Düşüncelerimden sıyrılıp doktorların hepsinin gene içeri girmesine baktım hemen ayaga kalkıp neler oldunu anlamaya çalışıyordum sidar hanife hanım babası rezan hepsi çaresizcene doktorun soylicegi güzel haberleri bekliyorlardı fakat doktor çıktında başını egerek konuşmaya başladı....**********************
yazardan;
Doktor başını egerek;
-"Durumu çok kritik yogum bakıma aldık kurşun omurgasını sıyırıp geçmiş ama hala riski var kurşunu almamız çok zor oldu ameliyatı kaldıramaz diye düşünüyordum ama bedeni ve kendisi çok güçlü çıktı ama baya kan kaybettigi için kendine gelmesi zor dualarınızı eksik etmeyin."demişti.Annesi hanife hanife hanım hıçkırıklara boğulmuştu babası kızınının kıymetini ilk defa anlamıştı abisi sidar nasıl ailesinin güçlü durdurabilcegini bilmiyordu rezan berfinimi düşünse yoksa kardeşinimi bilemiyordu bütün Kurt ve Acar aşireti hastaneyi esir almışlardı heryer tıklım tıklımdi iki düşman aileler bile barış için mi çabalıyacaklardı yoksa?Sidar ve behram hergün tartışıyolardı hemen hemen en az günde 3 kere, behram hergün ordaydı babasının zoruylada olsa ama bazende kendisi istiyordu orda olmayı vicdan azabı duyuyodu onlar yüzünden vurulmuştu ama en çok da behram yüzünden vurulmuştu en büyük düşmanı baran vurmuştu hoşlandıgı kadını veyatta sevdiği kadın ama içinde ona karşı bir duygu vardı.Aradan 2 gün geçmişti ama hala berçem yoğum bakımdaydı kan kaybettigi için kan takılıyordu ve daha çok bitkin olmaması için serum takiliyordu solunum cihazlarına bağlıydı doktorlar arada girip bakıyorlardı ama hala durumla ilgili kesin birşey soylemiyorlardı uyanmasını bekliyorlardı.Hanife hanım ve Mehmet aga arada evlerine gidip gelen misafirlerini karşılıyorlardı ama çıkan dedikodular bir hayli üzüyordu vede düşünmelerine neden oluyordu aradan gene 2 gün geçmişti berçem toplam 4 gündür yogum bakımdaydı bedeni çok zayıflamıştı zaten zayıftı daha da zayiflamıştı göz altları morarmış yüzünün rengi solmuştu hanife hanım kızını yogum bakım odasının camından izliyordu hep kızını öyle gördükçe durmadan fenalaşıyordu yemeden içmeden kesilmişti resmen gözleri kıpkırmızıydı aglamaktan.Konakta durmadan kuran okutuluyordu adaklar kesilmiş yoksullara yemek veriyorlardı duyan herkez hastaneye gidip " iyi olur inşallah" dileklerini söylüyorlardı.Bir gün daha geçmişti aradan ve uyanmıştı berçem dualarını eksik etmeyen ailesi ve yüce Rabbimiz sayesinde içinden bir kez daha şükretmişti Rabbimize yogum bakımdan çıkmıştı normal odaya alınmıştı.Hanife hanım odanın kapısını açtında kızının -"suuu" diye sayıklayan sesini duymuştu hemen masanın üzerindeki suyu alıp yavaşca kızını dogrultup vermişti kızını yogum bakımda yattığından beri hiç goremiyordu yoğum bakımı camından hariç tabiki kızına uzun uzun bakıp kızının kafasını göğsüne yasladı yavaşcana ve saçlarını koklayarak öpücükler bıraktı saçlarının arasına berçem annesinin beline sarılıp geri başını koydu yastığa ve uykuya daldı.Rüyasında kendisi yemyeşil bir ormanın içinde gezerken ona dogru koşan küçük erkek çocuğu gördü "anne" diye sesleniyordu koşarak ve çocuk tam sarılıcakken karnına dokunarak "anne kardeşim ne zaman gelicek " demişti berçemde elini şişmis karnına koyarak gerçekmi bu diye bakınıyordu etrafına etrafına bakarken uzun boylu bir adam geliyordu vücut yapısı oldukca iyi gözüken takım elbiseli adam ama yüzünü göremiyordu fazla seçemiyor du elini başına koydunda başında bir yazma oldunu anlamıştı üzerine baktında ise kapalı oldunu...
