19- Kötü Ev

7.3K 366 116
                                    

*

Beklediğimiz şeyler beklemediğimiz anda gelirdi. Şehnaz bundan sonra beklememeye hazırdı. Neyi düşünecekti? Yaşadığı tuhaf gizemi mi yoksa yaşadığı tuhaf romantizmi mi? Sonu gelmez çukurlara iyice bulanmıştı. Bir ayağını kurtarsa öteki batıyordu ama aklını karıştıran keskin bir şey vardı ki nefesini kıstı. Bedir belki de onu isteyerek değil de şok anında kendine gelsin diye öpmüştü. Hoş, kendine gelmek yerine ona gitmişti. Yol boyunca beynini tırtıklayan soruyu ne kadar sormak istediyse de ağzını açtığı gibi her seferinde kapadı. Cevabı ne olursa olsun korkuyordu.

Bedir arabayı durdurur durdurmaz Şehnaz hızlıca dışarı atılıp eve doğru koştu. Bedir bir süre arkasından baktıktan sonra o da arabadan indi ve Şehnaz'ın eve girişini seyretti. Beş saat önce yaptığı şey ikisini tuhaf bir hâle sokmuştu. Şehnaz'ın ilgisini kendine çekip olanları düşünmemesini sağlamıştı. Peki bu onun için daha mı iyi olmuştu? Ya kendi için? Hissettiği o sıcaklık? Yumuşaklık? Sanki toy bir delikanlıydı ve o duyguyu ilk kez yaşamışlık hissi tüm bedenini fethetmişti. Beş saatten beri içinde dinmek bilmeyen o heyecan Şehnaz gözden kaybolduktan sonra iyice arttı. Kendini körpecik dudakları elinden alınmış şımarık gibi hissetti. Taptaze dudaklara dokunuşu öyle kısa bir andı ki... Kısa veya sadece basit bir dokunma diye geçirdi içinden. O dudakların tadını kimse bilmeyecekti.

Şehnaz apar topar odasına koşup soluk soluğa kapının dibine çöktü. Parmakları dudaklarına dokunmak için yanıp tutuşsa da onları bacaklarının arasına sıkıştırıp zapt etti. Beklediği an bugün gelip dudaklarına çatmış ve şu an ne hissedeceğini bilemiyordu. Kalkıp babetindeki taşa bakması gerekiyordu ama hissettiği o yoğunluğu bir türlü aklından çıkarıp da ayağa kalkamadı.

Kendini toparlayıp çalıştı, zorlukla ayağa kalktı. Bu durumun hesabını daha sonraya ayırarak dolaba doğru yürüdü. Alt bölümden ayakkabı kutusunu çıkarıp süt beyazı babetlerini eline aldı. Ellerinin titrediğini görünce yatağa doğru ilerledi ve yatağa oturmak yerine yere diz kurup babetleri beyaz örtünün üzerine bıraktı. İki dirseğini yatağa yaslayıp yanaklarını avuçladı. Bir süre babetlerin üzerini kıpırtısızca inceledikten sonra kalçasını yere yaslayıp rahat bir pozisyona girdi. Aklına yine o minik, dokunaklı öpücük geldiğinde dişlerini sıktı. Şu an taş meselesini düşünmesi gerekirken aklına gelip yerleşen o duygu yok muydu? Ya da sadece öpücük meselesini düşünürken aklını kurcalayan taş mevzusu yok muydu?

İki incinin arasına sıkıştırılmış parlak taşı alıp ayaklandı. Hep merak etmişti, bir babetinde taş varken ötekinde neden yok diye. Bu taşı her gördüğünde kaybettiği taşa ne kadar çok benzediğini nasıl olur da düşünememişti? İşte Şehnaz'ın işlek olan beyin tarzı buydu. Düşünülmemesi gereken şeyler aklında kalıtlaşırken ötekileri içeri almazdı.

Evin içinde yaptığı gürültüyü umursamayıp koşar adım dışarı çıktı. Çağırdığı taksiye atlayıp kağıda yazdığı adresi şoföre uzattı ve arkasına yaslanıp tek bir düşünce içerisine girmeden yüzleşme yolunda adım adım ilerledi. Talat'ın evine benzer yalıya geldiğinde kapıdaki korumalara takıldı. "Ben Cevat KAN'ın yeğeniyim. Neden anlamıyorsunuz?" Bir türlü kendini korumalara ispat ettiremeyen Şehnaz sonunda nüfus cüzdanının varlığını hatırlayıp cüzdanından çıkardı. "Bakın bakalım burada ne yazıyor?"

"Şehnaz KAN."

Şehnaz kısa boylu korumaya alayla bakıp, "Gerçekten mi?" deyip gözlerini devirdi.

"Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Burada bekleyin. Geldiğiniz içeri bildiriliyor." Uzun boylu korumanın ters bakışları arasında Şehnaz nüfus kağıdını cüzdanına geri koyup çantasına tıktı. Olduğu yerde sallanıp başını omuzlarına gömdü. Koruma başıyla gir işareti yaptığında alana giriyordu ki adını duymasıyla başını arkaya çevirdi. Bedir'i arkasında bulmasıyla bir an afallasa da kendini toparlayıp kaşlarını çattı. "Senin ne işin var burada?" diye sordu kendisine yaklaşmakta olan Bedir'e.

MİNİKŞE (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now