Leyla; hayali,insanlığın karanlıkta kalmış zihnine meş'ale tutmak olan,ücra bir kasabaya yeni atanmış bir öğretmendir.Yıllarca fedakarlığı,sevginin gücünü,doğruluğu ve aşkı yazıp çizmiştir defterlerine ve bir gün; bu yazdıklarını tüm zorlukları ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bitti bitti bittii!! Rahata kavuşur kavuşmaz altım aklımı da kalbimi de,wattpade koşarak geldim!:) Ve hemen ara ara Leyla gibi Sevmek ara ara Çınarın Gölgesinde'ye yazmaya başladım,Leyla gibi Sevmek daha erken bitti,Çınarın Gölgesinde'de çok uzun sürmeden gelecek ve tüm yaz evde olduğum için artık doyasıya bölüm yazacağım.
Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan!
Hoşgeldin sefalar getirdin,iftar sofralarımıza bereket,dillerimizdeki tevbe,akşamlarımıza ışık oldun! İnanın arkadaşlar,Ramazanın bereketi,hoşsohbeti ve sofraları bir başka oluyor.Ramazan heyecanı bende 1 yıl içerisinde hiç bir günde olmuyor diyebilirim.Rabb'im bu mübarek günlerde ettiğimiz duaları kabul eylesin,bizi beladan ve musibetlerden uzak tutsun inşallah.
Ve son bir uyarı canlarım :) Dileklerimizi her daim yanımızda olan Allah'a avucumuzu açarak dileyelim.İpek gibi yazmalarda dert bulup,yanımıza arkadaşımızı da çekmeyelim :D Bu uyarı biraz saçma kaçtı ama şimdi bu bölümde öyle şeylere yer etmemi yanlış karşılarsınız belki beni yanlış anlarsınız belki de kendiniz yanlışı doğru sanarsınız diye böyle bir uyarı yapma gereği duydum.
İyi okumalar Kitap kurtları!
-DÜZENLENDİ-
Bölüm 8 : "Kömür Gözlü Çocuğun İhaneti"
Huzursuzca her zaman beni rahatlatan yerden doğruldum.bu anılar,içimi boğmuştu.Arkamı döndüğümde İpek hala oturuyordu.Bir noktaya odaklanmış,öylece bakıyordu."Kalk hadi İpek..." deyip yanına gelince doğruldu."İlk tanışmanızın," eliyle ensesine hafifçe dokundu sıkkınlığını belirtmek istercesine."böyle olduğunu bilmiyordum,yani.." kısık nefeslerle cümlesini toparlamaya çalışıyordu."bu kötü anıyla olduğunu." Kötü anı...Keşke sadece bu sıfatla tanımlanabilecek kadar masum olsaydı.Mahir ile benim yolumuz,belki zoraki belki de isteğe bağlı mecburiyetle birleşmişti.O kötü günün ardından yolumuz Sakarya'da değişik bir şekilde tekrar kesişmişti.Doğrusu,aynı mahallede olup karşılaşmamızın değişik bir tarafı da yoktu.
12 Aralık 2012
Annemin bilmem kaç bininci uyarısından sonra kendimi zar zor sokağa atabilmiştim.Şuanda marketten yapılacak pasta börek için malzeme almaya gidiyordum ve anneme dönüşte çay saatine gideceğimi söylemiştim,bu yüzden geç kalacağımı biliyordu.Tabi ki o boş dedikodularla zaman öldüren kızların yanına uğramayacaktım! Montumun içine sakladığım defterimle havasını özlediğim ıhlamurluğun dibine yazılarımı düzenlemeye gidecektim.Bir kaç dakika içerisinde aklıma gelen bu plandan dolayı içimi çocuksu bir sevinç kaplamıştı.
Çok sürmeden araziye vardım ve montumun içindeki defteri çıkartıp hevesle ıhlamurluğa doğru koştum.Adımlarımı aniden yavaşlatan,ıhlamurluğun dibinde oturan bir başka..adamdı.Ürkekçe kim olduğuna bakmaya çalışsam da,benden yaşça büyük olduğunu tahmin ettiğim adamın yüzü gözükmüyordu.Korkuma engel olamadım,ama buradan gitmeye de hiç niyetim yoktu.Buldum! Çok kolay,buranın sahibini tanıdığımı,eğer gitmezse ona haber vereceğimi söyleyecektim.Böylelikle ıhlamurluğumla ben başbaşa özlem giderebilecektik.