Rüyasından uyandında nefes nefese kalmıştı alnından tek tek ter dökülüyordu etrafa baktında abisi abisinin yanında babası annesı ve rezan abisi bide ismini bilmedigi o adam vardı birden aglamaya başladı çok korkmuştu rüyasında tanımadı bir adam ona anne diyen bir çocuk ve en önemliside hamileydi kimden? bilmedigi ve yüzünü bile görmedigi bi adamdan. Rüyasında neden kapalıydı? dolmuştu düşünürken ve aglamaya başlamıştı hıçkırahıçkıra aglıyodu yatagın yanındaki kolluklara geçirmişti tırnaklara fakat canını yakıyordu bilmeden annesi hanife hanım kızı berçemin yanına hızla gelerek saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalışıyordu bir yandanda "Tamam kuzum geçti rüyaydı sadece tam melegim benim geçti hadi ellerini çek ordan canını yakma kuzum hadi biraz daha uyu lütfen" demişti hanife hanım berçem ellerini çekmiş başını yastıga geri koymuştu herkez odadan çıkmıştı.
Mehmet ağa sidar ve düşmanının oglu behrama "sizinle konuşucam arkamdan gelin" demişti.Behram ve sidar mehmet ağayı takip edip hastanenin boş bir odasına girmişlerdi mehmet aga söze başlamıştı;
-"Daha fazla kan dökülmeyecek"demişti behram lafa atlayıp;
-"Nasıl olacakmış mehmet aga o".
-"Aşiret toplanacak ve hüküm verilecek babanla konuştuk bu konuyu daha fazla kan dökülmemesi için çabalayacagız bundan sonra".
-"hahahhhh babamla degil benle konuşacaksınız bu konuyu"demişti gülerek.Sidar gülmesine dayanamayıp lafa girmişti;
-"Babamla konuşurken uslubünü düzelt lann !!!".
-"Nolur lan takınmazsam uslubümü".
-"Nolacagını gösteririm eger devam edersen".
-"hahhah güldürüyosun beni ama aga bozuntusu hatta aga bile olamamışken".
-"Edebini bil lan sana diyorum son kez!".
-"Bende bilmicem diyorum lan".demişti. Tam birbirlerine yuruyecek zaman mehmet aga araya girip;
-"Berçem hastaneden çıktıgı zaman aşiret büyükleri karar verecek"demişti hafif şiveli sesiyle.
İki genç de birbirlerine öfkeyle bakıyorlardı behram biraz daha durursa elinden bir kaza çıkacak diye düşünüp çıkarken kapıyı sertcene kapatıp çıkmıştı aklındaki düşüncelerin hepsi intikam almaktı içinden intikamım daha yeni başlıyor diye geçirdi..Bir gün daha geçmişti aradan berçem hastaneden çıkmış evine gidip yatagına kurulmuştu fakat içindeki düşünceler birbirini yiyip duruyodu rüyasında kapandığını görmüştü en çokda buna ve hamile oluşuna takmıştı belki de bu yüce rabbimizin bi göstergesiydi kapanması içinden yüce rabbimize şükretmişti kapanıcaktı namazını kılıcaktı duasını eksik etmicekti yogum bakımda herkezın duaları ve yüce rabbimizin sayesinde yaşama tutulmuştu diye geçirdi içinden annesi hep küçükken kapan kızım derdi ama dinlemezdi ama şimdi içinden gelerek kapanıcaktı düşüncelerinden sıyrılıp yavaşcana yatagından kalkarak dolaba yöneldi ve dolabın kapağını açıp alt raflara baktı emindiki oyalı yazma vardı annesi birgün biliyordu kızının kapancanı ve oyüzden hep dolabın raflarında oyalı yazma koyuyordu her sene yeniliyordu umut ederek kızının kapancagını oyalı yazmayı alarak aynanın kaşısına geçerek salaş bir şekilde bagladı ve akşam yemeyine aşşaya inmek için hazırlanacaktı yavaş adımlarla banyoya girip rutin işlemlerini halledip çıktı ve dolaba ilerledinde kapalı bişeyler bulabilmesi için dua ediyordu dolaptan mor diz altı balon etegini alıp üstünede beyaz dar yakasında siyah taşlar olan gömleğini aldı başındaki yazmada şansına mordu üzerini giyinip beyaz babetlerini aldı makyaj masasına oturup siyah sürme çekip hafifde yanaklarına pudra sürdü aşşaya inme vaktinin geldiğini anladı ve yavaş adımlarla konagının merdivenlerine dogru gidip sol taraftaki korkuluklara tutunarak inmeye başladı.
Aşşaya indiginde neyle karşılaşacagını bilmeden iniyordu neler olacagınıda.
Aşşagıya inerken avluya baktıgında neye ugradıgını şaşırdı ağzından çıkan çığlık sesine engel olamadi...
Arkadaşlar bölüm kısa oldu biraz digerkinde telafi edecegim daha çok begeni lütfen vede yorum Teşekkür ederim kitabımı okudunuz için....

YOU ARE READING
TÖRE
General FictionGenç adam etrafına öfke saçarak baktı.Gözlerinin karası onun gözündeki öfkeyi dahada ateşlemişti.Küçük kardeşi yüzünden sevmediği bir kadınla bedel ödeyecekti.Etrafına bakıp karşısındaki bal köpüğü gözlü genç kıza baktı. "Tüm Mardin şahit olsun ki b...