüne "yok bi şey abicim" dedim ve önüme döndüm, oysa ki az önce telefonla konuşurken kardeşim engel olmasa, gebertirim şunu diye düşünüyordum

Adem içeri girdi, kolundaki çizik dikkatimi çekti  hala çok belirgindi "Patron istediğin şeyi hallettim" dedi. Elinde ki zarfa baktım baya dolu gözüküyordu, gülümsedim en azından her şey sarpa sarmıyordu hâlâ yolunda giden bi şeyler vardı sonuçta"getir" dedim yanıma gelince "koy" dedim masaya bıraktı ve çekildi. Elif kıkırdıyordu "ne oldu çok mu hoşuna gitti" diye sordum, son zamanlarda bir tek o gülümsetebiliyordu "filmlerde ki mafya babaları gibisin, o kadar havalısın ki? Ben de büyüyünce senin gibi olabilir miyim?" onun benim gibi olucağını hiç düşünmüyordum ama gene de başımı olumlu anlamda salladım, acaba her şeyi öğrendikten sonra benden ne kadar nefret edicek?

Düşünmeyi bi kenara bıraktım ve zarfı alıp açtım "Gökhan abi bu zarfın içinde ne var? Yoksa para mı var? Sen kaçak işler yapmıyorsun değil mi?" gülümsedim o nerden baktığına göre değişirdi tabi, Esma'nın bi fotoğrafını gösterdim ona "bak bu abla var ya onun fotoğraflarını basıcaz o bizim müşterimiz" Elif fotoprafı elimden çekip aldı ve uzun uzun seyretti "vav, ne kadar güzel, bu ablayı seviyor musun?" nefret ediyorum demek istesem de sustum Elif küçük bi çocuk olduğundan nefret ne demek bilmese daha iyi olurdu "o ablayı tanımıyorum Elif" dedim ve ekledim "ayrıca senin odana gidip ders çalışman gerekmiyor mu ?" Elif suratını astı ve bana üzgün üzgün baktı, "bari bu resmi almama izin ver" bu beni sinirlendirmişti onu sevmesini istemiyordum fotoğrafı elinden çekip aldım "odana git Elif" Elif sinirle yüzüme baktı ve koşarak odasına gitti.

Zarfın içindekileri tek tek kontrol ettim tam olarak istediğimi yapmayı başarmıştı Adem,kardeşimin aksine. "Aferim Adem " dedim ve sırıttım onun bunu gördüğünde ki ifadesini düşündükçe keyfim daha da çok yerine geliyordu, bekle bakalım Esma daha neler olucak

Popüler Mahalle Kızı(düzenleniyor)Where stories live. Discover now