2.1

1.2K 101 24
                                    

" Gel bakalım buraya! "

Kendisinden kaçan Helen'i kovalıyordu Ally. Sherlock gözlerini bir kez olsun üzerinden ayırmıyordu şu günlerde. Ally geri dönmüştü, hayattaydı. Fakat geri dönüşü biraz eksikti. Vurulduğunda başını bir taşa çarpmıştı. Ve bu beyninde hasara neden olmuştu.

" Adı neymiş..yani şu lanet hastalığın? "

Eski dostu Watson gülerek koşturan kızı ve yeğenine baktı. Yeğeninin böylesi tuhaf bir hastalığa yakalanması onu korkutuyordu. Endişesi yüzünden okunuyordu. Ama aynı zamanda bunun Sherlock'la olmasını kolaylaştıracağını düşünüyordu.

" Urbach - Wiethe. Korkusuzluk hastalığı. "

Başını ellerinin arasına aldı. Bu basit gibi gözüken hastalığın Ally söz konusu olduğunda ne denli tehlikeli olabileceğini biliyordu.

" Duygusuz adamın, korkusuz danışmanı. "

Watson gülmeye çalıştı. Sherlock  ona çevirdi gözlerini. Sherlock'un ifadesiz suratı gülümsemesini önce soldurdu. Sonra ciddi ifadelerini korumakta zorluk çekmeye başladı ikiside ve gülmeye başladılar. Ally ikisine döndü. Gülümseyip bacağına sarılan Helen'i kucakladı. Bir hafta olmuştu. Bir haftadır korkmuyordu. Hiçbir şeyden. Bileğini kesmeye kalkmıştı. İntihar edeceğinden değil. Sherlock'a yakalanmasaydı zaten bırakacaktı neşteri . Sadece korkmak istemişti.

Korkmamak önce güzel gelmişti ama sonra bunun sinir bozucu bir hal aldığını fark etti.
Doktor hastane kapısını açtığında Ally yaramazlık yaparken yakalanan bir çocuk misali gülümsedi.

" Taburcu olma vaktinizin geldiğini görebiliyorum Bayan Watson. "

Beraber güldüler. Dışarıdan bir gürültü geldi. Birileri telaşla bir şeyler konuşuyordu.

" Neler oluyor? "

John  Doktor'un birşeyler bilmesini umarak yüzüne odaklandı. Doktor birkaç belgeyi doldurup meraklı gözlere döndü.

" Aslında bunu söylemem yasak. Fakat Bay Holmes, hastanemizde 2 cinayet işlendi. Diğer kanatta işlenmiş. Polisler araştırıyor fakat birşey bulmanın zor olduğu söyleniyor. "

Holmes'ün bakışları Ally'e sabitlendi. Gülümsemesi büyüyen Ally'nin gözleri kendisine bakıyordu.

" Sıkıldığını mı söylemiştin Ally? "

Kıkırdadı.

" Kesinlikle. Biraz eğlenmeye ne dersiniz bayım? "

Kendine uzanan eli tuttu.
John telefonla konuşuyordu. Mary olmalıydı.

" Helen'i alman gerek. Biz yeni bir dava üzerindeyiz. "

Kapı tekrar açıldı.

" Tatlım, bu eğlenceyi kaçıramam. Kızımızın şimdiden bazı şeylere alışması gerek. "

Dedi Mary kulağında telefonuyla. Annesine uzanan Helen'i annesine verdi. Beraberce odadan çıktılar. Ally'nin hasta kıyafetleri ve kucağında bebekli bir kadınla sarı şeritlerin önünde dikelen bu grup bakışları üzerine toplamıştı.

Biraz ilerideki Lestrade ile bakışlarının kesilmesiyle Ally heyecanla el salladı. Lestrade içindeki o çocuksu adamı bastıramayarak hızla yanına koştu. Şeritleri geçebilmeleri için havaya kaldırdı. Hepsi beraber içeri girdiğinde Lestrade şeritleri bıraktı ve ellerine poşetler boneler tutuşturdu. Öyleki ufak Helen bile bunlardan nasibini almış sessizce bonesini çıkarmaya çalışıyordu.

" Şuana kadar gördüğüm en ilginç ekipsiniz. "

Dedi gülmesine engel olamadan. Ally beşinide bir süzüp ona katıldı. Yatağında yatan kadın cesedine ilerlediler. Sherlock incelerken Lestrade sessizce Mary'e fısıldadı.

" Helen.. korkmayacak mı? "

Mary ona saçmalama bakışı attı.

" Manevi amcası bir sosyopat, babası bir ordu doktoru,annesi eski bir ajan, dayısı azılı bir suçlu, kuzeni bir urbach-wiethe hastası. Bence cesedin ondan korkması gerekir. "

Lestrade gülmemek için elini ağzına bastırdı. Onlarla olmayı ne kadar özlediğini fark etti.

" Kıyafetleri, fazlasıyla ilginç. "

Dedi Ally tiyatro kostümünü işaret ederek. Sonra aklına bir anda eğildi ve yatağın altını kontrol etti. Oradan kırmızı ısırılmış bir elma çıkarttı.

" Manzara tanıdık gelmişti. "
Dedi omuz silkerek.

" Bu deli saçması cinayeti işlemelerindeki amacı merak etmiyor değilim. "

Lestrade yüzünü kokmaya başlamış cesedden ayırmadan homurdandı.

Sherlock ve Bayan WatsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin