Özel Bölüm

1.1K 109 25
                                    

Sherlock cenazeden yeni gelmişti. John, Mary ve diğer herkes ondan nefret ediyordu. Kimse onu son kez görmeyi istememişti. Kimse ona veda etmemişti. Sherlock hariç. Tüm gücü elinden alınmış gibiydi. Kendini yavaşça koltuğuna bıraktı. Sanırım bu hayatının en sıkıcı döneminin başladığı gündü.

Birden açılan kapıyla Holmes kafasını Bayan Hudson'a çevirdi.

" Şey tatlım, zamanı değil biliyorum ama bunu ne yapmalıyız? "

Elinde tuttuğu gitarla Bayan Hudson öylece bekliyordu. Holmes konuşma ihtiyacı hissetmeden yerinden kalkıp gitara uzandı. Bayan Hudson belki de Ally'den nefret etmeyen kişiler listesinde ikinci sırada yerini alarak gitarı Holmes'e teslim etti. Holmes kalktığı koltuğa geri gömüldü. Tek fark kucağındaki gitardı.

Şimdi bunu ne yapacaktı? Karnının kazındığını hissetti. Bir sigara yaksa iyi olacağını düşündü. Elini sigaraları sakladığı gitarın deliğine uzattı. Burasını ağabeyi bile tahmin edemezdi. Ama eline sigara gelmedi. Bir kağıt parçasıydı yalnızda. Hızla çıkardı.

Sevgili Holmes,

Sigaralarını arıyorsun değil mi yine. Üzgünüm ama burayı John'a söyledim bile. Seni şimdiden uyardım. Ve ayrıca, bu mektubu düşündüğüm zamanda bulmanı umut ediyorum. Holmes,ben Ally değilim. Adım Jane, jane Morty ve ben.. Seni seviyorum. Bu yola seni öldürmek için çıktım. Bir zamanlar en yakın arkadaşım olan kızı ve babasını öldürdüm. Aslında seni öldürmek istememin nedeni de seni sevmemdi. Zayıflığımı yok etmeliydim. O gün geldiğinde bu mektubu kutuda yine açılmamış bir halde bulursam üzgünüm ama planımı uygulayacağım. Fakat şimdiden pişmanım. Belki polisler gelene kadar kurtulman için zaman kazanır ve sana hikayeler anlatırım. Buna devam etmek zorundayım, çünkü artık nasıl geri döneceğimi bilmiyorum. Nasıl pes edeceğimi. Çıkar bir yol göremiyorum. Yalnızca herkesin benden çok fazla nefret etmemesini umuyorum. Herşeyi bir kenara bırakırsak tek bir gerçek var Holmes. Ne yazık ki seni sahiden de sevdim. Hoşçakalın, bay Holmes.

Holmes mektuba gözyaşlarını damlatmamak için kafasını koltuğa yasladı. Gözleri bembeyaz ve bomboş tavanda odaklanacak bir yer arıyordu.
İçinden bir ses artık hayatının da bu tavandan bir farkı olmadığını söylüyordu.

" Hoşçakalın Bayan Watson. "

Mırıldanarak kafasını yasladığı yerden kaldırdı. Bir itiraf. Buna daha önce kulak vermeliydi. Gitar ve kağıdı oturduğu koltuğa bırakıp kemanına uzandı. Bir yandan onu akort ederken bir yandan pencerenin önüne ilerledi. Gazeteciler Holmes'un suçunu ispatladığı vahşi katil için röportaj yapmaya en azından bir kaç resim çekmeye çalışıyordu. Uzanıp camı tamamen açtı. Uçuşan perdenin yanında durdu. Tüm kameralar kendisine döndüğü anda o melodiyi çaldı.

Israrla ve inatla her gece çaldığı bu melodi onu uykusundan uyandırmıştı. Eğer yine yeterince azimli ve kararlı olursa belkide bu sefer de onu uyandırabilirdi. Belki bu melodi yine onu geri getirebilirdi. Eğer ölmediyse ve tüm bunlar bir oyunsa bu melodiyi duyduğunda belki de geri dönerdi.

Sleepy'nin melodisi tüm İngiltere televizyonlarında yayınlanıyordu. Fakat artık bu melodiyi dinleyip, anlayabilecek bir Ally Watson, veya bir Jane Morty hayatta yoktu.

O günden sonra Sherlock holmes'un evinden her aksam saat 8 de aynı hüzünlü melodi yükseldi..

Sherlock ve Bayan WatsonWhere stories live. Discover now