|10|

5.7K 438 316
                                    

"UYANIIN"

Taehyung duyduğu sesle Jungkook'un yanında hafifçe  kıvranmıştı.Jungkook da bu sese uyanmış olacak ki o da kıpırdandı.

"Günaydın sevgilim~"

"Sanada kurabiyem-"

"UYANIN ARTIK YETER SABAH OLDU MİLET"

Dışarıdan gelen ses Namjoon'a aitti.Tae gülerek kalktı ve saçlarını karıştırdı.Kurabiyesinin ona baktığını görünce gülümsedi ve elini tutup kalkmasına yardımcı oldu.

Çadırdan çıkınca gerinerek esnedi.Arkasından Junkook'un sarılmasıyla esnemesi yarıda kaldı ve beline sarılan ellere sarıldı.

O sırada Yoonmin çiftinin çadırından çıkan Hoseok sinirli sinirli yürüyüp bağırıyordu.

"BİRDAHA SİZİNLE AYNI ÇADIRDA UYUYANIN KAFASINI SİKİM AMINA KOYAYIM Bİ UYUTMADINIZ LAN YOK BEN ÜSTTE OLCAM YOK BEN SİKİCEM BU NE LAN BEN VARIM YANINIZDA İNSAN Bİ UTANIR AMA YOK BUNLAR UTANMIYOR AMK KAFANIZI SİKİYİM SİZİN!"

Biz Jungkook ile gülmemek için dudaklarınızı dişliyorduk.Namjoon herkesin çadırdan çıkmasına gülümsedi.Hazırladığı masayı işaret edince herkes oraya doğru yürüdü.

Masada bir tek Jin hyung yoktu.Merak ettim acaba o nerdeydi?

"Uhm...Jin hyung nerde?"

Herkes sanki soruyu sormamı beklermiş gibi aynı anda Namjoon'a baktı.Namjoon bakışları hissedince kıkırdadı ve konuşmaya başladı.

"Hyungunuz dün akşam fazla yoruldu.O yüzden biraz yorgun kkk."

Tae aldığı cevapla utanmıştı.Ne yani onlar şey mi yapmıştı...Yani şey...Ondan işte!

Kulağına eğilen Jungkook'un ne diyeceğini merak ettiği için dinledi.

"Sen niye kızardın uzaylım?"

"N-ne kızarması?"

"Sevgilim sanki Jin hyung yerine sen becerilmişsin gibi bir halin var kkk"

Söyledikleri daha da utanmamı sağlıyordu.Yüzümü eğip tabağıma odaklandım.Tanrım...Bir an önce akşam olsun...

----------------

Sonunda (!) akşam olmuş,ateşin etrafında toplanmıştık.Sohbet ederken Jimin aniden yerinden doğruldu ve konuştu.

"Hadi dünkü gibi doğruluk-cesaretlik oynayalım!"

"Evet bencede."

Oynamaya başladık.Ortada ateş olduğu için şişe ile oynamıyor,onun yerine sırayla isteyen isteyene soruyordu.

Hoseok bana soruyordu.

"Hm...Uzaylı...D-c?"

Anlık gelen cesaretle cevap verdim.

"Cesaret."

"Hm..Yürekli çocuk demek..Git ve bana ormandan on tane çicek bulup getir.Türleri önemli değil aynı olsa da olur."

Ama bu karanlıkta nasıl yapabilir di ki?Tae'nin karanlık korkusu vardı..

"A-ama hava karadı-"

"E işte eylencesi burda Tae kkk"

Kafamı endişeyle peki anlamında salladım ve yanımda olduğuna emin olduğum telefonumla yürümeye başladım.Eğer orda olmaz veya fobim olduğunu söyleseydim Jungkook'un gözünden düşerdim veya onun gözünde bir korkak olarak görünürdüm.Ve ben bunu istemiyordum.

Ormana girdiğinde türlü türlü sesler geliyordu.Heryer kap karanlıktı.Korkudan telefonunun ışığını açtı.Ve aniden şarzına baktı.

%2.

Korkusu daha da arttı.Ve o telefonun kapanma sesi...

Elinde sadece üç çiçek vardı ve geriye daha yedi çiçek vardı.Bunlar yetmesi gerek diyerek geldiği yöne geri döndü ve kayıp olduğunu fark etti.

Gözleri korkudan dolmuştu.Ayağının üzerinden geçen bir sürüngen ile çığlık attı ve yerinden sıçradı.

En yakınında görünen ağaca benzettiği şeyin yanına gitti.Ulaşınca dokundu ve kabuğundan ağaç olduğuna emin oldu.Dibine çökerek dizlerini kafasına doğru çekti ve kafasını dizlerine yasladı.Ellerini de önünden birleştirerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

O sırada,hiç beklemediği bir anda omuzunda bir el hissetti.

————————

Çok hızlı yazdım yazım hataları oldu.Lütfen afdedin (Ω_Ω)

Yorumlarınızı bekliyorum... <3

What'ca Doin Today || VkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin